SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 902 >>

بَاب الرُّخْصَةِ فِي ذَلِكَ لِلضَّرُورَةِ

154-155. (Zaruretten Dolayı) Elleri Yanlardan Ayırmamaya İzin Verilmesi

 

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ ابْنِ عَجْلَانَ عَنْ سُمَيٍّ عَنْ أَبِي صَالِحٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ اشْتَكَى أَصْحَابُ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَشَقَّةَ السُّجُودِ عَلَيْهِمْ إِذَا انْفَرَجُوا فَقَالَ اسْتَعِينُوا بِالرُّكَبِ

 

Ebu Hureyre (r.a.)'den; demiştir ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı açıldıkları (kollarını yanlardan; karınlarını uyluklarından ayırdıkları) zaman, secdenin kendilerine zor geldiğinden yakındılar. (Nebi Sallallahu aleyhi ve Sellem:) "Dizler(iniz)'den yararlanın" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Tirmizî, mevakît

 

AÇIKLAMA:    

 

Secde anında kolları yanlardan ayırarak kanat gibi germek ve karnı uyluklardan ayrı tutmak, bilhassa secde uzatıldığı zaman insana zorluk vermeye başlar. Beş vakit namazın dışında gecelerin uzunca bir kısmını da namazla geçiren sahabe-î kiram kollar açılarak secde etmenin kendilerine zor geldiğinden şikayet etmeye başladılar. Bunun üzeri­ne Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz onlara dizlerden yararlanmalarını tavsiye etti. Dizlerden yararlanmak Hattabî'ye göre, secdeye inerken ve kalkarken ve secde halinde dirsekleri dizlerin üzerine koymak demektir.[Hattabî, Mealinnf s-sünen. I, 556.] Secde ha­linde iken dirsekleri dizlerin üzerine koyunca karın da uylukların üzerine ge­lir. Bu da secde uzadığı zaman dirsekleri yere, karnı da uylukların üzerine koymanın caiz olduğunu gösterir. Ulemanın beyanına göre bu hadis-i şerif 898 numaralı hadisteki "kollarının arasını açık bulundururdu" cümlesinin farziyyet ifade etmediğini gösteren bir karinedir. Bilindiği gibi mutlak emir farziyyet ifade eder. Ancak onun farziyyet ifade etmediğine dair bir karine bulunursa, o zaman farziyet ifade etmekten çıkar. İşte bu hadis 898 numaralı hadis için böyle bir karine teşkil ettiği gibi, aynı zamanda Müslim'in el-Bera' b. Azib'den rivayet ettiği "secde ettiğin zaman avuçlarını yere koy, dirseklerini kaldır"[Müslim, salat] hadis-i şerifindeki "dirseklerini kaldır" emri için de bu manada bir karine olmaktadır. Bu durumda secdede iken kolları germek ve karınla kasık arasını açık bulundurmak farz değil, müstehabtır. Bunu terk eden kimsenin namazı sahihtir. Ancak müstehabı terk ettiği için kerahet-i tenzihiyye ile mekruhtur. Fakat kadın bu hususta erkeklerden farklıdır. Çünkü kadın namazda devamlı toplu durur ve büzülür. Yani secdede ayağının par­maklarım dikmez, pazularını germez, kollarım yere döşer, karnını uylukla­rına bitiştirir. Çünkü böyle yapmak tesettüre daha uygundur. Kadınlar için matlub olan da tesettürdür. Zeylaî (r.a.) bu mevzuda şöyle demiştir: "Kadın namazda on yerde erkeklerden ayrılır:

 

1. Tekbirde iki elini omuzlan hizasına kadar kaldırır.

 

2. Sağ elini sol eli üzerine, memeleri altına koyup el bağlar.

 

3. Secdede karnını iki uyluğundan ayırmayarak yapıştırır.

 

4. Celsede ellerini iki uyluğu üzerine parmak uçları dizlerine varacak şekilde koyar.

 

5. Koltuğunu secdede açmaz.

 

6. Teşehhüdde teverrük yapar, yani sol yanı üstüne oturup iki ayakları­nı sağ tarafından çıkarır.

 

7. Rüku"da parmaklarını açmaz.

 

8. Erkeklere imam olamaz.

 

9. Cemaat olmaları mekruhtur.

 

10. Cemaat olurlarsa, imam onların ortasına durur."