بَاب إِذَا
كَانَ
الثَّوْبُ
ضَيِّقًا
يَتَّزِرُ
بِهِ
81. Elbise Dar İse
(Elbiseyi) Nasıl Bürünür
حَدَّثَنَا
هِشَامُ بْنُ
عَمَّارٍ
وَسُلَيْمَانُ
بْنُ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
الدِّمَشْقِيُّ
وَيَحْيَى
بْنُ
الْفَضْلِ
السِّجِسْتَانِيُّ
قَالُوا حَدَّثَنَا
حَاتِمٌ
يَعْنِي
ابْنَ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
يَعْقُوبُ
بْنُ
مُجَاهِدٍ أَبُو
حَزْرَةَ
عَنْ
عُبَادَةَ
بْنِ الْوَلِيدِ
بْنِ
عُبَادَةَ
بْنِ
الصَّامِتِ
قَالَ
أَتَيْنَا
جَابِرًا
يَعْنِي
ابْنَ عَبْدِ
اللَّهِ
قَالَ سِرْتُ
مَعَ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي غَزْوَةٍ
فَقَامَ يُصَلِّي
وَكَانَتْ
عَلَيَّ
بُرْدَةٌ
ذَهَبْتُ
أُخَالِفُ
بَيْنَ
طَرَفَيْهَا
فَلَمْ تَبْلُغْ
لِي
وَكَانَتْ
لَهَا
ذَبَاذِبُ فَنَكَّسْتُهَا
ثُمَّ
خَالَفْتُ
بَيْنَ طَرَفَيْهَا
ثُمَّ تَوَاقَصْتُ
عَلَيْهَا
لَا تَسْقُطُ
ثُمَّ جِئْتُ
حَتَّى
قُمْتُ عَنْ
يَسَارِ
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَخَذَ
بِيَدِي
فَأَدَارَنِي
حَتَّى أَقَامَنِي
عَنْ
يَمِينِهِ
فَجَاءَ
ابْنُ صَخْرٍ
حَتَّى قَامَ
عَنْ
يَسَارِهِ
فَأَخَذَنَا
بِيَدَيْهِ
جَمِيعًا
حَتَّى
أَقَامَنَا
خَلْفَهُ قَالَ
وَجَعَلَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَرْمُقُنِي
وَأَنَا لَا
أَشْعُرُ
ثُمَّ
فَطِنْتُ
بِهِ فَأَشَارَ
إِلَيَّ أَنْ
أَتَّزِرَ
بِهَا فَلَمَّا
فَرَغَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ يَا
جَابِرُ
قَالَ قُلْتُ
لَبَّيْكَ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
قَالَ إِذَا
كَانَ وَاسِعًا
فَخَالِفْ
بَيْنَ
طَرَفَيْهِ
وَإِذَا
كَانَ
ضَيِّقًا
فَاشْدُدْهُ
عَلَى حِقْوِكَ
Ubade b. el-Velid b.
Ubade b. Es-Samit'den; demiştir ki: Biz Cabir'in yani İbn Abdillah'ın yanına
varmıştık. (Bize şunları) söyledi: "Bir gece Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'le beraber düşmanı takibe çıkmıştım. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) namaza kalktı. Benim üzerimde de bir örtü vardı. Bir ucunu sağ
omuzuma, öbür ucunu da sol omuzuma atmaya uğraştımsa da yetişmedi (dar geldi).
Aynı zamanda saçakları vardı. (Bir de) altını üstüne getirdikten sonra her iki
ucundan birini sağ, öbürünü de sol omuzuma aldım, sonra da düşmemesi için
üzerine eğildim (ve çenemle tuttum). Gelip Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in soluna durdum. Resul-i Ekrem de (hemen) elimi tutup (arkasından)
dolandırarak beni sağına durdurdu. (Çok geçmeden) İbn Sahr geldi, o da soluna
durdu. (Hz. Nebi) her ikimizi de elleriyle tutup beraberce arkasına durdurdu.
(Cabir) dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gözlerini bana dikmişti. Bense
hissetmiyordum. Sonra bunun farkına vardım. Bana bu örtüyü belime bağlamamı
işaret etti. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirince bana
(hitab ederek); "Ey Cabir" dedi, ben de: "Buyur, ey Allah'ın
Resulü" dedim. "Elbise bol olunca iki uçlarını omuzlarına at. Dar
olunca da beline bağla" buyurdu."
Diğer tahric: Müslim,
zuhd; Ahmed b. Hanbel, IH, 335.