SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 859 >>

DEVAM: 143-144. Rüku' Ve Secdede Belini Düz Tutmayan'ın Namazı

 

حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ عَنْ خَالِدٍ عَنْ مُحَمَّدٍ يَعْنِي ابْنَ عَمْرٍو عَنْ عَلِيِّ بْنِ يَحْيَى بْنِ خَلَّادٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ بِهَذِهِ الْقِصَّةِ قَالَ إِذَا قُمْتَ فَتَوَجَّهْتَ إِلَى الْقِبْلَةِ فَكَبِّرْ ثُمَّ اقْرَأْ بِأُمِّ الْقُرْآنِ وَبِمَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَقْرَأَ وَإِذَا رَكَعْتَ فَضَعْ رَاحَتَيْكَ عَلَى رُكْبَتَيْكَ وَامْدُدْ ظَهْرَكَ وَقَالَ إِذَا سَجَدْتَ فَمَكِّنْ لِسُجُودِكَ فَإِذَا رَفَعْتَ فَاقْعُدْ عَلَى فَخِذِكَ الْيُسْرَى

 

Rifa'a b. Rafi'den bir önceki hadiste geçen olay rivayet edilmiştir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: (Namaz'a) kalkıp da kıbleye yöneldiğin zaman tekbir getir. Sonra Fatiha ve istediğin kadar Kur'an oku. Rüku'a vardığın zaman avuçlarını dizlerinin üzerine koy, sırtını dümdüz hale getir. Secdeye vardığında (alnınla beraber) secde yerine (ellerini de) koy, (Başını secdeden) kaldırdığın zaman, sol kalçanın üzerine otur"

 

 

Diğer tahric: Nesaî, iftitah, tatbîk, sehv; Tirmizî mevakît

 

AÇIKLAMA:    

 

Bu hadis-i şerifte namazın sıhhati için kıbleye yönelmenin şart olduğu ifade edilmektedir. Hadis sarihleri metinde geçen "tekbir getir" sözünden maksadın "iftitah tekbiri" olduğunu söylüyorlar.

 

Bu hadis-i şerif namazda Fatiha okumanın farz olduğunu söyleyen kim­selerin lehine, aksi görüşte olanların da aleyhine bir delildir. Namazda Fati­ha okumak farzdır diyenlere göre, Fatiha'nın farz olmadığım ifade eden hadis-i şerifler mücmeldir. İzaha muhtaçtır. Bu hadis-i şerif ise, o mücmel hadisleri açıklayıcı mahiyettedir. Biz namazda Fatiha okumanın hükmüyle ilgili görüşleri 818 - 825 numaralı hadis-i şerifleri açıklarken ve 856 numaralı hadisin izahında beşinci maddede incelediğimizden burada tekrara lüzum gör­müyoruz.

 

"Secdeye vardığın zaman secde yerine koy" sözünün anlamı, İbn Ha-cer'e göre "Alnını secde yerine yerleştir" demektir. Tîbî ise, "ellerini yere koy" diye mana vermiştir. Biz tercememizde her ikisine de kavis içinde işa­ret etmekle yetindik. Bu hadise ve benzerlerine bakarak Şafîîler namazda alınla beraber ellerin de secde anında yere konmasının farz olduğunu söylerler. Ha­nefî ulemasına göre ise, elleri yere koymak sünnettir, alnı koymak farzdır. Pamuk üzerine, un veya buğday yığını üzerine secde etmek caiz değildir. Çün­kü bunlar alnın, yerin sertliğini hissetmesine engel olurlar.

 

"(Başım secdeden) kaldırdığın zaman, sol kalçanın üzerine otur" sö­zündeki "secde"den maksat, hadis sarihlerine göre birinci secdedir. Buna göre birinci secdeden kalkınca, nasıl oturulacağına dair ulema arasındaki ih­tilaf bu hadis-i şerifle aydınlığa kavuşmuş oluyor. Bu durumda İbn Hacer'in de dediği gibi sol kalçanın üzerine oturulacak diğer hadislerin açıkladığı şekilde sağ ayak dikilecektir.

 

Hanefî uleması da bu hadisle amel ederek birinci secdeden kalkınca, sol ayağı yere serip kalçayı onun üzerine koyarak oturmanın sünnet olduğunu ve Resul-i Ekrem'in birinci secdeden kalkınca ayakların ökçeleri üzerine otur­duğunu ifade eden hadis, 845 numaralı hadisin rahatsızlık veya ihtiyarlık ha­liyle ilgili olduğunu söylerler. Tadil-i erkanla ilgili tafsilat için 855 - 856 numaralı hadislerin açıklamalarına bakılabilir.