SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 885 >>

بَاب مِقْدَارِ الرُّكُوعِ وَالسُّجُودِ

149-150. Rüku' Ve Secdede Kalmanın Müddeti

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ الْجُرَيْرِيُّ عَنْ السَّعْدِيِّ عَنْ أَبِيهِ أَوْ عَنْ عَمِّهِ قَالَ رَمَقْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي صَلَاتِهِ فَكَانَ يَتَمَكَّنُ فِي رُكُوعِهِ وَسُجُودِهِ قَدْرَ مَا يَقُولُ سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ ثَلَاثًا

 

es-Sa'dî, babasından yahut amcasından (rivayetle) demiştir ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i namazında iken gözetledim rüku ve secde halinde iken üç kere "subhanellahi ve bihamdih" diyecek kadar rüku' ve secde halinde dururdu.

 

 

Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel, V, 271.

 

AÇIKLAMA:    

 

"Ramaktu" kelimesi birinci babdandır, "baktım" ve "gözetledim" anlamına gelir.

 

"Yetemekkenu"   kelimesi  ise,  Ahmed  b.   Hanbel'in  Miisned'inde"kalırdı", dururdu" şeklinde geçmektedir.[Ahmed b. Hanbel, V, 271.] "Yetemekkenü" ke­limesi organların namaz esnasında gerek rüku', gerek secde ve gerekse kı­yamda iyice yerleşmesi neticesinde sükunete ve karara erişmesi, mutmain olması bu rükünleri yaparken ağır ağır her uzvun o rükne iştirak etmesi de­mektir. Bilindiği gibi buna "ta'dil-i erkan" denir ki, rükünleri doğru yap­mak anlamına gelir. Hatırlanacağı üzere ta'dil-i erkana riayet etmek İmam-ı Azam ve İmam Muhammed'e göre vacibdir. İmam Ebu Yusuf'a göre ise, bir rükün olduğundan farzdır.

 

Bu hadisin Sa'dî'nin amcasından mı, yoksa babasından mı rivayet edil­diği kesin olarak bilinmediği gibi Sa'dî'nin amcasının veya babasının kimli­ği de bilinmemektedir. Ancak bu zatlar sahabî oldukları için kimliklerinin bilinmeyişi hadisin sıhhatine zarar vermez. Çünkü sahabiler bizzat Peygam­berin diliyle tezkiye edilmişlerdir. Ancak Sa'dî'nin kimliği de meçhuldür. İmam-ı Nevevî "Takrîb" isimli eserinde onun kimliğinin bilinmediğini söy­lemektedir. Münzirî de "Muhtasara Sünen-i Ebî Davud" isimli eserinde onun hakkında aynı hükmü vermiştir. Ancak İbn Hibban onun isminin Abdullah olduğunu söylediği gibi Ahmed b. Hanbel'in rivayetine göre de es-Sa'dî bu hadisi babası vasıtasıyle amcasından rivayet etmiştir.

 

İbn Kayyım el-Cevzî Zadü'l-Me'ad isimli eserinde bu hadisin zayıf ol­duğunu söylemekte, şayet sahih olduğu kabul edilse bile Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in rüku' ve secdede iken on defa "sübhanellah" dediğini ifade eden Sahih Ha­dislere ters düştüğünü ayrıca es-Sa'dîn kimliğinin bilinmediğini amcasının veya babasının Resul-i Ekrem ile bir kere namaz kıldığını halbuki Resul-i Ekrem'in rüku'da ve secdede on kere "sübhanelllah" dediğini rivayet eden Enes (r.a.) gibi ravilerin ömürlerinin Hz. Nebiin yanında geçtiğini söy­leyerek bu hadisin zayıf olduğuna hükmetmektedir.

 

Yine İbn Kayyım Resul-i Ekrem'in rüku ve secdede iken üç kere "sübhanallah" dediğini ifade eden hadisleri Resul-i Ekrem'in hasta olması gibi arızî sebeblere bağlamakta, - tabii hallerinde iken ondan aşağı "sübhanallah" demediğini söylemektedir.