بَاب
فِي
إِتْيَانِ
الْحَائِضِ
105. Hayızlı Kadına
Yaklaşmanın Hükmü
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
شُعْبَةَ
حَدَّثَنِي
الْحَكَمُ
عَنْ عَبْدِ
الْحَمِيدِ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ مِقْسَمٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فِي
الَّذِي
يَأْتِي
امْرَأَتَهُ
وَهِيَ حَائِضٌ
قَالَ
يَتَصَدَّقُ
بِدِينَارٍ
أَوْ نِصْفِ
دِينَارٍ
قَالَ أَبُو
دَاوُد هَكَذَا
الرِّوَايَةُ
الصَّحِيحَةُ
قَالَ دِينَارٌ
أَوْ نِصْفُ دِينَارٍ
وَرُبَّمَا
لَمْ
يَرْفَعْهُ
شُعْبَةُ
İbn Abbas (r.a.)
hanımına, hayızlı iken münasebette bulunan kimse hakkında Rasulullah
(Sallallahu Akeyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir
veya yarım dinar sadaka verir (versin)."
Ebu Davud dedi ki,
"Sahih olan rivayet (burada olduğu gibi) "Bir dinar veya yarım
dinar" şeklindedir. Ancak çoğu kere Şu'be bu hadisi Nebi (s.a.v.)'e ref
etmemiştir.
Diğer tahric: Ebu
Davud, nikah, Nesai, tahare; hayz; İbn Mace, tahare; Ahmed b Hanbel
AÇIKLAMA: Hayızlı olan kadına
yaklaşmanın kesinlikle caiz olmadığını bundan doğacak zararların neler
olabileceğini 258. hadiste beyan etmiştik.
Bu
yasağa uymayıp karısına yaklaşmış olan'ın cezası bu Hadis ile belirlenmiştir.
Ancak bu ceza maddi bir ceza değildir. Ekseri ulema tevbe ve istiğfardan sonra
maddi ceza ile temizlenileceği görüşündedirler.
Hadis-i
şeriften, karısına hayızlı iken temasta bulunan bir kimsenin bir veya yarım
dinar sadaka vermesinin gerekli olduğu anlaşılmaktadır.
Dinar,
Latinceden arapça'ya geçmiş bir kelimedir. Latincede "denarius"
kelimesinden, o da öşür manasına olan "decem" ıstılahından müştaktır.
Fıkıh
istilahı olarak halis on dirhem gümüş kıymetindeki altını ifade eder. Bir
miskal ağırlığında altın sikkeye de ıtlak olunur.
Kamus
mütercimi Asım Efendi, Zemahşeri'den naklen dinar'ın 48 arpa ağırlığında altın
olduğunu söyler.
Zihni
Efendi, "Dinar, altın sikkedir; yarım altın lira değerindedir",der.
Ömer
Nasuhi Efendi de, "Bir dinar bir miskal, yani yüz arpa ağırlığında bulunan
attın sikkedir" demektedir.
Bir
miskal, yirmi kırattan, her kırat da beş arpa miktarından ibarettir. O halde
bir miskal 100 arpa ağırlığına denk olur. Bugünkü ölçülerle 4. 1/4 grama
eşittir.
Hadisin
metnindeki "veya" kelimesi şek için değil tenvi' ve taksim içindir.
Yani münasebet, hayzın ilk günlerinde olmuşsa bir dinar; sonuna doğru olmuşsa
yarım dinar sadaka verileceğini bildirir. Nitekim Tirmizi'nin yaptığı bir
rivayette: "Kan kırmızı ise bir dinar; san ise, yarım dinar (sa'daka
verir)" [Tirmizi tahare, 103] buyrulmaktadır.
Hadisin
zahirinden hayızlı iken karısına temasta bulunan kişinin keffaret vermesinin
vacip (farz) olduğu anlaşılmaktadır. Ancak konu alimler arasında ihtilaflıdır.
İbn
Abbas, Hasen eİ-Basri, Said b. Cübeyr, Katade, Evzai, İshak ve bir rivayetinde
de Şafii, keffaretin vacip olduğu görüşündedirler. Keffaretin vücubuna
hükmedenler, keffaretin cins ve miktarında mütefik değildirler. Bunlardan,
Hasen el-Basri ve Said b. Cübeyr, ramazanda cinsi münasebette bulunana kıyas
ederek, bir köle azad eder, demişlerdir. Diğerleri ise, bu bab'ın hadisini
delil göstererek, -münasebetin zamanına göre- bir veya yarım dinar tasaddukta
bulunması gerektiği görüşündedirler.
Ata,
Şa'bi, Nehai, Mekhul, Zuhri, Eyyub es-Sahtiyani, Sufyan es-Sevri, Leys b. Sa'd,
Malik, Ebu Hanife ve ashabı, esah olan rivayetinde Şafii, bir rivayetinde Ahmed
b. Hanbel ve selefin cumhuruna göre hayızlı iken karısına temas eden kişiye
keffaret vacip değildir. Onun için vacib olan istiğfardır. Eğer temas adetin
ilk günlerinde olmuşsa bir dinar, son günlerinde olmuşsa yarım dinar sadaka
vermesi menduptur.
İbn
Abdilberr, "Sadaka icab etmez" diyenin delili bu hadisin muzdarip
oluşudur. Bir de "Beraet-i zimmet asıldır" kaidesidir.
Hattabi
de, "ulemanın ekserisine göre buna bir şey lazım gelmez" dedikten
sonra, bunların hadisi mürsel, ya da mevkuf kabul ettiklerini belirtir. Doğru
olanın hadisin merfu olduğu görüşünü kaydeder.
İbn
Seyyidi'n-Nas, hadisin merfu olduğunu tercih ederken, Ebu Bekir el-Hatib, bu
mevkuf-merfu münakaşalarının hadisin sıhhatine tesir etmeyeceğini söyler. İbn
Dakiki'l-İyd, İbnü'l-Kattan ve Şevkanide hadisin salih olduğunu tercih
edenlerdendir.
Ebu
Davud'un "Şu'be bunu, Rasulullah'a ref' etmeyip, İbn Abbas'tan mevkufen
rivayet ettiğini" söylemesi, hadiste bir ızdırap gördüğüne işarettir.
Bazı
Hükümler
1.
Kişinin karısı hayızlı iken onunla cinsi temasta bulunması haramdır. Bunda icma
vardır.
2.
Bu durumda münasebette bulunmanın tevbe ve istiğfar'dan sonra dünyalık ceza
olarak temas zamanına göre bir veya yarım dinar sadaka vermesi gerekir.