بَاب
فِي
الْمُؤَذِّنِ
يَسْتَدِيرُ
فِي أَذَانِهِ
34. Müezzinin Ezan
Okurken Yüzünü Çevirmesi
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
قَيْسٌ
يَعْنِي
ابْنَ
الرَّبِيعِ ح و
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ بْنُ
سُلَيْمَانَ
الْأَنْبَارِيُّ
حَدَّثَنَا
وَكِيعٌ عَنْ
سُفْيَانَ
جَمِيعًا عَنْ
عَوْنِ بْنِ
أَبِي
جُحَيْفَةَ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ
أَتَيْتُ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِمَكَّةَ
وَهُوَ فِي
قُبَّةٍ
حَمْرَاءَ
مِنْ أَدَمٍ
فَخَرَجَ
بِلَالٌ
فَأَذَّنَ
فَكُنْتُ
أَتَتَبَّعُ
فَمَهُ
هَاهُنَا
وَهَاهُنَا
قَالَ ثُمَّ
خَرَجَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَعَلَيْهِ
حُلَّةٌ
حَمْرَاءُ
بُرُودٌ يَمَانِيَةٌ
قِطْرِيٌّ
وَقَالَ
مُوسَى قَالَ
رَأَيْتُ
بِلَالًا
خَرَجَ إِلَى
الْأَبْطَحِ
فَأَذَّنَ فَلَمَّا
بَلَغَ حَيَّ
عَلَى
الصَّلَاةِ
حَيَّ عَلَى
الْفَلَاحِ
لَوَى
عُنُقَهُ
يَمِينًا
وَشِمَالًا
وَلَمْ
يَسْتَدِرْ
ثُمَّ دَخَلَ
فَأَخْرَجَ
الْعَنَزَةَ
وَسَاقَ حَدِيثَهُ
Ebu Cuhayfe, (Vehb b.
Abdillah)'dan; demiştir ki: ''Mekke'de Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’in
yanına geldim. Kendisi deriden (yapılmış) kırmızı bir çadırda bulunuyordu.
Sonra Bilal (r.a.) çıkıp ezan okudu. Ben de onun ağzını sağa-sola döndürüşünü
takibe koyuldum. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzerinde Yemen
kumaşından kırmızı (çizgili) kıtrî bir elbise ile çıktı."
Musa (b. İsmail Ebu
Cuhayfe'den bu hadisi şöyle) rivayet etti: "Ben Bilal (r.a.)'i Ebtah'a
çıkmış, ezan okurken gördüm, Hayye ale's-salah, Hayye ale'l-felah cümlelerine
gelince, vücudunu döndürmeden boynunu sağa ve sola çeviriyordu. Sonra (Bilal)
çadıra girdi. Bir değnekle çıktı.
(Musa b. ismail Ebu
Cuheyfe) hadisini(n geri kalan kısmını da) rivayet etti.
Diğer tahric: Buharî,
salat; cizye, menakib, libas; Müslim, salat; Ebu Davud, edeb; Tirnuzî, salat ;
Nesaî, menasik; ibn Mace, ezan; Ahmed b. Han-bel I, 401; IV, 308: VI, 24, 341.
AÇIKLAMA: Bu hadis~i şerif, ezan
okurken "hayyeleP'lerde sağa ve sola dönmenin ve kırmızı çizgili elbise
giymenin hükmünü ihtiva etmektedir.
Birinci
konuda Şevkanî şunları söylemektedir: Ezan okunurken sağa-sola
dönülüp-dönülemeyeceği konusunda gelen rivayetlerin bazısı buna cevaz
verirken, bazısı da cevaz vermemektedir. Hafız İbn Hacer el-Askalanî'ye göre bu
rivayetler arasında bir çelişki yoktur. Ezan okunurken sağa-sola dönülemeyeceğini
ifade eden rivayetlerde kasdedilen, vücudu döndürmektir. Dönmenin caiz olduğunu
ifade eden rivayetlerde kasd edilen ise, ayaklar kıbleye karşı sabit, göğüs ,
kıbleden çevrilmeden sadece sağa ve sola yüzü çevirmektir. Binaenaleyh çelişik
gibi görülen bu rivayetler arasında aslında herhangi bir çelişki söz konusu
değildir. İbn Battal ve onun görüşünde olan Alimler ise, ezan okurken vücudu
döndürmenin caiz olduğunu ifade eden rivayetlerin zahirî manalarına sarılarak
bunun caiz olduğunu söylemişlerdir. İbn Dakiki'I-İyd ise, şunları
söylemektedir: "Müezzin sesini duyurmak için ihtiyaç duyarsa
hayyealel'lerde isterse, bütün vücuduyla veya sadece yüzüyle sağına - soluna
dönebilir. Ancak hayyealelerde sağa ve sola dönüşün nasıl olacağı konusunda da
ilim adamları arasında ihtilaf vardır. Bazılarına göre "hayye
ale's-salati, hayye ale's-salah" cümleleri okunurken sağa dönülür;
"hayye ale'I-felah hayye ale'I-felah" cümleleri okunurken de sola
dönülür, bazılarına göre de "Hayye ale's-salah" cümlesinin birincisi
sağa doğru okunur, ikincisi sola doğru okunur. Hayye ale'I-felah cümleleri de
aynı şekilde okunur. Bu şekilde okuyuşta sağ ve sol cihetlerin bu kelimelerden,
eşit bir şekilde nasibini alması imkanı bulunduğundan bu okuyuş tercihe
layıkgörülmüşse de birinci okuyuş şekli hadisin zahirine daha uygundur.
İmam
Ahmed'den rivayet edildiğine göre müezzin ancak minarede ezan okuıken minarede
dolaşabilirse de minarenin dışında ancak ayakları sabit kalarak yüzünü
sağa-sola döndürebilir.
İmam
Ebu Hanife ve İshak da bu görüşdedirler. Nehaî, Sevrî, Evzaî, İmam Şafiî, Ebu
Sevr gibi alimlere göre de müezzin nerede olursa olsun vücuduyla sağa-sola
dönemez. Ancak ayakları ve göğsü kıbleye dönük kalarak, yüzünü sağa-sola
döndürebilir. Bir rivayete göre Ahmed İbn Hanbel de bu görüştedir.
Hadisi
şerifte geçen, “Hz. Bilal elinde bir değnekle çıktı" lafzı ile ilgili şunu
belirtelim: Resulullah (s.a.v.) kırda namaz kıldıklarında: "Aneze"
denilen ucunda sivri demir bulunan değneği kıble cihetine diker onu sütre
ittihaz ederek ona karşı namaz kılarlardı. İşte Hz. Bilal bu değneği
Resulüllah'a uzattı, Peygamber (s.a.v.) bu değneği kıbleye dikti. Hadisin
ravisi Musa b. İsmail'in de beyan ettiği gibi, Resulullah öğle ve ikindiyi bu
sütreye karşı kıldı.
Sütre
ötesinden gelip geçen canlılar namazı bozmazlar.
İmam
Malik'e göre ise: "Müezzin sesini duyurmak için ihtiyaç duymadığı
müddetçe sağa-sola ne vücuduyle, ne de yüzüyle yönelemez." Şevkanî, Neyli'I-Evtar, II, 53.
Hanefî
mezhebinin bu mevzudaki görüşü kısaca şöyledir: Ezan ve ikamet kıbleye dönük
olarak okunur.Ancak*'hayye ale's-salah"derken müezzin yüzünü sağa;
"hayye ale'l-felah" derken de sola çevirir. Ezan minarede okunuyorsa,
kıbleye dönük olarak başlanır, şerefede sağdan dolaşmaya başlanarak hayye
ale's-salah'ları kıblenin sağ tarafında ve hayye ale'l-felah'ları kıblenin sol
tarafında söyler. Geri kalan son kısmı da kıbleye karşı tamamlar.