بَاب
الْأَذَانِ
فَوْقَ
الْمَنَارَةِ
33. Ezanı Minarede
Okumak
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
مُحَمَّدِ
بْنِ أَيُّوبَ
حَدَّثَنَا
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ سَعْدٍ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
إِسْحَقَ
عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ
جَعْفَرِ
بْنِ
الزُّبَيْرِ
عَنْ
عُرْوَةَ بْنِ
الزُّبَيْرِ
عَنْ
امْرَأَةٍ
مِنْ بَنِي
النَّجَّارِ
قَالَتْ
كَانَ
بَيْتِي مِنْ
أَطْوَلِ
بَيْتٍ
حَوْلَ
الْمَسْجِدِ
وَكَانَ
بِلَالٌ
يُؤَذِّنُ
عَلَيْهِ
الْفَجْرَ
فَيَأْتِي
بِسَحَرٍ
فَيَجْلِسُ
عَلَى الْبَيْتِ
يَنْظُرُ
إِلَى
الْفَجْرِ
فَإِذَا
رَآهُ
تَمَطَّى ثُمَّ
قَالَ
اللَّهُمَّ
إِنِّي
أَحْمَدُكَ
وَأَسْتَعِينُكَ
عَلَى
قُرَيْشٍ
أَنْ يُقِيمُوا
دِينَكَ
قَالَتْ
ثُمَّ
يُؤَذِّنُ قَالَتْ
وَاللَّهِ
مَا
عَلِمْتُهُ
كَانَ تَرَكَهَا
لَيْلَةً
وَاحِدَةً
تَعْنِي هَذِهِ
الْكَلِمَاتِ
Neccar oğullarından bir
kadın (şöyle) demiştir: Benim evim mescidin etrafında bulunan evlerin en
yükseği idi. (Mescid-i Nebevi yapılmadan önce) Bilal (r.a.) sabah ezanını onun
üzerinde okurdu. Seher vakti gelir, evin üzerine oturur, sabahın olmasını beklerdi.
Sabahın olduğunu görünce ayağa kalkar ve, "Ey Allahım sana şükranlarımı
arzeder, Kureyş'in (müslüman olması ve) senin dinini ayakta tutmaları için
yardımını dilerim" derdi. Sonra da ezanı okurdu.
O kadın dedi ki;
"Vallahi onun bu kelimeleri terk ettiği tek bir geceyi (bile)
hatırlamıyorum."
AÇIKLAMA: Hadis-i şerifte geçen
seher vaktinden maksat bazılarına göre gecenin son üçte biridir. Esasen seher
gizlilik ve kapalılık anlamına gelir. Gecenin son bölümünde tam manasıyla bir
gizlilik ve kapalılık bulunduğu için seher ismi verilmiştir.Cenab-ı Allah,al-i
İmran suresinin 17. ayetinde seher vaktinde istiğfar edenleri övmektedir. AIusî
merhum bu ayetin tefsirinde [Alusî, Ruhu'l-Meanli, 102.] bu vakitte tevbe ve
duaların kabul edildiğini ifade ettikten sonra İbn Cerîr'in tahric ettiği şu
hadis-i şerifi nakletmektedir: "İbn Ömer geceyi namazla ihya ettikten
sonra; Ey Nafi, seher vakti oldu mu? diye sorardı. Eğer Nafi: Evet seher vakti
girdi, diye cevab verirse namazı bırakır, sabaha kadar dua ve tevbe ile meşgul
olurdu."
İbn
Merduye, Enes b. Malik'den nakletmiştir. Enes b. Malik (r.a.) demiştir ki:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize seher vakitlerinde yetmiş
kere istiğfar etmemizi emrederdi. Buhari'nin Sahîh'inde rivayet ettiğine göre;
Cenab-ı Zülcelal Hazretlerinin emri ile melekler her gecenin son üçte birinde
sema-i dünya'ya (vazifeli bir melek) iner ve: "Dua eden yok mu, duasını
kabul edeyim, isteği olan yok mu, isteğini vereyim, günahlarının bağışlanmasını
isteyen yok mu, bağışlayayım" der. Bu durum sabah oluncaya kadar devam
eder.[Buharî, teheccüd.]
Bütün
bu ve benzeri rivayetler seher vaktinde 4ua etmenin kıymet ve ehemmiyetini
gösterir. îşte Hz. Nebiin yakınında bulunmanın bahşettiği imtiyaz ile zaman ve
mekanın esrar ve hikmetine aşina olan Bilal-i Habeşi (r.a.) bu hadis-i şerifte
beyan edildiği şekilde seher vaktinin feyz ve bereketinden azamî derecede ve
devamlı olarak nasibini almıştır.