DEVAM: 121. Teyemmüm
حَدَّثَنَا
حَجَّاجٌ
يَعْنِي
الْأَعْوَرَ
حَدَّثَنِي
شُعْبَةُ
بِإِسْنَادِهِ
بِهَذَا
الْحَدِيثِ
قَالَ ثُمَّ
نَفَخَ فِيهَا
وَمَسَحَ
بِهَا
وَجْهَهُ
وَكَفَّيْهِ
إِلَى
الْمِرْفَقَيْنِ
أَوْ إِلَى
الذِّرَاعَيْنِ
قَالَ شُعْبَةُ
كَانَ
سَلَمَةُ
يَقُولُ
الْكَفَّيْنِ
وَالْوَجْهَ
وَالذِّرَاعَيْنِ
فَقَالَ لَهُ
مَنْصُورٌ
ذَاتَ يَوْمٍ
انْظُرْ مَا
تَقُولَ
فَإِنَّهُ
لَا يَذْكُرُ
الذِّرَاعَيْنِ
غَيْرُكَ
Şu'be bu (önceki) hadisi
ayrı isnatla rivayet etti ve şöyle dedi: (Ammar) dedi ki; "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra eline üfleyip, onunla (elleriyle) yüzünü ve
dirseklere -veya kollara- kadar ellerini mesnetti."
Şu'be dedi ki;
"Seleme, (Resulullah) ellerini, yüzünü ve kollarını (mesnetti)"
derdi. Bir gün Mansur kendisine "söylediğine dikkat et çünkü kolları (Zerr
bin Abdullah'ın talebelerinden) senden başka hiç biri söylemedi" dedi.
Diğer tahric: Buhari,
teyemmüm; Müslim, hayz; Nesai, tahare; İbni Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel IV,
263, 265, 320.
AÇIKLAMA: Bu Davud bu rivayeti
Sünen'e almaktaki maksadı, yukarıda Seleme'nin lafzını hatırlayamayıp manasıyle
naklettiği sözün,"Kollara kadar" ibaresi olduğuna işaret etmektir.
Ancak bu ilaveyi sadece Seleme, bazı rivayetlerinde zikretmiştir.