بَاب
إِذَا شَكَّ
فِي
الْحَدَثِ
67. Abdestin
Bozulduğundan Şüphe Etmek
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
وَمُحَمَّدُ
بْنُ
أَحْمَدَ
بْنِ أُبَيِّ
بْنِ خَلَفٍ
قَالَا
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ
الْمُسَيَّبِ
وَعَبَّادِ
بْنِ تَمِيمٍ
عَنْ عَمِّهِ
قَالَ شُكِيَ
إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الرَّجُلُ
يَجِدُ الشَّيْءَ
فِي
الصَّلَاةِ
حَتَّى
يُخَيَّلَ إِلَيْهِ
فَقَالَ لَا
يَنْفَتِلْ
حَتَّى يَسْمَعَ
صَوْتًا أَوْ
يَجِدَ
رِيحًا
Abbad b. Temim'in
rivayetine göre amcası (şöyle) demiştir: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e
namazda iken abdestinin bozulduğu vehmine kapılan bir kimse(nin durumu) arz
edildi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ses işitmedikçe veya koku
duymadıkça namaz'dan ayrılmasın" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
vudu; buyu; Müslim, hayz; Ebu Davud tahare 67; salât; Tirmizî, tahare; Nesai,
tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel Müsned
AÇIKLAMA: Namaz kılan bir kimse
yellendiğini anında hissedebileceği gibi, ses işitmek veya koku duymakla da
anlayabilir. Hangi şekilde olursa olsun yellendiğinin farkına varan kimsenin
abdesti bozulmuştur. Bu mevzuda mutlaka sesi kulakla duymanın veya kokuyu
burunla hissetmenin şart olmadığında alimler arasında görüş birliği vardır.
Çünkü insanın sağırlığından veya koklama duyusunu kaybettiğinden dolayı sesi
veya kokuyu veya her ikisini birden farkedememesi mümkündür. Bu bakımdan mühim
olan insanın abdestinin bozulduğunu anlamasıdır. Bu sebeple Hattabi buradaki
yellenmenin sesini duymak veya kokusunu hissetmek sözlerini Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in; "Çocuk doğduğu zaman ağlar da ölürse, o çocuğun (cenaze)
namazı kılınır, varis olur ve kendisine varis olunur. Çünkü, o çocuk canlı
olarak dünyaya gelmiştir. Fakat, doğar da hiç sesini çıkarmazsa o çocuğun
(cenaze) namazını kılmayınız. Çünkü, o ölü olarak dünyaya gelmiştir." [bk.
2920 numaralı hadis ibn Mace, cenaiz 26; feraiz, 17; darimi, feraiz 47]
hadisine benzetmiştir ki, maksat "çocuğun canlı olarak dünyaya gelip gelmediğini
anlamak için çeşitli şekillerde araştırınız ve kesin olarak neticeyi tesbit
edince ona göre hareket edin" demektir. Umumiyyetle insanlar yellenmenin,
koku sesle farkına vardıklarından bu iki alamet söz konusu edilmiştir.
Keza,
umumiyyetle çocuk canlı olarak dünyaya gelir gelmez ağladığı için çocuğun canlı
olup olmadığının bir alameti olarak sese dikkat çekilmiştir.
Bu
hadis, İslamın esaslarından ve fıkhın kaidelerinden çok mühim bir esası ve
kaideyi teşkil eder. Bu kaide Mecelle'nin onuncu maddesinde şöyle ifade
edilmiştir: "Bir zamanda sabit olan şeyin hilafına delil olmadıkça bekası
ile hükmolunur." Bu kaideye fıkıh usulünde "istishab" kaidesi
derler. Buna göre abdestli olduğunu kesin olarak bilen bir kimsenin abdesti, kalbine
gelen herhangi bir şüphe ile bozulmaz. Bozulduğuna hükmedebilmek için abdestin
bozulduğunun kesinlikle farkına varmak lazımdır. Bu hususta namaz içinde veya
namaz dışında da olsa şüpheye itibar yoktur.
Buhari'nin
rivayetinde durumu Resul-i Ekrem'e arzedilen zatın Abdullah b. Zeyd olduğu ve
hatta bu soruyu da kendinin sorduğu açıklanmaktadır. Şüpheye itibar olmadığı
konusunda mezhep imamları arasında görüş birliği varsa da İmam Malikten iki
görüş rivayet edilir. Birinci rivayete göre, namaz haricinde abdestinde şüpheye
düşen kimsenin abdestinin bozulduğuna hükmedilirse de namaz içinde şüpheye
düşen kimsenin abdestine zarar gelmez.İkinci rivayete göre ise: Her iki halde
de abdestinin bozulduğuna hükmedilir. İbn Kaani İmam Malik'ten üçüncü bir kavil
rivayet eder ki, buna göre İmam Malik hazretleri de ulemanın büyük çoğunluğu
ile beraberdir.
Abdestsiz
olduğunu kesinlikle bilen bir kimse, abdest alıp almadığından şüpheye düşerse,
abdestsiz sayılır. Bu hususta ulema arasında ittifak vardır. Şüphe meselesi bir
de Mecelle'nin dördüncü maddesinde şu kelimelerle ifade edilmiştir: "Şek
ile yakın zail olmaz."
Bir
kimse karısını boşayıp, boşamadığında yahut temiz suyun pislenip
pislenmediğinde veya pis bir şeyin temizliğinde şüphe etse, keza namazı üç mü,
dört mü kıldığında, ruku ile sücudu yapıp yapmadığında, oruca veya namaza
niyyet edip etmediğinde, namaz içinde şüpheye düşse bütün bu şüphelerin hiçbir
te'siri yoktur.
Ancak,
Şafiiler On küsur meseleyi bu kaidenin dışına çıkarmışlardır.
Hattabi,
"Bu hadis içki içtiği görülmediği halde üzerine içki kokusu bulunduğu için
içki içtiğine hükmedilerek had vurulabileceğine bir delildir" demişse de
Hanefi alimlerinden merhum Ayni "Şer'i had cezaları şüpheden dolayı
düşerler. Burada şüphe bulunduğu için had vurulamaz" demiştir.