SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 818 >>

 بَاب مَنْ تَرَكَ الْقِرَاءَةَ فِي صَلَاتِهِ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ

131-132. Namazında [Fatiha'yı] Okumayı Terk Eden Kimsenin Durumu

 

حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِيُّ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَبِي نَضْرَةَ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ قَالَ أُمِرْنَا أَنْ نَقْرَأَ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ وَمَا تَيَسَّرَ

 

Ebu Said (el-Hudrî) (r.a.)'den; demiştir ki: Biz (namazda) Fatiha ile (beraber Kur'an'dan) kolayımıza) geleni okumakla emrolunduk.

 

 

Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel, III, 3, 45, 97.

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şerif namazda Fatiha ile beraber bir miktar Kur'an okumanın farz olduğuna delalet ederse de Resul-i Zişan Efendimiz'in, namaz kılmasını beceremeyen Hallad b. Rafi'e, namaz kılmasını öğrettikten sonra "Kur'an'dan kolayına gelen bir yeri oku" buyurduğunu ifade eden 856 numaralı hadisi şerif, farz olan şeyin Fatiha okumak değil, Kuran okumak olduğunu ortaya koyar. Nitekim Hanefî uleması bu görüş­tedir ki, bu görüş "Kur'an okunduğu vakit onu dinleyin ve susun"[A'raf 204] mea­lindeki ayet-i kerimeye de uygun düşmektedir. Çünkü okunacak yerin tayin edilmesi işi zorlaştırmaktır. "Kolayına gelen bir yeri oku" emrine ters düşer. Fakat özellikle Fatiha'yı sonra da bir surenin tamamını veya bir kısmı­nı okumak Hanefi ulemasına göre vacibdir. Nitekim sadece Fatiha bile olsa Kur'an-ı Kerim'den bir bölümü okumanın namazın sıhhati için yeterli olduğunu ifade eden 819 numaralı hadisri şerif de bu görüşü te'yid etmektedir. Ancak Şevkanî bu hadisten bahsederken, ravisi Ca'fer b. Meymun'un Nesaî, Ahmed b. Hanbel ve İbn Adiy tarafından tenkid edildiğini söylemişse de, sonradan Müslim, Ebu Davud ve İbn Hibban tarafından rivayet edilen; “Fatiha ile beraber bir miktar kur'an okumayan kimsenin namazı yoktur" mealindeki 822 no'lu hadisin bu hadisi tasdik ve takviye ettiğini sözlerine eklemiştir. Şevkanî sözlerine devamla aynı hadisin Buharî tarafından da il­letli olduğu gerekçesiyle tenkid edilmesine rağmen, İbn Seyyidinnas'ın bu hadis hakkında, "Senedi sahih ve ricali sağlam bir hadistir" dediğini, İbn Mace'-deki "her rekatta Fatiha ile birlikte bir sure okumayan kimsenin namazı yok­tur."[İbn Mace, ikame] mealindeki hadis-i şerifin de aslında bu hadisin sıhhatine bir delil sayılacağım ifade ettikten sonra sözlerini şöyle tamamlamıştır: "Gerçekten de bütün bu hadisler namazda Fatiha ile birlikte bir miktar Kur'an okuma­nın vacib olduğuna delalet eder. "Bu bakımdan Fatiha kasten terk  edilecek olursa namaz caiz olursa da sahibi günahkar olur"[Tecrîd Tercemesi, II, 595] Çünkü; "namazda Fa­tihayı okumayanın namazı yoktur" mealindeki 822 no'lu hadisin anlamı Hanefîlere göre; "Fatihasız kılınan namaz kamil değildir" demektir. İmam Ebu Hanife'ye göre farz olan kıraatin miktarı ise, bir ayetten ibarettir. Ayetin kısa bir ayet olması ile uzun bir ayet olması arasında fark yoktur. îmameyne göre ise, ya uzun bir ayet veya üç kısa ayettir. Yine Hanefî ulemasına gö­re, farz olan kıraatin yeri, farz namazlarda ilk iki rekat, nafile namazlarda ise her rekattir. Farz namazların üçüncü ve dördüncü rekatında ise, Fatiha okumak sünnettir. Fatiha yerine tesbih ile meşgul olmak veya tamamen sü­kut etmek de caizdir.

 

Şafiî uleması ise, yukarıda geçen "namazda Fatiha'yı okumayanın na­mazı yoktur" mealindeki hadis-i şerife, "namazı sahih değildir" şeklinde mana verdikleri için "namaz kılan kimse ister yalnız, ister imamla beraber olsun, namazı da ister sesli ister sessiz olsun her rekatta Fatiha okuması farzdır" demişlerdir. Ahmed b. Hanbel'in görüşü ile Malikîlerden İbn Kinane'nin gö­rüşü de böyledir.

 

Ancak Malikîlere göre dört rekatlı bir namazın üç rekatında okumak yeterlidir. Çünkü ekseriyet, kül makamına kaimdir. Bu bakımdan üç rekat­ta Fatiha okuyan kimse onlara göre dört rekatta da okumuş sayılır. Fatiha'-nın her rekatta okunacağına dair delilleri ise, aleyhissalatü vesselam Efendimizin namaz kılmayı beceremeyen Hallad b. Rafi'e ilk rekatta kıraati emrettikten sonra, "bunu namazın her rekatında yap" buyurduğunu ifade eden 856 no'lu hadistir. Hanefî ulemasına göre farz namazlarda asıl olan iki rekattır. Üçüncü ve dördüncü rekatlar sonradan ilave edilmiştir. Hatta sefere çıkıldığı zaman bu rekatlar kılınmaz. Bu bakımdan farz olan kıraatla, vacib olan Fatiha ve zamm-i surenin yeri farz namazlarda ilk iki rekat; nafilelerde ise, her rekattır. İmamın ardında cemaatle namaz kılan bir kim­senin Fatiha ve zamm-ı sure okuyup okumayacağı hakkında ise üç ayrı gö­rüş vardır:

 

1. İmamın sessiz olarak kıldırdığı namazlarda imama uyan sessiz ola­rak Fatiha ve zamm-ı sureyi okur, sesli namazlarda ise, Fatiha'yı da zamm-ı sureyi de okumaz. Bu görüş İmam Malik'e aittir. Delili ise, "Kur'an okun­duğu vakit onu dinleyin ve susun"[A'raf  204] ayet-i kerimesidir.

 

2. Sesli ve sessiz namazlardan her ikisinde de yalnız imam okur. İmama uyan okumaz. Bu görüş de imam Ebu Hanefe'ye aittir. Kitabdan delili (A'-raf 204) ayet-i kerimesi; sünnetten delili ise, îbn Ebî Şeybe'nin Ebu Hürey-re'den  rivayet  ettiği: imamın kıraati cema­ati için de geçerlidir." [İbn Mace, ikame; Ahmed b. Hanbel, III, 339.]

 

3. Sessiz namazlarda imama uyan hem Fatihayı hem de zamm-ı sureyi okur. Sesli namazlarda ise yalnız Fatiha'yı okur. Bu görüş ise, İmam Şafiî'­ye aittir. Delili "Fatiha okumayanın namazı yoktur" mealindeki hadis-i şeriftir.[bk. 823 numaralı hadis]

 

Kimisi de sesli namazda imamın sesini işiten ile işitmeyeni birbirinden ayırarak, "işitmeyen okur, işiten okumaz" demiştir. Bu görüş de İmam Ahmed'in görüşüdür.

 

Mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifteki "Kur'an'dan kolayımıza gele­ni okumakla emrolunduk" hadis-i şerifi ise, Fatiha'dan sonra bir miktar Kur'an-ı Kerim okunması lazım geldiğine delalet etmektedir. Biraz önce bir münasebetle Hanefi ulemasına göre Fatiha'dan sonra okunacak surenin hük­münü ve miktarını açıklamıştık. Diğer mezheb imamlarına göre ise, Fatiha'dan sonra öğle, ikindi, akşam, yatsı namazlarının farzlarında ilk iki rekatta Kur'­an'dan bir miktar ayet okumak sünnettir. Okunması istenen en az miktar ise, Malikî ve Şafiî ulemasına göre, kısa bir sure olabileceği gibi bir ayet ve­ya bir yarım ayettir. Hanbelî ulemasına göre ise, en az, -anlamı itibariyle-kendinden önceki ve sonraki ayetlere bağlı olmayan müstakil bir ayet olma­lıdır.[Cezîri, Abdurrahman, el-Fıkh ale'l-Mezahibi'l-Erbaa, I, 254]

 

Nafilelerde ise her rekatta okumak Malikîlere göre mendub, Hanbelilere göre sünnettir. Şafiîlere göre ise, sadece ilk iki rekatta okumak sünnettir.