SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 898 >>

DEVAM: 153-154. Secde Nasıl Yapılır?

 

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عَمِّهِ يَزِيدَ بْنِ الْأَصَمِّ عَنْ مَيْمُونَةَ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ إِذَا سَجَدَ جَافَى بَيْنَ يَدَيْهِ حَتَّى لَوْ أَنَّ بَهْمَةً أَرَادَتْ أَنْ تَمُرَّ تَحْتَ يَدَيْهِ مَرَّتْ

 

Meymune (r.a.)'dan; Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in secde ettiği vakit (ayaklarıyla) kollarının arasını açık bulundurduğu, kollarının altından bir kuzu geçmek istese geçebileceği rivayet edilmiştir.

 

 

Diğer tahric. Müslim, salat; Nesaî, tatbik; İbn Mace, ikame; Darimî, salat; Ahmed b. .Hanbel, VI, 331.

 

AÇIKLAMA:    

 

Secde halinde kollarını açarak karnını kasıklardan ayırmak erkekler için sünnettir. Nitekim M.Zihni Efendi namazın sünnetlerini anlatırken şunları söylemiştir: "Erkekler için secdede, karnını uy­luklarından, dirseklerini yanlarından ve kollarını yerden uzak tutmak sünnettir." Çünkü Hadis-i şerifte "secdede yere yayılma, ellerin üzerine da­yan, pazularım, yanlara çıkar. Eğer böyle yaparsan her uzvun secde etmiş olur" buyurulmuştur. Kolları yanlardan ayırma kalabalık değilken sünnet­tir. Cemaatin çokluğunda, haram olan eziyetten kaçınmak için bu sünnet terk olunur. Kadınlar (ve hünsalar) bu hususta erkeklerin aksine olarak kol­larını yanlarına bitiştirirler, karınlarım da uyluklarına yapıştırırlar."[M.Zihni, Nimet-i tslam, s. 223.]

 

îbn Battal'm beyanına göre, vücut yere ağır gelmesin diye kollar yana açılır. Zira "Yere hafifliğinizi veriniz" şeklinde rivayet vardır.[Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercümesi ve Şerhi, III, 301.]

 

Ashab-i kiramdan Enes b. Malik ile Ebu Said el-Hudrî ve Ali b. Ebî Talib (r.a.) Hazretleri secde halinde iken dirseklerini açarlarmış. Hasan el-Basrî ile İbrahim en-Nehaî'nin görüşleri de böyledir. Yine ashab-ı kiram'-dan Ebu Zer, İbn Mes'ud ve İbn Ömer (r.anhum) ileride gelecek olan 902 numaralı hadis-i şerifle amel ederek dirsekleri yere koymayı ve üzerlerine da­yanmayı caiz görürlermiş. Nitekim İbn Sîrîn'in görüşü de böyledir.