بَاب
فِي
الِانْتِضَاحِ
64. Abdest'ten Sonra
Üzerine Su Serpmek
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
هُوَ
الثَّوْرِيُّ
عَنْ مَنْصُورٍ
عَنْ
مُجَاهِدٍ
عَنْ
سُفْيَانَ بْنِ
الْحَكَمِ
الثَّقَفِيِّ
أَوْ
الْحَكَمِ
بْنِ سُفْيَانَ
الثَّقَفِيِّ
قَالَ كَانَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ إِذَا
بَالَ
يَتَوَضَّأُ
وَيَنْتَضِحُ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَافَقَ
سُفْيَانَ
جَمَاعَةٌ
عَلَى هَذَا
الْإِسْنَادِ
و قَالَ بَعْضُهُمْ
الْحَكَمُ
أَوْ ابْنُ
الْحَكَمِ
Hakem, b. Süfyan veya
Süfyan b. el-Hakem'den demiştir ki: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) küçük abdestini bozduğu zaman (in akabinde) abdest alır ve eteğine su
serperdi."
Ebu Davud dedi ki:
Süfyan es-Sevri'nin bu şekildeki isnadına başka bir toplulukta katılmıştır.
Bazıları da "'Hakem, yahut İbn Hakem "dir demişlerdir. (Yani bu
ravinin isminde ihtilaf etmişlerdir.)
Diğer tahric: Nesai,
tahare; İbn Mace, tahare; Tirmizi, tahare
AÇIKLAMA: Kadı Bekr b. el-Arabi,
Tirmizi şerhi Tuhfetu'l-Ahvezi'de şunları söylüyor: Ulema bu hadiste geçen يَنْتَضِحُ kelimesine dört ayrı mana vermişlerdir.
1.
Abdest alırken suyu bolca dökerek abdest organlarının üzerinden akıtmak.
2.
Silmek ve silkinmek suretiyle kurulanmak.
3.
Taş ile taharetlenen kimsenin abdestten önce su ile taharetlenmesi.
4.
Erkeklik organında akıntı olup olmadığı vesvesesini gidermek için eteğe su
erpmektir.
Hadiste
geçen "Yentedıh" ta'birinin bu
dört manayı kapsaması ihtimali vardır.[Mübarekfuri.Tuhfelu'l-ahvezi, I, 168.]
Hattabi,
Mealimu's-sünen isimli Ebu Davud şerhinde bu ta'birin burada su ile istinca
manasına geldiğini söylüyor. Hattabi sözlerine devamla divor ki; ''Araplar
ekseriyetle taşla istinca yaparlar, suyla temizlenmeye lüzum görmezlerdi.
Bununla beraber bu tabir burada istincadan sonra vesveseyi önlemek için eteğe
su serpmek anlamına gelebilir."
Nevevi
ise, burada ikinci mananın yani eteğe su serpme manasının kastedildiğini,
nitekim cumhurun görüşünün de bu olduğunu ifade etmektedir.
Tirmizi
şarihlerinden Mübarekfuri de Tuhfetu'l-ahzvezi isimli şerhinde bu görüşü
benimseyerek şunları söylemektedir: "Gerçek şudur ki, bu Hadisteki
"İntidah" tabirinden maksat, tenasül uzvunun akıntı yapıtğı
vesvesesini önlemek için abdestten sonra eteğe bir miktar su serpmektir. Çünkü
bu mevzuda gelen Hadislerin çoğunda lafızlar buna delalet ediyor." [bk.
Mübarekfuri.Tuhfelu'l-ahvezi, I, 168.] Ancak Bezlu'l-mechud sahibi şeyh Halil
Ahmed ise, bu hadisi şerhederken Beyhaki ve Darekutni'den bu su serpme işinin
abdestten sonra ve herhangi bir ıslaklık hissedilmesi halinde meydana gelecek
vesveseyi önlemek için yapıldığına dair rivayet edilen Hadislere bakarak
"bu su serpme işinin istinca ile bir ilgisi yoktur. Zira istinca abdestten
önce yapılır. Halbuki şu Hadisler bu su serpme işinin abdest'ten sonra
duyulacak her hangi bir ıslaklık karşısında doğacak vesveseyi önlemekle
ilgilidir." demektedir ki, güzel bir tesbittir.
İntidah,
ismini verdiğimiz bu temizlenme ameliyesinin esas gayesi, taharet ederken,
büyük veya küçük abdest sıçrantılarının veya damlalarının beden üzerinde kalmış
olabileceği şüphesini gidermektir.
Yani
burada yapılmak istenen şey yersiz olarak doğacak olan bir şüpheyi gidermek
için eteğe su serpmedir. Yoksa, abdest alırken büyük veya küçük abdestte ön ya
da arkadan gelen en ufak bir necaset abdesti bozar. Bazı ilim adamları bu
hadisi şerife bakarak abdest aldıktan sonra eteğe su serpmenin gerekli olduğunu
söylemişlerse de, bazıları da Tirmizi gibi hadis otoritelerinin bu hadisi zayıf
saymalarına bakarak bunun gerekli olmadığını belirtmişlerdir. Bedruddin Ayni
ise, "Bilhassa vesveseli olan kişilerde bunun yapılmasının müstehap olduğu
Hanefi mezhebinin görüşüdür" demektedir. Metinde adında tereddüt edilen
ravinin gerçek ismi ise Hakem b. Süfyan’dır. Bu hadis hakkında daha fazla
açıklama için bundan sonraki 167 numaralı hadisin şerhine de bakabilir.