DEVAM: 93. Safların
Düzeltilmesi
حَدَّثَنَا
عِيسَى بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
الْغَافِقِيُّ
حَدَّثَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
ح و حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
حَدَّثَنَا
اللَّيْثُ
وَحَدِيثُ
ابْنِ وَهْبٍ
أَتَمُّ عَنْ
مُعَاوِيَةَ
بْنِ صَالِحٍ
عَنْ أَبِي
الزَّاهِرِيَّةِ
عَنْ كَثِيرِ
بْنِ مُرَّةَ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ قَالَ
قُتَيْبَةُ
عَنْ أَبِي
الزَّاهِرِيَّةِ
عَنْ أَبِي
شَجَرَةَ
لَمْ
يَذْكُرْ
ابْنَ عُمَرَ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ
أَقِيمُوا
الصُّفُوفَ
وَحَاذُوا
بَيْنَ
الْمَنَاكِبِ
وَسُدُّوا الْخَلَلَ
وَلِينُوا
بِأَيْدِي
إِخْوَانِكُمْ
لَمْ يَقُلْ
عِيسَى
بِأَيْدِي
إِخْوَانِكُمْ
وَلَا
تَذَرُوا
فُرُجَاتٍ
لِلشَّيْطَانِ
وَمَنْ
وَصَلَ
صَفًّا
وَصَلَهُ اللَّهُ
وَمَنْ
قَطَعَ صَفًّا
قَطَعَهُ
اللَّهُ
قَالَ أَبُو
دَاوُد أَبُو
شَجَرَةَ
كَثِيرُ بْنُ
مُرَّةَ قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَمَعْنَى
وَلِينُوا
بِأَيْدِي
إِخْوَانِكُمْ
إِذَا جَاءَ
رَجُلٌ إِلَى
الصَّفِّ
فَذَهَبَ
يَدْخُلُ
فِيهِ فَيَنْبَغِي
أَنْ يُلِينَ
لَهُ كُلُّ
رَجُلٍ مَنْكِبَيْهِ
حَتَّى
يَدْخُلَ فِي
الصَّفِّ
İbn Ömer (r.a.)'dan
rivayet edildiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Saflarınızı düz tutunuz, omuzları bir hizaya getiriniz,
boşlukları kapatınız, kardeşlerinize yumuşak davranınız."
(Ravi) İsa, بِأَيْدِي
إِخْوَانِكُمْ
"kardeşlerinize yumuşak davranınız" kelimelerini rivayet etmemiştir.
"Şeytan'a (aranızda) açıklık bırakmayınız. Saffı birleştiren kimseye Allah
(rahmetini) eriştirir. Birleştirmeyenden de (rahmetini) keser."
Ebu Davud dedi ki: Ebu
Şecere, Kesîr b. Mürre'dir. Yine Ebu Davud dedi ki: وَلِينُوا
بِأَيْدِي
إِخْوَانِكُمْ "Kardeşlerinize yumuşak davranınız”
cümlesinin anlamı; bir kimse gelip de saf’a girmek istediği zaman, herkes ona
karşı omuzlarını yumuşak tutsun da, o da safa girebilsin, demektir.
Diğer tahric: Nesaî,
imame; Ahmed b. Hanbel II, 92. Ayrıca bk. Hakim, el-Müstedrek, I, 213.
AÇIKLAMA: Hadis-i şerifte geçen "kardeşlerinize
yumuşak davranınız" sözüne hadis alimleri çeşitli manalar vermişlerdir.
Merhum müellif Ebu Davud'un bu cümleden aldığı mana tercümede sunulmuştur.
Kıymetli alimlerimizden Nimet-i İslam müellifi merhum M. Zihnî Efendi de bu
cümlenin manasını şöyle açıklamıştır: "Kardeşlerinizin omuzlarını
ellerinizle okşayarak saflara sokulunuz. Ancak bu cümleden bu mananın çıkması لِينُوا kelimesinin ... şeklinde şeddeli okunmasına bağlıdır. İmam
Ahmed'in ve Ebu Davud'un rivayetinde ise, ... şeklinde şeddesiz olarak
gelmiştir ki, saftakilere emirdir. "Kardeşlerinize size uzanan elleri
sebebiyle yumuşayın. Yani safa sokulmak için omzunuza el koyanlara sertlik
göstermeyiniz" demektedir. [Serdaroğlu, Ahmed, İslam'da Helaller ve Haramlar, I, 404]
Netice
olarak kelimesi, şeddesiz okununca şu mana anlaşılıyor: "Safları
düzeltmek maksadıyla sizi elleriyle tutarak ileriye veya geriye çeken
kardeşlerinize itaat edin de iyilik ve takva hususunda yardımlaşmanın sevab ve
faziletine erişin."
Söz
konusu olan bu kelime şeddesiz okununca şu manaya da gelir: "tek başına
bir safta namaz kılmak mecburiyetinde kalan bir kimse, sizi eliyle tutarak
yanına çektiği zaman, ona itaat ediniz de onun namazını fesada uğramaktan
kurtarınız."
Şeddeli
okununca, yukarıda da açıklandığı üzere bu "yumuşak davranınız” emri,
safda bulunanlara değil, safa girmek isteyenleredir.
Hadis-i
şerifte geçen "safı birleştiren" sözüyle, cemaate gelerek safta hazır
bulunan kimse kast edilmiş olabileceği gibi, safları sıklaştıran kimsenin kasd
edilmiş olması da mümkündür.
"Safları
birleştirmeyen kimse" sözüyle de safta bulunuyorken ihtiyaç olmaksızın, keyfî
olarak saftan çıkan kimse kast edilmiş olabileceği gibi, safa durduğu zaman
kendisiyle sağında veya solunda bulunan kimse arasında açıklık bırakanın kasd
edilmiş olması da mümkündür.
"Allah
rahmetini eriştirir" cümlesi aynı zamanda "Allah o kimseye rahmetini
eriştirsin" anlamında Cenab-ı Nebi'in dilinden bir dua da olabilir.
"Birleştirmeyeni
de rahmetinden keser" cümlesinde de "Allah ondan rahmetini
kessin" şeklinde beddua anlamı bulunduğu söylenebilir.