SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 173 >>

بَاب تَفْرِيقِ الْوُضُوءِ

66. Abdest Alırken Abdeste Ara Vermek

 

148 حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ جَرِيرِ بْنِ حَازِمٍ أَنَّهُ سَمِعَ قَتَادَةَ بْنَ دِعَامَةَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ رَجُلًا جَاءَ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَقَدْ تَوَضَّأَ وَتَرَكَ عَلَى قَدَمِهِ مِثْلَ مَوْضِعِ الظُّفْرِ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ارْجِعْ فَأَحْسِنْ وُضُوءَكَ قَالَ أَبُو دَاوُد هَذَا الْحَدِيثُ لَيْسَ بِمَعْرُوفٍ عَنْ جَرِيرِ بْنِ حَازِمٍ وَلَمْ يَرْوِهِ إِلَّا ابْنُ وَهْبٍ وَحْدَهُ وَقَدْ رُوِيَ عَنْ مَعْقِلِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ الْجَزَرِيِّ عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ عَنْ عُمَرَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَحْوَهُ قَالَ ارْجِعْ فَأَحْسِنْ وُضُوءَكَ

 

Enes b. Malik (r.a.)'den, demiştir ki: "Bir adam abdest almış, (fakat) ayağı üzerinde tırnak kadar bir yeri(kuru)bırakmış olduğu halde Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in (huzuruna) geldi. Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) de ona; "Dön, abdestini güzelce al" buyurdu."

 

'Ebu Davud dedi ki: Bu hadis Cerir b. Hazim’den rivayetle "Ma'ruf" değildir. Ve bu hadisi Cerir'den sadece ibn Vehb rivayet etmiştir.

 

Ve (yine) Ma'kil b. Ubeydullah el-Cezeri, Ebu'z-Zubeyr'den Cabir (r. a.)'den o da Ömer (r. a.) vasıtasıyla Resul-i Ekrem'den (ibn Vehb rivayetinin) benzerini rivayet etmiştir. (Bu rivayete göre) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den abdestini güzelce al." demiştir.

 

 

Diğer tahric: Îbn Mace, tahare

 

AÇIKLAMA:     Bu Hadiste abdest organlarını peşi peşine hiç ara vermeden yıkamak ile abdest organlarını yıkamaya ara vererek abdest almanın hükmü söz konusu ediliyor. Bu Hadisi delil getirerek İmam Ebu Hanife (r.a.) ve İmam Şafii (r.a.) hazretleri abdest organlarını arka arkaya ara vermeden yani bir abdest organı kurumadan hemen diğerini yıkayarak abdesti bitirmenin, abdestin sıhhatinin şartı olmadığını, binaenaleyh yıkamaya ara verilmesinden dolayı abdestin bozulmayacağını söylemişlerdir. Bu imamlar diyorlar ki; "Eğer abdest organlarını yıkamaya aralıksız devam etmek şart olsaydı Rasulullah (s.a.v.) bu adama, "dön abdestini yeni baştan al" derdi."

 

Halbuki Rasulullah (s.a.v.) öyle buyurmamış "haydi dön abdestini güzelce al" demiştir. "Abdestini güzelce al" sözünün anlamı, abdestini tastamam al, noksanını tamamla demektir. Yoksa "yeni baştan abdest al" demek değildir.

 

Bu hadisle ifade edilmek istenen, abdest organları üzerinde her hangi bir kuru yer kalacak olursa, o abdestle namazın olmayacağı, ancak o kuru yer bir müddet sonra da olsa yıkanınca abdestin tamamlanacağıdır.

 

Nitekim lbn Ebi Şeybe'nin Hz. Ali'den naklettiği şu hadis bu imamların görüşünü kuvvetlendirmektedir. Hz. Ali "Bir adam abdest alırken başını meshetmeyi unutursa; sakalında bulunan ıslaklığı alır, onunla başını mesheder" dedi.

 

Bazı fıkıh alimleri de "dön abdestini güzelce al" sözünden, "dön abdestini yeni baştan al" manasını çıkarmışlardır ki, Kadı İyaz, Evzai, Leys, Katade, Maliki ulemasından Abdülaziz b. Ebi Seleme bu görüştedirler. İmam Şafii'nin eski görüşü de bu merkezde idi. Keza Hanbeli uleması da Malikiler gibi, "abdest organlarını ara vermeden yıkayarak abdest almanın abdestin sıhhatinin şartı" olduğunu söylemektedirler. Ancak Malikiler unutarak ara vermeyi bu hükmün dışında bırakarak, "unutarak abdest organlarının yıkanmasına ara verilirse veya unutarak kuru kalan bir yer sonradan yıkanırsa zarar vermez" demişlerdir.

 

Musannif Ebu Davud'un ifadesine göre bu hadis ma'ruf değil, bilakis garib hadistir. Çünkü bu hadisi Katade'den sadece Cerir, Cerir'den de sadece ibn Vehb rivayet etmiştir.

 

 

DEVAM