DEVAM: 18. Mescide
Girerken Okunacak Dua Ve Zikirler
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
بْنُ بِشْرِ
بْنِ مَنْصُورٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ
مَهْدِيٍّ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ
عَنْ
حَيْوَةَ
بْنِ
شُرَيْحٍ
قَالَ
لَقِيتُ عُقْبَةَ
بْنَ
مُسْلِمٍ
فَقُلْتُ
لَهُ بَلَغَنِي
أَنَّكَ
حَدَّثْتَ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرِو بْنِ
الْعَاصِ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَنَّهُ
كَانَ إِذَا
دَخَلَ
الْمَسْجِدَ قَالَ
أَعُوذُ بِاللَّهِ
الْعَظِيمِ
وَبِوَجْهِهِ
الْكَرِيمِ
وَسُلْطَانِهِ
الْقَدِيمِ
مِنْ الشَّيْطَانِ
الرَّجِيمِ
قَالَ أَقَطْ
قُلْتُ
نَعَمْ قَالَ
فَإِذَا
قَالَ ذَلِكَ
قَالَ
الشَّيْطَانُ
حُفِظَ
مِنِّي
سَائِرَ الْيَوْمِ
Hayve b. Şüreyh dedi ki;
Ukbe b. Müslim ile karşılaştım ve O’na: "Duydum ki, sen Abdullah b. Amr b.
el-As'tan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'İn
mescide girerken: "Lanetlenmiş şeytandan, ulu Allah'a, O'nun kerim zatına
ve kadim kuvvet ve galebesine sığınırım” diye dua ettiğini rivayet etmişsin, öyle
mi?,dedim.
Hepsi bu kadar mı? dedi.
Evet, dedim. Dedi ki: Mescide giren bunu söyleyince şeytan: "Günün geri
kalan kısmında da benden emin oldu" der.
Hadisi sadece Ebu
Dayud rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: Son cümle birinci'nin
failinin Ukbe olduğu göz önune alınarak terceme edilmiştir. Failin Hz. Nebi'e
raci olması da muhtemeldir. Bu durumda bir hazf söz konusudur. O zaman mana;
"Ukbe, hayır hadis bitmedi, tamamı şudur: Resulullah (s.a.v.); mescide
giren bunu söyleyince şeytan, günün geri kalanında da benden eminoldu der,
buyurdu" şeklinde olur.
Hadis-i
şerifte "zatına" diye terceme ettiğimiz "vech"
kelimesi müteşabih lafızlardandır. Bu
gibi lafızlara hicri 5. asra kadar ki alimler mana vermemişler, "Allah
mahlukattan hiç bir şeye benzemediği için, biz bu gibi kelimelere mana
vermeyiz, olduğu gibi inanır kabul ederiz" demişlerdir. Bunlardan sonra
gelen alimler ise bütün müteşabihleri te'vil etmişler ve "vech"den
muradın, Kur'an lügatinin muktezasınca zat olduğunu söylemişlerdir.
"Lanetlenmiş
şeytandan" diye türkçeleştirdiğimiz terkibteki kelimesi, Allah'ın kapısından kovulmuş,
taşlanmış, lanetlenmiş demektir. Menhel
sahibi, burada kast edilenin "Lanet ve sema alevleri ile taşlanmış"
manasında olduğunu söyler.
Şeytan,
tercih edilen görüşe göre "Haktan uzak oldu" manasına gelen fiilinden türemiştir. İbn Abbas'ın dediğine
göre, "insan cin ve hayvandan, azgın olanlara şeytan denilir. Hususi
manası ile: Hz. Adem'e tazim secdesi yapmaktan imtina ederek Allah'ın emrine
isyan eden ve Allah'ın huzurundan kovulan varlıktır. Aslının, cin mi, melek mi
olduğu ihtilaflıdır. Nesefi'nin beyanına göre, Hz. Ali, İbn Abbas ve İbn Mes'ud
şeytanın melek olduğunu söylemişlerdir. Hasan el-Basri ve Katade cin olduğunu
söyleyenlerdendir.Cahız'dan meleklerin ve cinlerin aynı cinsten oldukları
görüşü nakledilmiştir. Her görüş sahibinin kendilerine göre delilleri vardır.
Ancak Kehf (18) 50. ayette şeytanın cinlerden olduğu açıkça belirtilmiştir.
Bazı Hükümler
1.
Peygamber (s.a.v.) ümmetine öğretmek için şeytandan Allah'a sığınırdı. Yoksa
masum olan, Allah tarafından terbiye ve kontrol edilen bir Nebi'ye şeytanın
tasallutu düşünülemez.
2.
Şeytanın insanoğluna tasallutu vakidir. Bundan emin olmak için Allah'a
sığınmak, ondan yardım dilenmelidir.
3.
Faydalı olan şeyleri temin ve yararlı olan şeyleri defetmekte merci Allah
tealadıı.