بَاب
مَا يَقُولُ
الرَّجُلُ
إِذَا خَرَجَ
مِنْ
الْخَلَاءِ
17. Kişinin Hela'dan
Çıktıktan Sonra Ne Söyleyeceği?
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
مُحَمَّدٍ
النَّاقِدُ
حَدَّثَنَا
هَاشِمُ بْنُ
الْقَاسِمِ
حَدَّثَنَا
إِسْرَائِيلُ
عَنْ يُوسُفَ
بْنِ أَبِي بُرْدَةَ
عَنْ أَبِيهِ
حَدَّثَتْنِي
عَائِشَةُ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا
أَنَّ النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ كَانَ
إِذَا خَرَجَ
مِنْ
الْغَائِطِ
قَالَ غُفْرَانَكَ
Ebu Burde dedi ki:
"Bana Aişe r.anha'nın rivayet ettiğine göre, Nebiyy-i Ekrem (Sallallahu
Aleyhi ve sellem) hela’dan çıktığında; "Ğufraneke = (Ey Allahım) affına
(sığınırım)" derdi.
Diğer tahric: Tirmizî,
tahare; İbn Mace, tahare; Darimi vudu; Ahmed b. Hanbel
AÇIKLAMA: Bu hadis-i şerifte
"heladan çıkmak" ... kelimesiyle mutlaka ihtiyaç gidermek için tahsis
edilmiş tuvaletlerden çıkmak kastedilmiş değildir. Burada kast edilen kaza-yi
hacet edilen yeri terk etmektir. Binaenaleyh insan kırda da olsa abdest bozulan
yeri terk edince demelidir.
Resul-i
Ekrem (s.a.v.)'in abdest bozduktan sonra mağfiret talebinde bulunmasının
hikmeti üzerinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunları şöyle özetlemek
mümkündür:
1.
Kaza-yi hacet esnasında zikri terk etmek mecburiyetinde kaldığı ve zikri terk
ettiği için istiğfar etmiştir. Bu görüşe "iyi ama Hz. Nebi abdest bozarken
zaten zikretmemekle yükümlü idi. Binaenaleyh o burada zikri terketmekten dolayı
sorumlu değil ki bu yüzden istiğfar etsin" diye itiraz edenlere şöyle
cevap verilebilir: "Abdest bozmaya sebep olan şey, yiyip içmektir, o da
bir şehvetin eseridir.İşte bu şehvet neticesinde helaya gitmek ve orada zikri
terk etmek durumunda kaldığı için kendisini kusurlu görüp istiğfar
etmiştir."
2.
Allah Resulü Allah Teala'nın verdiği nimetleri hazmetmek, menfaatlerini vücutta
tutup zararlı kısımlarını dışarı atmak gibi nimetlerine şükürden aciz kaldığı
için mağfiret dilemiştir. Uygun olan da budur.
3.
Kazayı hacet anında ve onun dışında
Allah’tan asla ğafil olmayan Resul-i Ekrem Nebi olarak ümmetini eğitmek için
böyle davranmıştır.