SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 864 >>

بَاب قَوْلِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كُلُّ صَلَاةٍ لَا يُتِمُّهَا صَاحِبُهَا تُتَمُّ مِنْ تَطَوُّعِهِ

144-145. Hz. Peygamberin "Eksik Kılınan Her Namaz Nafile Namazla Tamamlanır" Hadisi

 

حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا إِسْمَعِيلُ حَدَّثَنَا يُونُسُ عَنْ الْحَسَنِ عَنْ أَنَسِ بْنِ حَكِيمٍ الضَّبِّيِّ قَالَ خَافَ مِنْ زِيَادٍ أَوْ ابْنِ زِيَادٍ فَأَتَى الْمَدِينَةَ فَلَقِيَ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ فَنَسَبَنِي فَانْتَسَبْتُ لَهُ فَقَالَ يَا فَتَى أَلَا أُحَدِّثُكَ حَدِيثًا قَالَ قُلْتُ بَلَى رَحِمَكَ اللَّهُ قَالَ يُونُسُ وَأَحْسَبُهُ ذَكَرَهُ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ أَوَّلَ مَا يُحَاسَبُ النَّاسُ بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ أَعْمَالِهِمْ الصَّلَاةُ قَالَ يَقُولُ رَبُّنَا جَلَّ وَعَزَّ لِمَلَائِكَتِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ انْظُرُوا فِي صَلَاةِ عَبْدِي أَتَمَّهَا أَمْ نَقَصَهَا فَإِنْ كَانَتْ تَامَّةً كُتِبَتْ لَهُ تَامَّةً وَإِنْ كَانَ انْتَقَصَ مِنْهَا شَيْئًا قَالَ انْظُرُوا هَلْ لِعَبْدِي مِنْ تَطَوُّعٍ فَإِنْ كَانَ لَهُ تَطَوُّعٌ قَالَ أَتِمُّوا لِعَبْدِي فَرِيضَتَهُ مِنْ تَطَوُّعِهِ ثُمَّ تُؤْخَذُ الْأَعْمَالُ عَلَى ذَاكُمْ

 

(Hasen el-Basrî) dedi ki: Enes b.Hakîm ed-Dabbî,Ziyad'dan veya İbn Ziyad'dan korkup Medine'ye gelmişti. Ebu Hureyre'yle karşılaştı. (Enes) dediki:

 

(Ebu Hureyre) bana nesebimi sordu. Ben de ona nesebimi açıkladım. Bunun üzerine (Ebu Hureyre bana); Ey delikanlı, ben sana bir hadis nakledeyim mi? dedi. Ben de; Evet (naklet), Allah sana merhamet etsin dedim.

 

(Bu hadisi Hasen el-Basrî'den nakleden) Yunus dedi ki, öyle zannediyorum ki, Hasan el-Basrî (Ebu Hureyre'nin) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den (naklettiği) bu hadisi (şöyle) rivayet etti;

(Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Halkın kıyamet gününde ilk hesaba çekileceği amel, namaz'dır. Aziz ve celil olan Rabbimiz bildiği halde meleklerine (şöyle) der; Kulum'un (Farz) namazına bakınız, o'nu tam mı, yoksa eksik mi kılmış? Eğer (O kimsenin farz namaz'ı) tam ise, onun için (namaz sevabı) tam olarak yazılır. Eğer (Farz) namazından biraz eksik olursa, Allah-ü Teala (şöyle) emreder: (Bu) kulum için nafile (namaz) var mı, bir bakınız! Şayet o kimse için nafile (namaz) var ise, (şöyle) buyurur: Kulumun (eksik olan) farzını nafilesinden tamamlayınız. Sonra (farz olan diğer) ameller de bu şekilde (ele) alınır."

 

 

Diğer tahric: Tirmizî, salat; İbn Mace, İkame; Darimî, salat; Ahnıed b. Hanbel, II, 290, 425; IV, 65, 103; V, 72, 377; Muvatta, sefer 89.

 

AÇIKLAMA:    

 

Metinde geçen öyle zannediyorum ki Hasan el-Basrî bu hadisi şöyle rivayet etti" sözü ravî Yunus'un bu hadisi tam olarak tespit edemediğini gösterir. İnsanların kıyamet gününde ilk defa namazdan hesaba çekilecekleri mevzuunda el-Irakî, Tirmizî üzerine yazdığı şerhinde şun­ları söylemektedir: "Bu hadisle "in­sanlar arasına kıyamet gününde ilk defa görülecek olan dava, adam öldürme davası olacaktır"  Tirmizî, diyet; Buharî, dıyat, Müslim, kasame; Nesaî, tahrîm; İbn Mace, diyat, Ahnıed b. Hanbel, I, 388, 441, 442.  hadisi arasında bir çelişki yoktur. Çünkü namaz Allah'ın kullar üzerinde bulunan bir hakkıdır. Adam öldürmek ise, aynı zamanda kul hakkıyla da ilgilidir. Buna göre bu iki hadisin arasını şu şekilde uzlaştırmak mümkündür. Sırf Allah hakkiyle ilgili olarak ele alınacak ilk dava namaz meselesi olacaktır. Kul haklarıyla ilgili meseleler içerisinde de ilk ele alına­cak dava, kan davası olacaktır. Eğer iki davanın hangisi daha çabuk netice­leneceği sorulursa bu mevzuda gelen sahih hadislere bakarak Allah haklarının daha evvel ele alınıp neticelendirileceği söylenebilir. Çünkü bu mesele akıl ve reyle halledilebilecek bir mesele değildir. Bu mevzuda ancak ilgili hadislere göre hüküm verilebilir. Mesele bu noktadan ele alınınca da Allah hakkıy­la ilgili olan namaz meselesinin daha evvel ele alınacağı anlaşılır."

 

Hafız Irakî bu sözleri söyledikten sonra bu hadisin ravîleri Enes b. Ha-kîm ve el-Hasen cihetinden muztarib olduğunu ve bu hadis hakkında birini diğerine tercih etmek imkanı olmayan çeşitli görüşlerin ortaya atılmış oldu­ğunu söylemiştir. Ancak Bezlu'l-Mechud sahihi bu hadisin çeşitli senetlerle Nesaî tarafından rivayet edildiğini söylemektedir. Bu durumda hadis zayıf­lıktan kurtulur, hasen hadis derecesine yükselir.

 

Allah Teala'nın bu hadiste olduğu gibi meleklere, "kulumun namazına bakınız; onu tam mı yoksa eksik mi kılmış?" gibi sorular sorması, bu mev­zularda bilgi almak ve izahat istemek için değil, bilakis bir takım hikmet ve maslahatları açıklamak içindir. Yine Irakî, Tirmizî üzerine yazmış olduğu şerhte şunları söylemektedir: "Kulun farz namazdaki eksiğinin nafile nama­zıyla tamamlamasından maksat, farz namazda bulunması gereken huşu, ez-kar ve adabla ilgili olsa gerektir. Bunlar farzda eksik bırakılmışsa nafile namazlardaki huşu; ezkar ve adab ile telafi edilerek tam bir farz namaz se­vabına erişilebilir. Hadis-i şerifte geçen bu ifadeden nafile namazların, ih­mal edilip hiç kılınmamış olan farzların yerine geçeceği de anlaşılabilir. Allah Teala'nın fazlı ve ihsanına bir sınır yoktur. İstediğini yapar. Hatta hiç na­maz kılmamış olanlara bile fazlı ve ihsanı ile muamele etmesi caizdir. Kadı İbn el-Arabî'ye göre, nafile ile telafi edilen, namazın farzları ve sayılarıdır."

 

Metinde geçen "sonra (farz olan) diğer ameller de bu şekilde ele alınır" cümlesinden maksat, namazın dışında kalan zekat ve hac gibi farz ibadetler-deki noksanlığın da nafileleriyle telafi edileceğidir.