بَاب
مَا جَاءَ فِي
الْمَشْيِ
إِلَى الصَّلَاةِ
فِي
الظَّلَامِ
49. Karanlıkta Namaza
Gitmenin Fazileti
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
مَعِينٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
عُبَيْدَةَ
الْحَدَّادُ
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
أَبُو
سُلَيْمَانَ
الْكَحَّالُ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَوْسٍ عَنْ
بُرَيْدَةَ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ
بَشِّرْ
الْمَشَّائِينَ
فِي
الظُّلَمِ
إِلَى
الْمَسَاجِدِ
بِالنُّورِ
التَّامِّ
يَوْمَ
الْقِيَامَةِ
Büreyde'den rivayet edildiğine
göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Karanlıklarda mescidlere çokça yürüyenleri, kıyamet gününde tam (bir) nur
ile müjdele"
Diğer tahric: Tirmizî,
salat; İbn Mace, mesacid; ibn Huzeyme, sahih
AÇIKLAMA: Hadis-i şerifte geçen karanlık, gece
karanlığına şamil olduğu gibi havanın bulanık veya sisli olmasına da şamildir.
Böyle durumlarda namaza gitmeyi ihmal etmeyip cemaate devam edenleri
Resu-lullah kıyamet gününde nurla müjdelemiştir.
Metinde
geçen بَشِّرْ kelimesi, sevindirici haber manasına gelen ِِالبَشِّارْةِ kökünden müjdele manasına gelen emirdir. Bu emir,
Resülullah'tan belirli olmayan ve müjdeleme vasfı bulunan bir müslümana,
özellikle alimlere tevcih edilmiş bir emirdir.
الْمَشَّائِينَ kelimesi yürümek manasına gelen الْمَشّي kökünden mübalağalı ism-i failin çoğuludur. Bu şekildeki ifadeler,
belirli bir işi birden fazla yapanlar için kullanılır. Buradaki manası ise,
"çokça gidenler" demektir. Bundan da anlaşılıyor ki tesadüfen
gidenlerle seyrek gidenlere bu müjde varid değildir.
النُّورِ
التَّامِّ "eksik olmayan tam nur" demektir ki, mü'minler için
Cennete girinceye kadar devam edecek nurdur. Münafıklar içinse dilleri ile de
olsa kelime-i tevhid ve kelime-i şehadeti telaffuz ettikleri için başlangıçta
bir an görülecek sonra sönecektir. Karanlıkta kalan bu münafıklar mü'minlere,
"ne olur bize bakın da nurunuzdan faydalanalım" diyeceklerdir. Onlara
alaylı bir ifade ile "arkanıza dönün nuru orada arayınız" denecek,
döndüklerinde de onlarla mü'minler arasına bir sur çekilecek mü'minler
tarafından olan iç bölümü rahmet, münafıklar tarafında kalan dış bölümde ise,
azab olacaktır. (Hadid
suresi14. ayet’e bak!).
Gece
karanlıkları tepeleyerek camiye gidenleri nurla müjdeleyen hadis-i şerifler pek
çoktur. Nitekim Taberani'nin Ebu Hureyre'den rivayet ettiği hadis-i şerifte Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur: "Karanlıklar arasında
mescitlere gidenleri muhakkak ki Allah Teala kıyamet günü parlak bir nurla
aydınlatacaktır."
Yine
Taberanî Ebu
Derda'dan, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet
etmektedir: "Gecenin karanlığında mescide giden kıyamet günü nur içinde
Allah'ın huzuruna varacaktır."
Taberanî,
Ebu
Umame'den de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğu
rivayet etmiştir: "Karanlıklar içerisinde geceleyin camiye gidenleri
kıyamet gününde nurdan minberlerle müjdele ki insanların korktuğu o günde
onlar korkmayacaklardır."
Ayrıca
îbn Hibban'ın Sahîh'înde rivayet etmiş olduğu: "Gece karanlığında camiye
gidenlere Allah (c.c.) kıyamet günü nur verecektir."
İbn
Mace, Hakim, İbn Hüzeyme'de nakledilen Sehl b. Sa'd hadisinde Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem),
"Karanlıklarda camiye gidenler kıyamet günü tam nur ile
müjdelensinler" buyurmaktadır. (İbn Huzeyme, Sahih, II, 377).
Hatta
karanlıklarda devamlı gidip gelmeye gonul verenlerin dünyada da bu nurdan
nasiblendiklerine dair rivayetler vardır. Nitekim Buharı Enes b. Malik
(r.a.)’ın şöyle dediğini rivayet
etmiştir: "Nebi (s.a.v.)'in ashabından iki zat [Ahbal b. Bişr
el-Eşhelî ile Useyd b. Hudayr el-Eşhelî (Uveym b. Saide e'-Eşhelî) [bk. Tecrid Tere. II,
410.]
karanlık bir günde Nebi (s.a.v.)'nin nezdinden önlerinde parlayan çıraya benzer
iki şey olduğu halde çıktılar. Birbirlerinden ayrıldıktan sonra o çıralar da
onlarla beraber ayrıldılar, her birinin evine varıncaya kadar (yollarını
aydınlattılar)”