SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 821 >>

DEVAM: 131-132. Namazında [Fatiha'yı] Okumayı Terk Eden Kimsenin Durumu

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ الْعَلَاءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا السَّائِبِ مَوْلَى هِشَامِ بْنِ زَهْرَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ صَلَّى صَلَاةً لَمْ يَقْرَأْ فِيهَا بِأُمِّ الْقُرْآنِ فَهِيَ خِدَاجٌ فَهِيَ خِدَاجٌ فَهِيَ خِدَاجٌ غَيْرُ تَمَامٍ قَالَ فَقُلْتُ يَا أَبَا هُرَيْرَةَ إِنِّي أَكُونُ أَحْيَانًا وَرَاءَ الْإِمَامِ قَالَ فَغَمَزَ ذِرَاعِي وَقَالَ اقْرَأْ بِهَا يَا فَارِسِيُّ فِي نَفْسِكَ فَإِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ قَالَ اللَّهُ تَعَالَى قَسَمْتُ الصَّلَاةَ بَيْنِي وَبَيْنَ عَبْدِي نِصْفَيْنِ فَنِصْفُهَا لِي وَنِصْفُهَا لِعَبْدِي وَلِعَبْدِي مَا سَأَلَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اقْرَءُوا يَقُولُ الْعَبْدُ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ يَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ حَمِدَنِي عَبْدِي يَقُولُ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ يَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ أَثْنَى عَلَيَّ عَبْدِي يَقُولُ الْعَبْدُ مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ يَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مَجَّدَنِي عَبْدِي يَقُولُ الْعَبْدُ إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ يَقُولُ اللَّهُ هَذِهِ بَيْنِي وَبَيْنَ عَبْدِي وَلِعَبْدِي مَا سَأَلَ يَقُولُ الْعَبْدُ اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ يَقُولُ اللَّهُ فَهَؤُلَاءِ لِعَبْدِي وَلِعَبْدِي مَا سَأَلَ

 

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Her kim namaz kılar da onda Fatiha okumazsa, o namaz eksiktir, o namaz eksiktir, o namaz eksiktir, tamam değildir'* buyurmuştur.

 

(Ravi Ebu’s-Saib) dedi ki: Ben de: Ey Eba Hureyre bazan imamın arkasında bulunuyorum (o zaman da okuyacak mıyım)? dedim. Kolumu sıkıştırdı ve dedi ki: Ey Farisî (o zaman) onu içinden oku. Çünkü ben Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim: "Aziz ve celil olan Allah buyurdu ki; Ben namaz'ı (yani Fatiha'yı) kendimle kulum arasında ikiye böldüm. Yarısı benim yarısı da kulumundur. Kulum'a istediği verilecektir."

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devamla dedi ki: Kul  [ El hamdu lillahi Rabbil alemin ] dediği zaman Allah Teala; Kulum bana hamd etti, der. [ Errahmanirrahim ] dediğinde, Allah Teala; Kulum bana sena etti, der. [ Malikiyevmiddin ]  dediğinde; Kulum beni temcîd eyledi, der. Bir defasında; Kulum (umurunu) bana tefviz eyledi, der buyurdu.

 

Kul: [ İyyake na'budu ve iyyake nestain ]  dediği zaman Allah; Bu kulumla benim aramdadır; hem kulumun dilediği onundur. der.

 

  Kul [ İhdine's-sirate'l mustakim siratellezine en amte aleyhim ğayri'l mağdubi aleyhim vele'd-daaaalliin ] dediği zaman Allah:

 

  İşte bu kulumundur. Hem kulumun dilediği onundur buyurur.» derken işittim.

 

 

Diğer tahric: Müslim, salat; Tirmizî, salat; Tefsir süre, Nesaî, iftitah; İbn Mace, ikame, edeb; Muvatta, nida; Ahmed b. Hanbel, II, 241, 285, 480, 204, 215, 250, 290, 457, 460, 478, 487, IH,

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şerif namazda Fatiha okumak farz değil, vaciptir, diyen Hanefî ulemasının delilidir. Hanefîlere göre Fatiha okumadan kılınan namaz fasid değil ama eksiktir. Bu hadis-i şerifte de Fatiha okumaksızın kılınan namazın fasit olduğu değil de noksan olduğu ifade edi­liyor. Esasen Hanefî uleması ibadetleri organları tam olan insana benzetmiş­lerdir. Farzlar bu ibadetin kalbi durumundadır, sünnetlerse diğer organlar durumundadır. Müstehablar ise, insanın ziynetini ve güzelliğini teşkil eden kaş, kirpik, saç ve sakal durumundadır. Nasıl bir insan kalpsiz yaşayamazsa, farzı eda edilmeyen bir namazın da vücudundan söz edilemez, o namaz tamamen yok olmuştur. Ama bir el ve ayak durumunda olan sünnet, vacib terk edilecek olursa, bu namaz noksandır, eksiktir. Nitekim besmele çekmek namazda sünnet olduğu için, onun terk edilmesini Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir organın kesilmesine benzetmiştir. 

 

İbn Mace, Nikah; Ahmed b. Hanbel, II, 359'da: "Allah'a hamd ile başlamayan her önemli iş..." şeklindedir. Hafız Abdulkadir er-Ruhavî, de, el-Erbaîn el-Buldaniyye'de hadisin bir rivayetinin de, "Bismillah ile başlanmayan her önemli iş..." şeklinde olduğunu belirtmiştir. (bk. Hatipoğlu Haydar, Sünen-i İbn Mace Terceme ve Şerhi, V, 310.).

 

Şafiî uleması ise, Hadis-i şerifte geçen "eksik" kelimesine fasit manası vererek bu hadisin, "namazda Fatiha okumak farzdır" diyen Şafiîlerin gö­rüşünü te'yid ettiğini söylemişlerdir.

 

Hadis-i şerifte geçen; "Ey Farisî (kardeşim) o zaman (yani imamın) ar-kasındayken de Fatiha'yı içinden oku" cümlesine Şafiîler sessizce okumak manası verilirken, Hanefî uleması "Fatiha'nın manasını düşün ve kalbin­den geçir" manası vermişlerdir. Fakat bu cümlenin manası "Fatiha'yı ses­sizce oku" manasına gelse bile, bu cümle Ebu Hureyre (r.a.)'nin kendi görüşünü ortaya koyar. Hanefî ulemasına göre, bir meselede sahabenin gö­rüşleri farklı olursa bunlardan bir tanesi tercih edilir, başka bir görüşe yer verilmez. Bu bakımdan Hanefî uleması, bu meselede, imamın arkasında Fa­tiha okunmaz diyen Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'un görüşünü tercih etmiştir.

 

Bu hadis-i şerifte salat (namaz) sözü Fatiha manasında kullanılmıştır. Namazın içinde Fatiha bulunduğu için bu alakadan dolayı mecazen "salat" kelimesiyle Fatiha kast edilmiştir. "Hamd" Allah Teala hazretlerim fiilî sı­fatları ile, "temcîd" de celal sıfatları ile sena etmektir. Allah'ın her iki sıfat­ları ile öğmeye "sena" denilir. Besmelede bunların ikisi de vardır. Yani Rahman Allah'ın zatî sıfatına, Rahîm de fiilî sıfatına delalet eder. Bundan dolayı bu sıfatlar Allah Teala'ya mahsus olmuşlardır. Allah'dan başkasına isim olarak verilemezler.

 

"Fatiha'yı kulumla kendi aramda yarı yarıya böldüm" cümlesini ule­ma şöyle açıklamışlardır: Fatiha yedi ayettir, bunun ilk üç ayeti Allah Teala'yı medh ve senadan ibarettir. Bu üç ayet şunlardır:

 

1. Hamd olsun Alemlerin Rabbi olan Allah'a, 2. Rahman, Rahim olan (Allah'a), 3. Din gününün sahibi ve mutasarrıfı olan (Allah'a). Bu ayetler sadece Allah'a aittir. Çünkü Allahü Tealaya medh ve senayı ve O'nun mutlak hakimiyetini dile getirmekten ibarettir.

 

Fatiha'nın ayetlerinden üç tanesi de sadece kula aittir. Bunlar da Fati­ha'nın 5, 6, ve 7. ayetlerini teşkil eden şu ayetlerdir: 5. Bizi doğru yola ilet, 6. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, 7. azaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil." Görüldüğü gibi bu ayetler kula ait dualarından ibarettir.

 

Bu iki kısmın arasında bir ayet vardır ki, bu ayetin yarısı Allah Teala'­ya medh ve sena ile yarısı da kulun dua ve isteğiyle ilgilidir. Bu ayet de Fati­ha'nın dördüncü ayetini teşkil eden "Yalnız sana ibadet (kulluk) ederiz, yalnız senden yardım isteriz" ayetidir. Bu izah gösteriyor ki, hadis-i şerifte ifade buyurulduğu gibi Fatiha suresinin ayetleri mana iti­bariyle Allah ile kulu arasında ikiye bölünmüştür. Allah Teala bu ayetlerle dua eden kuluna istediğini vereceğini va'd etmiştir. Ayrıca bu hadis-i şerif besmelenin Fatihadan bir ayet olmadığını söyleyen ulemanın delilidir. Bes­mele ile ilgili bilgi 782 ve 784 numaralı hadis-i şeriflerin izahında geçmiştir.