SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 642 >>

DEVAM: 84. Kadınların Başörtüsüz Namaz Kılmaları

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ أَنَّ عَائِشَةَ نَزَلَتْ عَلَى صَفِيَّةَ أُمِّ طَلْحَةَ الطَّلَحَاتِ فَرَأَتْ بَنَاتٍ لَهَا فَقَالَتْ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ دَخَلَ وَفِي حُجْرَتِي جَارِيَةٌ فَأَلْقَى لِي حَقْوَهُ وَقَالَ لِي شُقِّيهِ بِشُقَّتَيْنِ فَأَعْطِي هَذِهِ نِصْفًا وَالْفَتَاةَ الَّتِي عِنْدَ أُمِّ سَلَمَةَ نِصْفًا فَإِنِّي لَا أَرَاهَا إِلَّا قَدْ حَاضَتْ أَوْ لَا أُرَاهُمَا إِلَّا قَدْ حَاضَتَا قَالَ أَبُو دَاوُد وَكَذَلِكَ رَوَاهُ هِشَامٌ عَنْ ابْنِ سِيرِينَ

 

Muhammed (b. Sîrîn)'den (rivayet edildiğine göre) Aişe (r.anha) Safiyye'ye (yani) Ummü Talhati't-Talahat'a misafir olmuştu. Safiyye'nin kızlarını görünce (şöyle) dedi: Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bir gün odam'a) girmişti. (Odamda da) bîir cariye vardı: (Resul-i Ekrem) bana izarını atarak; "Şunu ikiye böl bir yarısını şuna diğer bir yarısını da Ümnıü Seleme'nin yanındaki genç kıza ver. Çünkü bu kızın adet görme çağına geldiğini, veya; [şek ravilerden birine aittir] bu kızların adet görme çağına geldiklerini görüyorum" buyurdu.

 

Ebu Davud dedi ki: Bu hadîsi Hişam da ibn Sirin'den böylece rivayet etmiştir.

 

 

Diğer tahric: ibn Mace tahare; Ahmed b. Hanbel,VI, 96, 238.

 

AÇIKLAMA:     İbn Mace'deki bir rivayet ise şöyledir: "Nebi (s.a.v.) bir gün Hz. Aişe'nin yanına gelince, Hz. Aişe'nin cariyesi giz­lenmiş. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (s.a.v.) de bu cariyenin ergenlik çağına gelip gelmediğini sormuş. Hz. Aişe (r.a.); "evet (ergenlik çağına geldi)" de­miştir. Bunun üzerine Hz. Nebi sarığını yırtarak cariyeye hitaben: "Bu­nu (başına) ört" buyurmuştur. Bu hadisten anlaşılıyor ki, Resul-i Ekrem bu örtüyü Hz. Aîşe'ye, cariyenin başına dolaması için vermiştir. Yoksa "başıy­la beraber yakalarını da örtün" diye vermemiştir. Çünkü ikiye bölünen sa­rık, yakaları da örtmeye kafi değildir. Ancak bu emir sadece Hz. Aişe'nin cariyesine ait istisnaî bir durumdur. Yoksa cariyeler için başın avret olmadı­ğı diğer hadis-i şeriflerden açıkça anlaşılmaktadır. Ebu Davud'un rivayet et­tiği, üzerinde durduğumuz bu hadisle îbn Mace'nin rivayet ettiği hadis arasında bir tenakuz yoktur. Her iki hadise de ayrı ayrı zamanlarda meyda­na gelmiştir.[bk. el-Menhel, V, 32.] Ve İbn Mace hadisinin ravileri zayıftır.

 

Ulemanın büyük çoğunluğuna göre cariyenin avret yerleri erkeğinki gi­bi diz kapaklarıyle göbeğinin arasıdır. Nitekim Ebu Davud, Hakim ve Bez-zar'in rivayet ettikleri şu hadis-i şerif bunu ifade etmektedir: "Sizden biriniz hizmetçisi olan kadın köleyi kendi kölesi veya ücretle çalıştırdığı başka bi­riyle evlendirdikten sonra onun göbeği ile diz kapakları arasında kalan yere bakmasın."[bk. 4114 numaralı hadis]

 

Buradaki emir haram ifade eder. Bakılması haram olunca dokunulma­sı da açılması da haramdır. Ancak Malikîler cariye ile hürre kadın arasında bu hususta bir fark görmezler. Cariyenin hürre kadından farklı olarak sade­ce saçlarının avret olmadığını söylerler.

 

Hadisin sonundaki ta'likten müellif Ebu Davud'un maksadı, bu hadis-i şerifin mevkuf olduğunu ifade etmektir. Çünkü ibn Sirin Resul-i Ekrem (s.a.v.)'i görmemiştir. Tabiindendir. Bu bakımdan bu hadisi bir sahabîden duy­muş olması gerekir. Ancak sahabînin bilinmemiş olması hadisin sıhhatine bir zarar vermez.