SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 828 >>

بَاب مَنْ رَأَى الْقِرَاءَةَ إِذَا لَمْ يَجْهَرْ الْإِمَامُ بِقِرَاءَتِهِ

133-134. İmam Açıktan Okumazken Cemaatin Okumasını Caiz Görenler

 

حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِيُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح و حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ الْعَبْدِيُّ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ الْمَعْنَى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ صَلَّى الظُّهْرَ فَجَاءَ رَجُلٌ فَقَرَأَ خَلْفَهُ سَبِّحْ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى فَلَمَّا فَرَغَ قَالَ أَيُّكُمْ قَرَأَ قَالُوا رَجُلٌ قَالَ قَدْ عَرَفْتُ أَنَّ بَعْضَكُمْ خَالَجَنِيهَا قَالَ أَبُو دَاوُد قَالَ الْوَلِيدُ فِي حَدِيثِهِ قَالَ شُعْبَةُ فَقُلْتُ لِقَتَادَةَ أَلَيْسَ قَوْلُ سَعِيدٍ أَنْصِتْ لِلْقُرْآنِ قَالَ ذَاكَ إِذَا جَهَرَ بِهِ قَالَ ابْنُ كَثِيرٍ فِي حَدِيثِهِ قَالَ قُلْتُ لِقَتَادَةَ كَأَنَّهُ كَرِهَهُ قَالَ لَوْ كَرِهَهُ نَهَى عَنْهُ

 

İmran b. Husayn'den nakledildiğine göre, Nebi (salallahu aleyhi ve sellem) (cemaatle) öğle namazı kılarken, bir adam gelip arkasında "Rabbinin o çok yüce adım tesbih (ve tenzih) et" (el-A'la suresini) okumuş. Resul-i Ekrem namazı bitirince: "Okuyan hanginizdi?" diye sormuş, (cemaat de); Bir adam,diye cevap vermişler. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Gerçekten anladım ki, biriniz bunu benim ağzımdan aldı" buyurmuş.

 

Ebu Davud dedi ki: (Şeyhim) Ebu'l-Velîd, rivayetinde Şu'be'nin şöyle dediğini söyledi: "Ben Katade'ye Said'in sözü; "Kur'an (okuduğu) için sus (şeklinde) değil miydi." dedim. O da; "Bu (imam) sesli okuduğu zamandır diye cevap verdi." tbn Kesîr ise rivayetinde Şu'be'nin, Katade'ye; "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu işi çirkin görmüşe benziyor" dediğini, onun da "çirkin görmüş olsaydı, bundan nehyederdi" diye cevap verdiğini bilirdi."

 

 

Diğer tahric: Müslim, salat; Nesai, iftitah; kıyamu'l-leyl; Ahmed b. Hanbel, IV, 426, 431,433, 441.

 

AÇIKLAMA:    

 

Hadîs-i şerifte geçen muhacele çekişmek manasına gelir. Burada kast edilen mana, Resulullah'ın ağzından kapıp alırcasına onun okuduğunu onunla beraber okumaktır.

 

İmama uyanlara kıraatin gerekmediği görünüşünde olan Hanefî uleması ise hadis-i şerifte üzerinde durulan hadisenin öğle namazında meydana gel­diğine bakarak, buradaki muhalece (çekişme) kelimesinin namaza uygun düşmeyen ve Resul-i Ekrem'in hoşlanmadığı bir işi yapmak anlamında kullanıldığını söylemişlerdir. Bu iş ise imamın arkasında olduğu halde kıra­atte bulunmaktır. Yine Hanefî uleması, Beyhakî'nin, imamın arkasında Kur'-an okumak mevzuunda nakletiği; "şayet Resulullah'ın burada çirkin gördüğü bir şey varsa o da arkasında bulunan bu zatın sesli okumasıdır. Bu adam sesli okuduğu için Resul-i Ekrem qnun "A'la suresini okuduğunu bilmiştir" manasındaki sözlerine de itiraz etmişler, bu sözlerin isabetsizliğine bu ola­yın, sessiz kılınan öğle namazında cereyan ettiğini göstermişlerdir. Bu du­rumda Resul-i Ekrem'in arkasında A'la Suresini okuyan kimse için; "bunu benim ağzımdan aldı, benimle çekişti" sözünün manası "benim çirkin gör­düğüm bir işi yaptı" demektir. Bu da imamın arkasında bulunan kimsenin Kur'an okumasıdır. Nitekim Nesaî'nin rivayet ettiği, "Bazı kişilere ne olu­yor da abdestlerini güzelce almadıkları için bizi Kur'an okurken karışıklığa düşürüyorlar?" mealindeki hadis-i şerifte Resul-i Ekrem "Bizi karışıklığa düşürüyorlar" sözleriyle, "abdestte dikkatsizlik gibi hoşlanmadığımız bir işi yapıyorlar" demek istemiştir. Resul-i Ekrem'in arkasında Kur'an okuyan kimsenin sesli okuduğunu ispat için Resul-i Ekrem'in bu adamın okuduğu sureyi bildiğini, şayet bu zat sessiz okumuş olsaydı Resul-i Ekrem'in bu sureyi bilememiş olması lazım geleceğini delil getirenlere de Hanefî uleması, "Resul-i Ekrem'in, sözü geçen zatın okuduğu bu surenin ismini zikrettiği sabit değildir" diyerek cevap vermişlerdir. Gerçekten kavilerin pek çoğu Resul-i Ekrem'in bu ayetleri zikrettiğinden söz etmemişlerdir. Resul-i Ekrem'in bu surenin ismini zikrettiği isbat edilse bile, bunu o zatın fısıltısından anlamış olması mümkündür. Şube'nin, şeyhi Katade'ye Said İbn Müseyyeb'in me­tinde geçen "Kur'an okunduğu zaman sus" anlamındaki sözünü hatırlattığı zaman, Katade'nin "bu imamın sesli kıldırdığı namazlar içindir" demesi, de Hanefî ulemasına göre isabetsizdir. Çünkü, "Kur'an okunduğu zaman sus" sözü hem sesli hem de sesiz namazlarda okunan Kur'an'a şamildir. Bunu sadece sesli namazlarda okunan Kur'an'a tahsis eden bir delil yoktur. Şu'-be'nin Katade'ye; "her halde Resul-i Ekrem imamın arkasında okumayı çirkin görüyor" sözüne, Katade'nin; "Eğer çirkin görseydi onu nehyederdi." diye cevab vermesi de imamın arkasında namaz kılan kimsenin Kur'an okuması­nın sadece cehrî namazlarda yasaklandığına dair bir delil olmadığı gibi, gizli okumanın caiz olduğuna da delil olamaz.

 

Çünkü mühim olan Resul-i Ekrem'in ikazına sebeb teşkil eden olaydır. Bu hadis-i şeriften açıkça anlaşıldığı gibi Resul-i Ekrem'le çekişme ve ona muhalefet etme, o okurken okumaktır. Öyleyse gizli Ve aşikar oku'nan bü­tün namazlarda cemaatin susması gerekir.