SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 306 >>

DEVAM: 116. (Müstehazanın) Sadece Hades Vaki Olduğunda Abdest Alacağını Söyleyenler

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ عَنْ رَبِيعَةَ أَنَّهُ كَانَ لَا يَرَى عَلَى الْمُسْتَحَاضَةِ وُضُوءًا عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ إِلَّا أَنْ يُصِيبَهَا حَدَثٌ غَيْرُ الدَّمِ فَتَوَضَّأُ  قَالَ أَبُو دَاوُد هَذَا قَوْلُ مَالِكٍ يَعْنِي ابْنَ أَنَسٍ

 

Rabia, (bin Ebu Abdurrahman), müstehazanın her namaz için abdest alması gerektiği görüşünde değildi: "Ancak kendisine kandan başka bir hades gelirse abdest alır" derdi.

 

Ebu Davud: "Bu, Malik'in görüşüdür'' dedi.

 

 

AÇIKLAMA:     Rabia'nın görüşüne göre müstehaza olan kadın ancak kendisinden kandan başka bir hades (abdesti bozan şey) vaki olursa abdest almak zorundadır.

 

Rabia'nın bu görüşü aynı zamanda Hanefi mezhebinin de görüşüdür. Daha önceden de temas edildiği üzere Hanefilere göre özür sahibinden, özürün dışında bir hades olmadığı müddetçe abdesti vakte bağlanır. Bu abdestIe vakit içinde dilediği kadar namaz kılabilir. Fakat özrün dışında abdesti bozan bir hal arız olursa, namaz kılmak için abdestini yenilemesi gerekir.

 

Ebu Davud'un kaydına göre Malik'in görüşü de budur.

 

 

SONRAKİ