بَاب مَنْ
رَأَى
الْقِرَاءَةَ
إِذَا لَمْ يَجْهَرْ
الْإِمَامُ
بِقِرَاءَتِهِ
133-134. İmam Açıktan
Okumazken Cemaatin Okumasını Caiz Görenler
حَدَّثَنَا
أَبُو
الْوَلِيدِ
الطَّيَالِسِيُّ
حَدَّثَنَا شُعْبَةُ
ح و
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
الْعَبْدِيُّ
أَخْبَرَنَا
شُعْبَةُ الْمَعْنَى
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ
زُرَارَةَ
عَنْ
عِمْرَانَ
بْنِ
حُصَيْنٍ
أَنَّ النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
صَلَّى
الظُّهْرَ
فَجَاءَ
رَجُلٌ
فَقَرَأَ
خَلْفَهُ
سَبِّحْ
اسْمَ
رَبِّكَ
الْأَعْلَى
فَلَمَّا فَرَغَ
قَالَ
أَيُّكُمْ
قَرَأَ
قَالُوا
رَجُلٌ قَالَ
قَدْ
عَرَفْتُ
أَنَّ
بَعْضَكُمْ
خَالَجَنِيهَا
قَالَ أَبُو
دَاوُد قَالَ
الْوَلِيدُ
فِي
حَدِيثِهِ
قَالَ
شُعْبَةُ فَقُلْتُ
لِقَتَادَةَ
أَلَيْسَ
قَوْلُ سَعِيدٍ
أَنْصِتْ
لِلْقُرْآنِ
قَالَ ذَاكَ
إِذَا جَهَرَ
بِهِ قَالَ
ابْنُ
كَثِيرٍ فِي
حَدِيثِهِ
قَالَ قُلْتُ
لِقَتَادَةَ
كَأَنَّهُ
كَرِهَهُ
قَالَ لَوْ
كَرِهَهُ
نَهَى عَنْهُ
İmran b. Husayn'den
nakledildiğine göre, Nebi (salallahu aleyhi ve sellem) (cemaatle) öğle namazı
kılarken, bir adam gelip arkasında "Rabbinin o çok yüce adım tesbih (ve
tenzih) et" (el-A'la suresini) okumuş. Resul-i Ekrem namazı bitirince:
"Okuyan hanginizdi?" diye sormuş, (cemaat de); Bir adam,diye cevap
vermişler. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Gerçekten
anladım ki, biriniz bunu benim ağzımdan aldı" buyurmuş.
Ebu Davud dedi ki:
(Şeyhim) Ebu'l-Velîd, rivayetinde Şu'be'nin şöyle dediğini söyledi: "Ben
Katade'ye Said'in sözü; "Kur'an (okuduğu) için sus (şeklinde) değil
miydi." dedim. O da; "Bu (imam) sesli okuduğu zamandır diye cevap
verdi." tbn Kesîr ise rivayetinde Şu'be'nin, Katade'ye; "Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu işi çirkin görmüşe benziyor" dediğini,
onun da "çirkin görmüş olsaydı, bundan nehyederdi" diye cevap
verdiğini bilirdi."
Diğer tahric: Müslim,
salat; Nesai, iftitah; kıyamu'l-leyl; Ahmed b. Hanbel, IV, 426, 431,433, 441.
AÇIKLAMA:
Hadîs-i şerifte geçen
muhacele çekişmek manasına gelir. Burada kast edilen mana, Resulullah'ın
ağzından kapıp alırcasına onun okuduğunu onunla beraber okumaktır.
İmama uyanlara kıraatin
gerekmediği görünüşünde olan Hanefî uleması ise hadis-i şerifte üzerinde
durulan hadisenin öğle namazında meydana geldiğine bakarak, buradaki muhalece
(çekişme) kelimesinin namaza uygun düşmeyen ve Resul-i Ekrem'in hoşlanmadığı
bir işi yapmak anlamında kullanıldığını söylemişlerdir. Bu iş ise imamın
arkasında olduğu halde kıraatte bulunmaktır. Yine Hanefî uleması, Beyhakî'nin,
imamın arkasında Kur'-an okumak mevzuunda nakletiği; "şayet Resulullah'ın
burada çirkin gördüğü bir şey varsa o da arkasında bulunan bu zatın sesli
okumasıdır. Bu adam sesli okuduğu için Resul-i Ekrem qnun "A'la suresini
okuduğunu bilmiştir" manasındaki sözlerine de itiraz etmişler, bu sözlerin
isabetsizliğine bu olayın, sessiz kılınan öğle namazında cereyan ettiğini
göstermişlerdir. Bu durumda Resul-i Ekrem'in arkasında A'la Suresini okuyan
kimse için; "bunu benim ağzımdan aldı, benimle çekişti" sözünün
manası "benim çirkin gördüğüm bir işi yaptı" demektir. Bu da imamın
arkasında bulunan kimsenin Kur'an okumasıdır. Nitekim Nesaî'nin rivayet ettiği,
"Bazı kişilere ne oluyor da abdestlerini güzelce almadıkları için bizi
Kur'an okurken karışıklığa düşürüyorlar?" mealindeki hadis-i şerifte Resul-i
Ekrem "Bizi karışıklığa düşürüyorlar" sözleriyle, "abdestte
dikkatsizlik gibi hoşlanmadığımız bir işi yapıyorlar" demek istemiştir.
Resul-i Ekrem'in arkasında Kur'an okuyan kimsenin sesli okuduğunu ispat için
Resul-i Ekrem'in bu adamın okuduğu sureyi bildiğini, şayet bu zat sessiz okumuş
olsaydı Resul-i Ekrem'in bu sureyi bilememiş olması lazım geleceğini delil
getirenlere de Hanefî uleması, "Resul-i Ekrem'in, sözü geçen zatın okuduğu
bu surenin ismini zikrettiği sabit değildir" diyerek cevap vermişlerdir.
Gerçekten kavilerin pek çoğu Resul-i Ekrem'in bu ayetleri zikrettiğinden söz
etmemişlerdir. Resul-i Ekrem'in bu surenin ismini zikrettiği isbat edilse bile,
bunu o zatın fısıltısından anlamış olması mümkündür. Şube'nin, şeyhi Katade'ye
Said İbn Müseyyeb'in metinde geçen "Kur'an okunduğu zaman sus"
anlamındaki sözünü hatırlattığı zaman, Katade'nin "bu imamın sesli
kıldırdığı namazlar içindir" demesi, de Hanefî ulemasına göre
isabetsizdir. Çünkü, "Kur'an okunduğu zaman sus" sözü hem sesli hem
de sesiz namazlarda okunan Kur'an'a şamildir. Bunu sadece sesli namazlarda
okunan Kur'an'a tahsis eden bir delil yoktur. Şu'-be'nin Katade'ye; "her
halde Resul-i Ekrem imamın arkasında okumayı çirkin görüyor" sözüne,
Katade'nin; "Eğer çirkin görseydi onu nehyederdi." diye cevab vermesi
de imamın arkasında namaz kılan kimsenin Kur'an okumasının sadece cehrî
namazlarda yasaklandığına dair bir delil olmadığı gibi, gizli okumanın caiz
olduğuna da delil olamaz.
Çünkü mühim olan Resul-i
Ekrem'in ikazına sebeb teşkil eden olaydır. Bu hadis-i şeriften açıkça
anlaşıldığı gibi Resul-i Ekrem'le çekişme ve ona muhalefet etme, o okurken
okumaktır. Öyleyse gizli Ve aşikar oku'nan bütün namazlarda cemaatin susması
gerekir.