بَاب
قَوْلِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كُلُّ
صَلَاةٍ لَا
يُتِمُّهَا
صَاحِبُهَا
تُتَمُّ مِنْ
تَطَوُّعِهِ
144-145. Hz.
Peygamberin "Eksik Kılınan Her Namaz Nafile Namazla Tamamlanır"
Hadisi
حَدَّثَنَا
يَعْقُوبُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
حَدَّثَنَا
يُونُسُ عَنْ
الْحَسَنِ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ حَكِيمٍ
الضَّبِّيِّ
قَالَ خَافَ
مِنْ زِيَادٍ
أَوْ ابْنِ
زِيَادٍ
فَأَتَى
الْمَدِينَةَ
فَلَقِيَ
أَبَا
هُرَيْرَةَ
قَالَ
فَنَسَبَنِي
فَانْتَسَبْتُ
لَهُ فَقَالَ
يَا فَتَى
أَلَا أُحَدِّثُكَ
حَدِيثًا
قَالَ قُلْتُ
بَلَى رَحِمَكَ
اللَّهُ
قَالَ
يُونُسُ
وَأَحْسَبُهُ
ذَكَرَهُ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ إِنَّ
أَوَّلَ مَا
يُحَاسَبُ
النَّاسُ
بِهِ يَوْمَ
الْقِيَامَةِ
مِنْ أَعْمَالِهِمْ
الصَّلَاةُ
قَالَ
يَقُولُ رَبُّنَا
جَلَّ
وَعَزَّ
لِمَلَائِكَتِهِ
وَهُوَ
أَعْلَمُ
انْظُرُوا
فِي صَلَاةِ
عَبْدِي
أَتَمَّهَا
أَمْ
نَقَصَهَا
فَإِنْ كَانَتْ
تَامَّةً
كُتِبَتْ
لَهُ
تَامَّةً وَإِنْ
كَانَ
انْتَقَصَ
مِنْهَا
شَيْئًا قَالَ
انْظُرُوا
هَلْ
لِعَبْدِي
مِنْ
تَطَوُّعٍ
فَإِنْ كَانَ
لَهُ
تَطَوُّعٌ
قَالَ
أَتِمُّوا
لِعَبْدِي فَرِيضَتَهُ
مِنْ
تَطَوُّعِهِ
ثُمَّ تُؤْخَذُ
الْأَعْمَالُ
عَلَى
ذَاكُمْ
(Hasen el-Basrî) dedi
ki: Enes b.Hakîm ed-Dabbî,Ziyad'dan veya İbn Ziyad'dan korkup Medine'ye
gelmişti. Ebu Hureyre'yle karşılaştı. (Enes) dediki:
(Ebu Hureyre) bana
nesebimi sordu. Ben de ona nesebimi açıkladım. Bunun üzerine (Ebu Hureyre
bana); Ey delikanlı, ben sana bir hadis nakledeyim mi? dedi. Ben de; Evet
(naklet), Allah sana merhamet etsin dedim.
(Bu hadisi Hasen
el-Basrî'den nakleden) Yunus dedi ki, öyle zannediyorum ki, Hasan el-Basrî (Ebu
Hureyre'nin) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den (naklettiği) bu hadisi
(şöyle) rivayet etti;
(Resul-i Ekrem
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Halkın kıyamet gününde ilk
hesaba çekileceği amel, namaz'dır. Aziz ve celil olan Rabbimiz bildiği halde
meleklerine (şöyle) der; Kulum'un (Farz) namazına bakınız, o'nu tam mı, yoksa
eksik mi kılmış? Eğer (O kimsenin farz namaz'ı) tam ise, onun için (namaz sevabı)
tam olarak yazılır. Eğer (Farz) namazından biraz eksik olursa, Allah-ü Teala
(şöyle) emreder: (Bu) kulum için nafile (namaz) var mı, bir bakınız! Şayet o
kimse için nafile (namaz) var ise, (şöyle) buyurur: Kulumun (eksik olan)
farzını nafilesinden tamamlayınız. Sonra (farz olan diğer) ameller de bu
şekilde (ele) alınır."
Diğer tahric: Tirmizî,
salat; İbn Mace, İkame; Darimî, salat; Ahnıed b. Hanbel, II, 290, 425; IV, 65,
103; V, 72, 377; Muvatta, sefer 89.
AÇIKLAMA:
Metinde geçen öyle
zannediyorum ki Hasan el-Basrî bu hadisi şöyle rivayet etti" sözü ravî Yunus'un
bu hadisi tam olarak tespit edemediğini gösterir. İnsanların kıyamet gününde
ilk defa namazdan hesaba çekilecekleri mevzuunda el-Irakî, Tirmizî üzerine
yazdığı şerhinde şunları söylemektedir: "Bu hadisle "insanlar
arasına kıyamet gününde ilk defa görülecek olan dava, adam öldürme davası
olacaktır" Tirmizî, diyet; Buharî,
dıyat, Müslim, kasame; Nesaî, tahrîm; İbn Mace, diyat, Ahnıed b. Hanbel, I,
388, 441, 442. hadisi arasında bir çelişki
yoktur. Çünkü namaz Allah'ın kullar üzerinde bulunan bir hakkıdır. Adam
öldürmek ise, aynı zamanda kul hakkıyla da ilgilidir. Buna göre bu iki hadisin
arasını şu şekilde uzlaştırmak mümkündür. Sırf Allah hakkiyle ilgili olarak ele
alınacak ilk dava namaz meselesi olacaktır. Kul haklarıyla ilgili meseleler
içerisinde de ilk ele alınacak dava, kan davası olacaktır. Eğer iki davanın
hangisi daha çabuk neticeleneceği sorulursa bu mevzuda gelen sahih hadislere
bakarak Allah haklarının daha evvel ele alınıp neticelendirileceği
söylenebilir. Çünkü bu mesele akıl ve reyle halledilebilecek bir mesele
değildir. Bu mevzuda ancak ilgili hadislere göre hüküm verilebilir. Mesele bu
noktadan ele alınınca da Allah hakkıyla ilgili olan namaz meselesinin daha
evvel ele alınacağı anlaşılır."
Hafız Irakî bu sözleri
söyledikten sonra bu hadisin ravîleri Enes b. Ha-kîm ve el-Hasen cihetinden
muztarib olduğunu ve bu hadis hakkında birini diğerine tercih etmek imkanı
olmayan çeşitli görüşlerin ortaya atılmış olduğunu söylemiştir. Ancak
Bezlu'l-Mechud sahihi bu hadisin çeşitli senetlerle Nesaî tarafından rivayet
edildiğini söylemektedir. Bu durumda hadis zayıflıktan kurtulur, hasen hadis
derecesine yükselir.
Allah Teala'nın bu
hadiste olduğu gibi meleklere, "kulumun namazına bakınız; onu tam mı yoksa
eksik mi kılmış?" gibi sorular sorması, bu mevzularda bilgi almak ve
izahat istemek için değil, bilakis bir takım hikmet ve maslahatları açıklamak
içindir. Yine Irakî, Tirmizî üzerine yazmış olduğu şerhte şunları söylemektedir:
"Kulun farz namazdaki eksiğinin nafile namazıyla tamamlamasından maksat,
farz namazda bulunması gereken huşu, ez-kar ve adabla ilgili olsa gerektir.
Bunlar farzda eksik bırakılmışsa nafile namazlardaki huşu; ezkar ve adab ile
telafi edilerek tam bir farz namaz sevabına erişilebilir. Hadis-i şerifte
geçen bu ifadeden nafile namazların, ihmal edilip hiç kılınmamış olan
farzların yerine geçeceği de anlaşılabilir. Allah Teala'nın fazlı ve ihsanına
bir sınır yoktur. İstediğini yapar. Hatta hiç namaz kılmamış olanlara bile
fazlı ve ihsanı ile muamele etmesi caizdir. Kadı İbn el-Arabî'ye göre, nafile
ile telafi edilen, namazın farzları ve sayılarıdır."
Metinde geçen
"sonra (farz olan) diğer ameller de bu şekilde ele alınır"
cümlesinden maksat, namazın dışında kalan zekat ve hac gibi farz ibadetler-deki
noksanlığın da nafileleriyle telafi edileceğidir.