بَاب
الرَّجُلِ
يَرْكَعُ
دُونَ
الصَّفِّ
100. Safların
Arkasında (Yalnız Başına) Ruku'a Varan Kimse(Nin Durumu)
حَدَّثَنَا
حُمَيْدُ
بْنُ
مَسْعَدَةَ
أَنَّ
يَزِيدَ بْنَ
زُرَيْعٍ
حَدَّثَهُمْ
حَدَّثَنَا
سَعِيدُ بْنُ
أَبِي
عَرُوبَةَ
عَنْ زِيَادٍ
الْأَعْلَمِ
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ
أَنَّ أَبَا
بَكْرَةَ
حَدَّثَ
أَنَّهُ
دَخَلَ الْمَسْجِدَ
وَنَبِيُّ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
رَاكِعٌ
قَالَ فَرَكَعْتُ
دُونَ
الصَّفِّ
فَقَالَ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
زَادَكَ
اللَّهُ حِرْصًا
وَلَا تَعُدْ
Ebu Bekre (r.a.)'in haber verdiğine
göre kendisi (bir gün) Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüku'da iken mescide
girdiğini söylemiş ve (sözlerine devam ederek şöyle) demiştir: "Hemen
saffın gerisinde rüku'a vardım." Bunun Üzerine Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem); "Allah (cemaate iştirak etme
arzu ve) hırsını artırsın fakat bir daha (bunu) yapma!" buyurdu.
Diğer tahric: Buharî, ezan; Nesaî, imame; Ahmed b. Hanbel, V, 39, 42, 45, 46, 50.
AÇIKLAMA: Bu babtaki hadis-i
şerifler önceki bablardaki hadis-i şerifleri
tamamlayıcı mahiyettedirler. Ancak önceki bab,
safların dolu olduğu bir anda bir kişinin tek başına yeni bir saf teşkil edip edemiyeceği: ettiği takdirde namazının ve iktidasının sahih olup olmayacağı meselesiyle ilgilidir.
Bu bab ise, birinci safta boş yer olduğu halde imam rüku'da iken rekatı kaçırırım korkusuyla saf gerisinde hemen
imama uyarak ve namaz içinde yürüyerek saffı doldurması ile ilgilidir.
Bu
hadis-i şerif, safların gerisinde tek başına namaz kılan kimsenin namazı
sahihtir, diyenlerin delilidir. Çünkü bu hadis böyle namaz kılan bir kimsenin
namazının sahih olduğunu açıkça ifade etmektedir.
Hadis-i
şerifteki "fakat bunu bir daha yapma" buyruğu, o kişiye sadece bir
tavsiye niteliğindedir.
Hadis-i
şerifin sonundaki وَلَا
تَعُدْ
cümlesi üzerinde şarihler değişik hususlar beyan
etmişlerdir. Avdet etmek, dönmek manasına gelen الَعُودْ kökünden kabul edenler, (ki cumhur-ı
ulemanın görüşü budur) "bir daha yapma" demektir. Buna göre
yapılmaması istenen safta boş yer varken rekata
yetişeceğim diye saf gerisinde namaza durmasıdır. Bu görüş imam Beyhakî'nin Ebu Bekre'den rivayet ettiği: "Ebu
Bekre (r.a.) cemaat ruku'
da iken camiye geldiğini saffın gerisinde ruku'a
vardığını, sonra da yürüyerek saffa iltihak ettiğini, Resulullah
(s.a.v.)'in namazı bitirince cemaate dönüp: "Saf gerisinde ruku'a vararak sonra saffa İltihak edeniniz kimdi?"
dediğini, Ebu Bekre'nin Bendim
(ya Resulallah), demesi üzerine de; "Allah
fazilete karşı hırsını artırsın, ama bir daha yapma" hadisi ile birlikte Tahavî'nin, Ebu Hureyre'den rivayet ettiği "Sizlerden biri namaza
geldiğinde saftaki yerini almadan saf gerisinde rüku'a
varmasın" hadis-i şerifini esas almışlar, görüşlerini bu rivayetlerle
takviye etmişlerdir.
Bazı
alimler de, bu kelimeyi "iade" kökünden,
"namazını iade etme" yani "iadeye gerek yok'* diyerek te'vil etmişler ve namazının sahih olduğunu söyleyerek
cumhurun görüşünü savunmuşlardır.
Diğer
bir gurup da "koşmak" manasına gelen الَعُودْ (Adv) kökündendir, diyerek "bir
daha namaza yetişeceğim diye koşma" şeklinde tefsir etmişler ve buna delil
olarak da Îbnu's-Seken'in Ebu Bekre'den bu rivayetini
göstermişlerdir. Ebu Bekre:"Kamet
getirilmiş, herkes namaza durmuştu. Koşarak safa yetiştim. Namaz bitince Resulullah "Biraz önce koşarak namaza gelen
kimdi?" dedi. Ebu Bekre;
"Bendim ya Resülallah" dedim. Resulullah da; "Allah hırsını artırsın, bir daha
koşma" veya "bir daha yapma!" buyurdu. Görüldüğü gibi, birinci
görüş ağırlık kazanmış, terceme de bu görüşe göre
yapılmıştır.
Yoksa
bu sözdeki emrin hükmü farz değildir. Sadece o kişiyi daha faziletli olan bir
amele teşviktir. Çünkü bilindiği gibi saffa girerek kılınan namaz, safların
arkasında imama uyarak tek başına kılınan namazdan daha faziletlidir.
Hattabî'nin beyanına göre, imama uyan kimsenin saffın
arkasında durmayarak ilerleyip saffa katılmasının hükmü müstehabtır.
Bu
hadisle ilgili mezheb imamlarının görüşleri bir
önceki hadisin izahında geçmiştir. Oraya bakılabilir.