بَاب
الِاسْتِبْرَاءِ
22. İstibra
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
وَخَلَفُ
بْنُ هِشَامٍ
الْمُقْرِئُ
قَالَا حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
يَحْيَى التَّوْأَمُ
ح و
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
عَوْنٍ قَالَ
أَخْبَرَنَا
أَبُو
يَعْقُوبَ
التَّوْأَمُ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي مُلَيْكَةَ
عَنْ أُمِّهِ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ
بَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَامَ
عُمَرُ
خَلْفَهُ
بِكُوزٍ مِنْ
مَاءٍ
فَقَالَ مَا
هَذَا يَا
عُمَرُ فَقَالَ
هَذَا مَاءٌ
تَتَوَضَّأُ
بِهِ قَالَ
مَا أُمِرْتُ
كُلَّمَا
بُلْتُ أَنْ
أَتَوَضَّأَ
وَلَوْ
فَعَلْتُ
لَكَانَتْ
سُنَّةً
Hz. Aişe r.anha'dan
rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) küçük abdest bozdu. Arkasında su kabı ile ayakta bekleyen Hz. Ömer
(suyu uzatınca),
Bu nedir ya Ömer?
buyurdu. Temizleneceğiniz sudur, dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve sellem) de
cevaben, "Ben her bevledişimde su ile temizlenmekle emrolunmadım. Eğer
böyle yapsaydım (ümmetime her abdest bozmadan sonra) su ile taharetlenmek
sünnet olurdu.” buyurdu.
Diğer tahric: İbn
Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
AÇIKLAMA: Hadis-i şerifte geçen,
"Taharet yapacağın sudur” sözündeki
"taharet” hem hadesten taharet (abdest), hem de su ile yapılan
istinca (necasetten taharet) manalarına gelirse de, bu kelime ile burada su ile
yapılan istinca (taharetlenmek) kast edildiği kanaatine varmışlardır. Yani
"ben, her abdest bozduktan sonra mutlaka su ile istinca yapmakla
emrolunmadım. Pislik, dışkılığı namaza mani olacak şekilde tecavüz etmediği
zaman su olmaksızın sade taşlarla da taharetlenebilirim." demektir. "Ben bu işi devamlı yaparsam sünnet
olur" cümlesinde geçen sünnet lafzı şu manalara gelebilir:
Uyulması
Farz olan yol, imam-ı Nevevi'ye göre bu hadis-i şerifte geçen
"sünnet" sözüyle kast edilen mana budur. Yani Hz. Nebi "Ben bu
tahareti devamlı yaparsam bu sizin üzerinize farz olur. Halbuki Allah Teala
kullarına bir güçlük yüklememiştir. Bu sebeple ben bunu devamlı
yapmıyorum" demek istemiştir. Menhel yazarı da bu görüştedir. İbn
Reslan'ın da dediği gibi. bu görüşte "su varken taşla istinca caiz
değildir" diyen bazı şiileri red anlamı vardır.
Sünnet-i
Müekkede: Hanefi ulemasından Bezlü'l-Mechud yazarına göre bu hadis-i şerifte
geçen "sünnet" kelimesiyle kast edilen mana budur. Nitekim ulema
necaset eseri namaza mani olan miktara ulaşmadıkça istincanm müstehab (sünnet-i
ğayr-i müekkede) olduğunda ittifak etmişlerdir.
Sünnet
aslında yol manasına ise de şeriatte "Allah Resulünün, Kur'an-ı Kerimde
olmayan emirleri yasakları ve teşvikleri anlamına gelir. Bazen de sünnetle
müstehab kast edilir. Bazan da farz veya vacib olmadığı halde Nebiimiz
(s.a.v.)in çoğu kez yaptığı ve bizlere tavsiye ettiği işler manasına
gelmektedir.
"Ben
bu işi devamlı yaparsam sünnet olur" sözü "Ben bir kere böyle su ile
taharetlenecek olursam bir daha devamlı su ile taharetlenmem gerekir"
anlamına gelebilir. Çünkü Resul-i Ekrem (s.a.v.) bir işi bir kere yapınca artık
ona devam ederdi. Münavi ise, bu görüşe itiraz ederek, "Buradaki taharetten
maksat abdesttir" demiştir.