SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 683 >>

بَاب الرَّجُلِ يَرْكَعُ دُونَ الصَّفِّ

100. Safların Arkasında (Yalnız Başına) Ruku'a Varan Kimse(Nin Durumu)

 

حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ أَنَّ يَزِيدَ بْنَ زُرَيْعٍ حَدَّثَهُمْ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِي عَرُوبَةَ عَنْ زِيَادٍ الْأَعْلَمِ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ أَنَّ أَبَا بَكْرَةَ حَدَّثَ أَنَّهُ دَخَلَ الْمَسْجِدَ وَنَبِيُّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَاكِعٌ قَالَ فَرَكَعْتُ دُونَ الصَّفِّ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ زَادَكَ اللَّهُ حِرْصًا وَلَا تَعُدْ

 

Ebu Bekre (r.a.)'in haber verdiğine göre kendisi (bir gün) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüku'da iken mescide girdiğini söylemiş ve (sözlerine devam ederek şöyle) demiştir: "Hemen saffın gerisinde rüku'a vardım." Bunun Üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Allah (cemaate iştirak etme arzu ve) hırsını artırsın fakat bir daha (bunu) yapma!" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Buharî, ezan; Nesaî, imame; Ahmed b. Hanbel, V, 39, 42, 45, 46, 50.

 

AÇIKLAMA:     Bu babtaki hadis-i şerifler önceki bablardaki hadis-i şerifleri tamamlayıcı mahiyettedirler. Ancak önceki bab, safların dolu olduğu bir anda bir kişinin tek başına yeni bir saf teşkil edip edemiyeceği: ettiği takdirde namazının ve iktidasının sahih olup olmayacağı mesele­siyle ilgilidir. Bu bab ise, birinci safta boş yer olduğu halde imam rüku'da iken rekatı kaçırırım korkusuyla saf gerisinde hemen imama uyarak ve na­maz içinde yürüyerek saffı doldurması ile ilgilidir.

 

Bu hadis-i şerif, safların gerisinde tek başına namaz kılan kimsenin na­mazı sahihtir, diyenlerin delilidir. Çünkü bu hadis böyle namaz kılan bir kim­senin namazının sahih olduğunu açıkça ifade etmektedir.

 

Hadis-i şerifteki "fakat bunu bir daha yapma" buyruğu, o kişiye sade­ce bir tavsiye niteliğindedir.

 

Hadis-i şerifin sonundaki وَلَا تَعُدْ cümlesi üzerinde şarihler deği­şik hususlar beyan etmişlerdir. Avdet etmek, dönmek manasına gelen الَعُودْ kökünden kabul edenler, (ki cumhur-ı ulemanın görüşü budur) "bir daha yapma" demektir. Buna göre yapılmaması istenen safta boş yer var­ken rekata yetişeceğim diye saf gerisinde namaza durmasıdır. Bu görüş imam Beyhakî'nin Ebu Bekre'den rivayet ettiği: "Ebu Bekre (r.a.) cemaat ruku' da iken camiye geldiğini saffın gerisinde ruku'a vardığını, sonra da yürüye­rek saffa iltihak ettiğini, Resulullah (s.a.v.)'in namazı bitirince cemaate dönüp: "Saf gerisinde ruku'a vararak sonra saffa İltihak edeniniz kimdi?" dediğini, Ebu Bekre'nin Bendim (ya Resulallah), demesi üzerine de; "Allah fazilete karşı hırsını artırsın, ama bir daha yapma" hadisi ile birlikte Tahavî'nin, Ebu Hureyre'den rivayet ettiği "Sizlerden biri namaza geldiğinde saftaki yerini almadan saf gerisinde rüku'a varmasın" hadis-i şerifini esas almışlar, görüşlerini bu rivayetlerle takviye etmişlerdir.

 

Bazı alimler de, bu kelimeyi "iade" kökünden, "namazını iade etme" yani "iadeye gerek yok'* diyerek te'vil etmişler ve namazının sahih olduğu­nu söyleyerek cumhurun görüşünü savunmuşlardır.

 

Diğer bir gurup da "koşmak" manasına gelen الَعُودْ (Adv) kökündendir, diyerek "bir daha namaza yetişeceğim diye koşma" şeklinde tefsir etmişler ve buna delil olarak da Îbnu's-Seken'in Ebu Bekre'den bu rivayeti­ni göstermişlerdir. Ebu Bekre:"Kamet getirilmiş, herkes namaza durmuş­tu. Koşarak safa yetiştim. Namaz bitince Resulullah "Biraz önce koşarak namaza gelen kimdi?" dedi. Ebu Bekre; "Bendim ya Resülallah" dedim. Resulullah da; "Allah hırsını artırsın, bir daha koşma" veya "bir daha yap­ma!" buyurdu. Görüldüğü gibi, birinci görüş ağırlık kazanmış, terceme de bu görüşe göre yapılmıştır.

 

Yoksa bu sözdeki emrin hükmü farz değildir. Sadece o kişiyi daha fazi­letli olan bir amele teşviktir. Çünkü bilindiği gibi saffa girerek kılınan na­maz, safların arkasında imama uyarak tek başına kılınan namazdan daha faziletlidir.

 

Hattabî'nin beyanına göre, imama uyan kimsenin saffın arkasında dur­mayarak ilerleyip saffa katılmasının hükmü müstehabtır.

 

Bu hadisle ilgili mezheb imamlarının görüşleri bir önceki hadisin iza­hında geçmiştir. Oraya bakılabilir.