بَاب مَا
يُنْهَى
عَنْهُ مِنْ
الْمُرُورِ بَيْنَ
يَدَيْ
الْمُصَلِّي
108. Namaz Kılanın
Önünden Geçmenin Yasak Oluşu
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
أَبِي
النَّضْرِ
مَوْلَى عُمَرَ
بْنِ
عُبَيْدِ
اللَّهِ عَنْ
بُسْرِ بْنِ سَعِيدٍ
أَنَّ زَيْدَ
بْنَ خَالِدٍ
الْجُهَنِيَّ
أَرْسَلَهُ
إِلَى أَبِي
جُهَيْمٍ يَسْأَلُهُ
مَاذَا
سَمِعَ مِنْ
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فِي
الْمَارِّ
بَيْنَ
يَدَيْ
الْمُصَلِّي
فَقَالَ
أَبُو جُهَيْمٍ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَوْ
يَعْلَمُ الْمَارُّ
بَيْنَ
يَدَيْ
الْمُصَلِّي
مَاذَا
عَلَيْهِ
لَكَانَ أَنْ
يَقِفَ
أَرْبَعِينَ
خَيْرٌ لَهُ
مِنْ أَنْ
يَمُرَّ
بَيْنَ يَدَيْهِ
قَالَ أَبُو
النَّضْرِ
لَا أَدْرِي قَالَ
أَرْبَعِينَ
يَوْمًا أَوْ
شَهْرًا أَوْ
سَنَةً
Ebu Cüheym (r.a.), Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Namaz
kılanın önünden geçen kimse, ne kadar günah işlediğini bilseydi kırk beklemeyi
önünden geçmekten daha hayırlı bulurdu."
Ebu'n-Nadr;
"Ravînin kırk gün mü, ay mı, sene mi? dediğini bilemiyorum" dedi.
Diğer tahric: Buharî,
salat; Müslim, salat; Tirmizî, mevakît; Nesaî, kıble; Darimî, salat; Muvatta,
sefer; Ahmed b. Hanbel, IV, 169.
AÇIKLAMA: Zeyd b. Halid el-Cühenî, namaz kılmakta olan
bir kimsenin önünden geçmenin günahını öğrenmek üzere Büsr b. Saîd'i Ebu
Cüheym'e göndermiş, Ebü Cüheym (r.a.)'de bu hadis-i şerifi nakletmiştir. Buna
göre namaz kılmakta olan kimsenin önünden geçen kimse bu hareketinin vebalini
bilmiş olsa uzun müddet beklemeyi tercih edecek yine de namaz kılanın önünden
geçmeyecektir.
Ebu
Davud'un bu rivayetinde "kırk beklemesi onun için daha hayırlı
olurdu" şeklindeki cümle, bazı hadis kitaplarında kırk yil, kırk ay, kırk
sabah, kırk saat, gibi farklı ifadelerle nakledilmiştir. Bütün bunlardan şu anlaşılıyor
ki, bu cümlelerde geçen "kırk" kelimesiyle bizce bilinen kırk sayısı
değil de takdiri bizce mümkün olmayacak kadar uzun bir zaman kast edilmektedir.
İbn Mace'nin Hz. Ebu Hüreyre'den tahric ettiği rivayette ise, Peygamber
(s.a.v.) "biriniz namaz kılarken din kardeşinin önünden geçmekte ne derece
büyük günah olduğunu bilse, yüz sene yerinde durması onun önünden bir adım
atmaktan kendisine daha hayırlı gelirdi" buyurdu denilmiştir.[ibn Mace, ikame;
el-Muttekî, Kenzu'I-Ummal, VII, 355]
Taberanî'nin
rivayetinde; "Namaz kılanın önünden geçen kimse ne derece günah
işlediğini bilmiş olsaydı, uyluğunun kırılmasına razı olur da onun önünden
geçmezdi"[el-Muttekî,
Kenzu'I-Ummal, VII, 355.] denilmiştir. Ka'bü'l-Ahbar; "namaz kılanın önünden geçen
kimsenin yere batması onun önünden geçmesinden daha hayırlıdır" demiştir.
Bütün
bunlar namaz kılanın önünden kasten geçmenin pek çirkin ve veballi bir hareket
olduğunu göstermektedir. Sütrenin ardından geçmekte ise, herhangi bir sakınca
yoktur.