بَاب
التَّشْدِيدِ
فِيمَنْ
يَرْفَعُ
قَبْلَ
الْإِمَامِ
أَوْ يَضَعُ
قَبْلَهُ
75. İmamdan Evvel
Başını Kaldıran Veya İndirenleri Tehdid
حَدَّثَنَا
حَفْصُ بْنُ
عُمَرَ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ زِيَادٍ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَمَا
يَخْشَى أَوْ
أَلَا
يَخْشَى
أَحَدُكُمْ
إِذَا رَفَعَ
رَأْسَهُ
وَالْإِمَامُ
سَاجِدٌ أَنْ
يُحَوِّلَ اللَّهُ
رَأْسَهُ
رَأْسَ
حِمَارٍ أَوْ
صُورَتَهُ
صُورَةَ حِمَارٍ
Ebu Hureyre (r.a.)'den; dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden biriniz başını, imam
secdede iken kaldırınca Allah'ın onun başını eşek başına,
yahud da [şek raviye aittir] suretini
eşek suretine çevireceğinden korkmaz mı?"
Diğer tahric: Buharî, ezan; Müslim,
salat; Tirmizî, cuma; Nesaî,
İkame; İbn Mace, ikame; Darimi, salat; Ahmed b. Hanbel, II, 260, 271,425,456, 469,
472, 504.
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerif daha imam secdeden kalkmadan
önce, secdeden başını kaldıran kimseler için büyük bir tehdid
manası taşıdığı gibi, imamdan önce secdeye veya rükü'a
varanlar için de aynı şekilde bir tehdiddir. Çünkü
secdeye eğilmek secdeye varabilmek için bir vesile olduğundan secdenin hükmünü
taşır. Usul-i fıkıhta malum olduğu üzere, vesileler gayelerinin hükümlerine
tabidirler.
İbn Hacer Buhari
Şerhi'nde bu hadis-i şerifi açıklarken şunları söylemektedir: Bu hadis-i
şerifi et-Tayalisî, Hammad
b. Seleme'den; İbn Hüzeyme de Hammad b. Zeyd'den rivayet etmiştir. Müslim'in rivayetleri de Yunus
ve er-Rabi'a dayanmaktadır. Gerek Tayalisî'nin
gerekse İbn Hüzeyme'nin Hammad'dan gelen rivayetlerinde "baş" tabiri
geçtiği halde, Yunus'un rivayetinde "suret", Rabî'in
rivayetinde ise, "yüz" tabiri geçmektedir.
Hadis-i
şerifin muhtelif rivayetlerinde görülen bu zahirî ve küçük farklılıklar ravilerin dikkat derecesindeki farklılıktan ileri
gelmektedir. Kadı Iyaz bu küçük farklılıklara bakarak
"aslında bu tabirler arasında esaslı bir fark yoktur. Çünkü yüz baştadır.
İnsanın suretinin ancak tecelli ettiği organ da yüzdür..." demiştir.
Hadis-i
şerifte geçen suret değişikliğinin hakiki manada olacağını söyleyen alimlerin başında İbn Hacer ve Bedrüddin Aynî
gelmektedir.
Kadı
Ebu Bekr İbnü'l-Arabi'nin, "Allah'ın
eşek başına çevirdiği bir kimse bu ümmette mevcut değildir. Çünkü bu ümmet meshden emindir. Bu cümleden murad, olsa olsa, eşeğin huyu
olan ahmaklık ve inatçılıktır" şeklindeki sözlerini Bedrüddin-i
Aynî "ahir zamanda meshin (şekil ve şemail değişmesi) vuku bulacağını
sahabeden bir cemaat haber vermiştir" diyerek reddettiği gibi, şimdiye
kadar böyle bir değişikliğin vuku bulmadığını ileri sürenlerin sözlerini de
"bu sözün doğru olduğunu kabul etsek bile cezanın Allah Teaala'nın dilediği bir zamana kadar geciktirilmesi
mümkündür. Nitekim ashab-ı kirama dil uzatan
bazı sapıkların ölürken eşek ve domuz şekline girdiğini bazı kitaplardan
okuyoruz" diyerek reddetmiştir. Nitekim îbn Mace'nin Hz. Aişe'den rivayet
ettiği şu hadis-i şerif de bu görüşü te'yid etmektedir:
"Bu ümmetin en son gelenlerinde hasf da mesh de kazf de olacaktır"[İbn Mace, fiten] Bu hadis-i şerif
Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in ümmetine karşı beslediği hudutsuz şefkatini, bu sebeble de insanlığın iki cihanda saadetinin te'minatı olan dinî ahkamın bütün
inceliklerini ve bu ahkama bağlı olarak doğacak bütün mükafat ve mücazatı
beyan ediyor. Ayrıca bu hadis imama uymayan kişilere karşı büyük bir tehdidi de
dile getiriyor.
İbn Mes'üd (r.a.) imamdan önce
başını kaldıran bir zata bakmış da; "Sen ne yalnız kaldın, ne de imama
uydun" demiştir, ibn Ömer'den de buna benzer
bir söz rivayet edilir. Hatta îbn Ömer (r.a.),
imamdan evvel başını kaldıran kimseye namazı yeniden kılmasını emretmiştir.
Ulemanın büyük çoğunluğuna göre başını imamdan önce kaldırmak haram ise de
bundan dolayı namazın iadesi gerekmez.