DEVAM: 131-132.
Namazında [Fatiha'yı] Okumayı Terk Eden Kimsenin Durumu
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
الْعَلَاءِ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ أَنَّهُ
سَمِعَ أَبَا
السَّائِبِ
مَوْلَى هِشَامِ
بْنِ
زَهْرَةَ
يَقُولُ
سَمِعْتُ
أَبَا هُرَيْرَةَ
يَقُولُ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ صَلَّى
صَلَاةً لَمْ
يَقْرَأْ
فِيهَا بِأُمِّ
الْقُرْآنِ
فَهِيَ
خِدَاجٌ
فَهِيَ خِدَاجٌ
فَهِيَ
خِدَاجٌ
غَيْرُ
تَمَامٍ قَالَ
فَقُلْتُ يَا
أَبَا
هُرَيْرَةَ
إِنِّي
أَكُونُ
أَحْيَانًا
وَرَاءَ
الْإِمَامِ
قَالَ
فَغَمَزَ ذِرَاعِي
وَقَالَ
اقْرَأْ
بِهَا يَا
فَارِسِيُّ
فِي نَفْسِكَ
فَإِنِّي
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
قَالَ
اللَّهُ
تَعَالَى
قَسَمْتُ
الصَّلَاةَ
بَيْنِي
وَبَيْنَ
عَبْدِي
نِصْفَيْنِ
فَنِصْفُهَا
لِي
وَنِصْفُهَا
لِعَبْدِي
وَلِعَبْدِي
مَا سَأَلَ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
اقْرَءُوا
يَقُولُ
الْعَبْدُ
الْحَمْدُ
لِلَّهِ رَبِّ
الْعَالَمِينَ
يَقُولُ
اللَّهُ عَزَّ
وَجَلَّ
حَمِدَنِي
عَبْدِي
يَقُولُ
الرَّحْمَنِ
الرَّحِيمِ يَقُولُ
اللَّهُ
عَزَّ
وَجَلَّ
أَثْنَى عَلَيَّ
عَبْدِي
يَقُولُ
الْعَبْدُ
مَالِكِ يَوْمِ
الدِّينِ
يَقُولُ
اللَّهُ
عَزَّ وَجَلَّ
مَجَّدَنِي
عَبْدِي
يَقُولُ
الْعَبْدُ
إِيَّاكَ
نَعْبُدُ
وَإِيَّاكَ
نَسْتَعِينُ
يَقُولُ اللَّهُ
هَذِهِ
بَيْنِي
وَبَيْنَ
عَبْدِي وَلِعَبْدِي
مَا سَأَلَ
يَقُولُ
الْعَبْدُ
اهْدِنَا
الصِّرَاطَ
الْمُسْتَقِيمَ
صِرَاطَ
الَّذِينَ
أَنْعَمْتَ
عَلَيْهِمْ
غَيْرِ
الْمَغْضُوبِ
عَلَيْهِمْ
وَلَا
الضَّالِّينَ
يَقُولُ
اللَّهُ
فَهَؤُلَاءِ
لِعَبْدِي
وَلِعَبْدِي
مَا سَأَلَ
Ebu Hureyre (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Her kim
namaz kılar da onda Fatiha okumazsa, o namaz eksiktir, o namaz eksiktir, o
namaz eksiktir, tamam değildir'* buyurmuştur.
(Ravi Ebu’s-Saib) dedi
ki: Ben de: Ey Eba Hureyre bazan imamın arkasında bulunuyorum (o zaman da
okuyacak mıyım)? dedim. Kolumu sıkıştırdı ve dedi ki: Ey Farisî (o zaman) onu
içinden oku. Çünkü ben Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle
buyururken işittim: "Aziz ve celil olan Allah buyurdu ki; Ben namaz'ı
(yani Fatiha'yı) kendimle kulum arasında ikiye böldüm. Yarısı benim yarısı da
kulumundur. Kulum'a istediği verilecektir."
Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) devamla dedi ki: Kul [ El
hamdu lillahi Rabbil alemin ] dediği zaman Allah Teala; Kulum bana hamd etti,
der. [ Errahmanirrahim ] dediğinde, Allah Teala; Kulum bana sena etti, der. [
Malikiyevmiddin ] dediğinde; Kulum beni
temcîd eyledi, der. Bir defasında; Kulum (umurunu) bana tefviz eyledi, der
buyurdu.
Kul: [ İyyake na'budu ve
iyyake nestain ] dediği zaman Allah; Bu
kulumla benim aramdadır; hem kulumun dilediği onundur. der.
— Kul [ İhdine's-sirate'l mustakim
siratellezine en amte aleyhim ğayri'l mağdubi aleyhim vele'd-daaaalliin ]
dediği zaman Allah:
— İşte bu kulumundur. Hem kulumun dilediği
onundur buyurur.» derken işittim.
Diğer tahric: Müslim,
salat; Tirmizî, salat; Tefsir süre, Nesaî, iftitah; İbn Mace, ikame, edeb;
Muvatta, nida; Ahmed b. Hanbel, II, 241, 285, 480, 204, 215, 250, 290, 457,
460, 478, 487, IH,
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerif namazda Fatiha okumak farz
değil, vaciptir, diyen Hanefî ulemasının delilidir. Hanefîlere göre Fatiha
okumadan kılınan namaz fasid değil ama eksiktir. Bu hadis-i şerifte de Fatiha
okumaksızın kılınan namazın fasit olduğu değil de noksan olduğu ifade ediliyor.
Esasen Hanefî uleması ibadetleri organları tam olan insana benzetmişlerdir.
Farzlar bu ibadetin kalbi durumundadır, sünnetlerse diğer organlar
durumundadır. Müstehablar ise, insanın ziynetini ve güzelliğini teşkil eden
kaş, kirpik, saç ve sakal durumundadır. Nasıl bir insan kalpsiz yaşayamazsa,
farzı eda edilmeyen bir namazın da vücudundan söz edilemez, o namaz tamamen yok
olmuştur. Ama bir el ve ayak durumunda olan sünnet, vacib terk edilecek olursa,
bu namaz noksandır, eksiktir. Nitekim besmele çekmek namazda sünnet olduğu
için, onun terk edilmesini Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir
organın kesilmesine benzetmiştir.
İbn
Mace, Nikah; Ahmed b. Hanbel, II, 359'da: "Allah'a hamd ile başlamayan her
önemli iş..." şeklindedir. Hafız Abdulkadir er-Ruhavî, de, el-Erbaîn
el-Buldaniyye'de hadisin bir rivayetinin de, "Bismillah ile başlanmayan
her önemli iş..." şeklinde olduğunu belirtmiştir. (bk. Hatipoğlu Haydar, Sünen-i İbn Mace
Terceme ve Şerhi, V, 310.).
Şafiî
uleması ise, Hadis-i şerifte geçen "eksik" kelimesine fasit manası
vererek bu hadisin, "namazda Fatiha okumak farzdır" diyen Şafiîlerin
görüşünü te'yid ettiğini söylemişlerdir.
Hadis-i
şerifte geçen; "Ey Farisî (kardeşim) o zaman (yani imamın) ar-kasındayken
de Fatiha'yı içinden oku" cümlesine Şafiîler sessizce okumak manası
verilirken, Hanefî uleması "Fatiha'nın manasını düşün ve kalbinden
geçir" manası vermişlerdir. Fakat bu cümlenin manası "Fatiha'yı sessizce
oku" manasına gelse bile, bu cümle Ebu Hureyre (r.a.)'nin kendi görüşünü
ortaya koyar. Hanefî ulemasına göre, bir meselede sahabenin görüşleri farklı
olursa bunlardan bir tanesi tercih edilir, başka bir görüşe yer verilmez. Bu
bakımdan Hanefî uleması, bu meselede, imamın arkasında Fatiha okunmaz diyen
Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'un görüşünü tercih etmiştir.
Bu
hadis-i şerifte salat (namaz) sözü Fatiha manasında kullanılmıştır. Namazın
içinde Fatiha bulunduğu için bu alakadan dolayı mecazen "salat"
kelimesiyle Fatiha kast edilmiştir. "Hamd" Allah Teala hazretlerim
fiilî sıfatları ile, "temcîd" de celal sıfatları ile sena etmektir.
Allah'ın her iki sıfatları ile öğmeye "sena" denilir. Besmelede
bunların ikisi de vardır. Yani Rahman Allah'ın zatî sıfatına, Rahîm de fiilî
sıfatına delalet eder. Bundan dolayı bu sıfatlar Allah Teala'ya mahsus
olmuşlardır. Allah'dan başkasına isim olarak verilemezler.
"Fatiha'yı
kulumla kendi aramda yarı yarıya böldüm" cümlesini ulema şöyle
açıklamışlardır: Fatiha yedi ayettir, bunun ilk üç ayeti Allah Teala'yı medh ve
senadan ibarettir. Bu üç ayet şunlardır:
1.
Hamd olsun Alemlerin Rabbi olan Allah'a, 2. Rahman, Rahim olan (Allah'a), 3.
Din gününün sahibi ve mutasarrıfı olan (Allah'a). Bu ayetler sadece Allah'a
aittir. Çünkü Allahü Tealaya medh ve senayı ve O'nun mutlak hakimiyetini dile
getirmekten ibarettir.
Fatiha'nın
ayetlerinden üç tanesi de sadece kula aittir. Bunlar da Fatiha'nın 5, 6, ve 7.
ayetlerini teşkil eden şu ayetlerdir: 5. Bizi doğru yola ilet, 6. Kendilerine
nimet verdiklerinin yoluna, 7. azaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine
değil." Görüldüğü gibi bu ayetler kula ait dualarından ibarettir.
Bu
iki kısmın arasında bir ayet vardır ki, bu ayetin yarısı Allah Teala'ya medh
ve sena ile yarısı da kulun dua ve isteğiyle ilgilidir. Bu ayet de Fatiha'nın
dördüncü ayetini teşkil eden "Yalnız sana ibadet (kulluk) ederiz, yalnız
senden yardım isteriz" ayetidir. Bu izah gösteriyor ki, hadis-i şerifte
ifade buyurulduğu gibi Fatiha suresinin ayetleri mana itibariyle Allah ile
kulu arasında ikiye bölünmüştür. Allah Teala bu ayetlerle dua eden kuluna
istediğini vereceğini va'd etmiştir. Ayrıca bu hadis-i şerif besmelenin
Fatihadan bir ayet olmadığını söyleyen ulemanın delilidir. Besmele ile ilgili
bilgi 782 ve 784 numaralı hadis-i şeriflerin izahında geçmiştir.