DEVAM: 61. Mesh Süresi
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
مَعِينٍ
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
الرَّبِيعِ
بْنِ طَارِقٍ أَخْبَرَنَا
يَحْيَى بْنُ
أَيُّوبَ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ رَزِينٍ
عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ يَزِيدَ
عَنْ
أَيُّوبَ
بْنِ قَطَنٍ
عَنْ أُبَيِّ
بْنِ
عِمَارَةَ
قَالَ
يَحْيَى بْنُ
أَيُّوبَ
وَكَانَ قَدْ
صَلَّى مَعَ
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لِلْقِبْلَتَيْنِ
أَنَّهُ
قَالَ يَا رَسُولَ
اللَّهِ
أَمْسَحُ
عَلَى
الْخُفَّيْنِ
قَالَ نَعَمْ قَالَ
يَوْمًا
قَالَ
يَوْمًا
قَالَ وَيَوْمَيْنِ
قَالَ
وَيَوْمَيْنِ
قَالَ
وَثَلَاثَةً
قَالَ نَعَمْ
وَمَا شِئْتَ قَالَ
أَبُو دَاوُد
رَوَاهُ
ابْنُ أَبِي
مَرْيَمَ
الْمِصْرِيُّ
عَنْ يَحْيَى
بْنِ أَيُّوبَ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ رَزِينٍ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ يَزِيدَ
بْنِ أَبِي
زِيَادٍ عَنْ
عُبَادَةَ
بْنِ نُسِيٍّ
عَنْ أُبَيِّ
بْنِ
عِمَارَةَ
قَالَ فِيهِ
حَتَّى
بَلَغَ
سَبْعًا
قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
نَعَمْ وَمَا
بَدَا لَكَ قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَقَدْ
اخْتُلِفَ
فِي إِسْنَادِهِ
وَلَيْسَ
هُوَ
بِالْقَوِيِّ
وَرَوَاهُ
ابْنُ أَبِي
مَرْيَمَ
وَيَحْيَى
بْنُ
إِسْحَقَ
السَّيْلَحِينِيُّ
عَنْ يَحْيَى
بْنِ أَيَّوبَ
وَقَدْ
اخْتُلِفَ
فِي
إِسْنَادِهِ
Ubeyy b. İmare'nin
(kendi) ifadesine göre -(ki Ubeyy hakkında) Yahya b. Eyyub, "O hem
Beyti'l-Makdis'e hem de Kabe-i Muazzama'ya karşı Resul-i Ekrem'le birlikte
namaz kılmıştır.” diyor.-şöyle demiştir. "Ya Rasulallah mestler üzerine
meshedeyim mi? Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Evet"
buyurdu. (Ubey, ya Rasulallah) bir gün, iki gün, üç gün (müddetince)
meshedebilir miyim? demiş.
Rasulullah: "Evet istediğin
kadar" buyurdu.
Ebu Davud dedi ki: İbn
Ebi Meryem el-Mısri, Yahya b. Eyyub'den O da Abdurrahman b. Rezin'den O da
Muhammed b. Yezid b, Ebi Ziyad'dan O da Ubade b. Nesiy'den O da Ubeyy b. İmare'den
rivayet ettiğine göre, İbn Ebi Meryem bu rivayetinde şöyle demiştir: "Ubey
(üç gün meshedebilir miyim, dedikten sonra sorusuna) yediye kadar devam etti.
Rasulullah (s.a.v.): "Evet (yedi
gün mesh'e devam edebilirsin) ve uygun gördüğün kadar (meste devam
edebilirsin)" buyurdu.
Ebu Davud dedi ki: Yahya
b. Eyyub'un bu senedinde ihtilaf vardır. Çünkü, Yahya güvenilir bir kimse
değildir. Yine bu hadisi ibn Ebi Meryem ve Yahya b. İshak es-Süleyhi Yahya b.
Eyyub'dan rivayet etmişlerdir. (Ancak Süleyhi('nin) senedinde ihtilaf
edilmiştir.
Diğer tahric: İbn
Mace, tahare
AÇIKLAMA: Birinci Hadis,
yolcular için mest üzerine meshetme müddetinin üç gün üç gece (72 saat), yolcu
olmayanlar için de bir gün bir gece (24 saat) olduğunu ifade etmektedir.
Nitekim Ebu Hanife ve taraftarları, Sevri, Hasen b. Salih, Şafii, Ahmed b.
Hanbel, İshak b. Rahuye, Ashab-ı Kiram ve Tabiin hazretlerinin büyük çoğunluğu
ve onlardan sonra gelen fıkıh aHmleri hep bu görüştedirler. Bir kısım alimler
de; "Mesh'in müddeti için belli bir zaman yoktur. İnsan istediği kadar bu
müddeti uzatabilir" demişlerdir.
Şa'bi,
Ebu Seleme b. Abdirrahman, Leys.Rabia ve meşhur rivayete göre İmam Malik (r.a.)
bu görüştedirler. Bu alimlerin dayandığı Hadisler şunlardır.
1.
Ebu Davud'un İbrahim et-Teymi'den rivayet ettiği, "Rasulullah'tan
artırmasını isteseydik, artıracaktı” mealindeki 157 numaralı hadisi şerif.
2.
Enes b. Malik hadisi. Bu hadise göre Nebiyyi Ekrem (sallallahu aleyhi ve
sellem) "Sizden birisi abdest alıp mestlerini giydiğinde onlarla namazını
kılsın. Sonra onlara mesh etsin; istediği kadar ayağından çıkarmasın (meshe
devam etsin) Ancak cünüplük hali müstesna" buyurmuştur. --- Bu hadisi Hakim, Müstedrek isimli eserinde
rivayet etmiş ve "Bu hadis, Müslim'in rivayet şartlarına uygundur. Ravileri
güvenilir kimselerdir." demiştir.
Aynı zamanda bu hadisi Darakutni de Esed b. Musa'dan rivayet etmiş ve
Tenkih sahibi de bu rivayet için; "Senedi sağlamdır, Ravi Esed b. Musa da
sözüne güvenilir bir kimsedir. Aynı zamanda Nesai de onun doğru sözlü bir kimse
olduğunu söylüyor" demektedir.
3.
Ukbe b. amir hadisi Ukbe şöyle demektedir:-"Bir cuma günü Şam'dan
Medine'ye doğru yola çıktım. Ömer b. el-Hattab'ın huzuruna vardım. Bana,
"Mestleri ayağına ne zaman giydin?" dedi. Ben de, cuma günü dedim.
Hiç ayağından çıkardın mı? Ben, hayır hiç çıkarmadım deyince, "Tam sünnete
uygun hareket etmişsin" dedi. Bu Hadisi de Beyhaki rivayet etmiştir.
Ayrıca,
mestler üzerine meshin belirli bir zamanla sınırlı olmadığı kıyas delili ile de
isbat edilebilir. Şöyle ki, sargı üzerine meshetmekle ayakları yıkama taharet
olmaları bakımından nasıl belirli bir zamanla sınırlı değillerse mestler
üzerine meshetmekte bir taharet olarak herhangi bir müddetle kayıtlı
olmamalıdır.
4.
Bu görüşte olan ulemanın diğer bir delili de 158 numaralı
hadistir."Ayağıma meshedebilir miyim?" sorusundan da anlaşılıyor ki
bu sahabinin o güne kadar meshin caiz olduğundan haberi olmamıştır. Yahutta
Resulullah (s.a.v.)'in ayağına meshettiğini gördüyse de bunun ona has bir durum
olduğunu zannetmiştir.
Bu
alimlere karşı mesh müddetinin sınırlı olduğunu iddia edenlerin bu hadisler
hakkındaki görüşlerini de şöylece sıralamak mümkündür:
1.
158 numaralı hadis, Ubey b. İmare hadisini bütün Sünen sahipleri rivayet
etmişlerdir. Fakat hepsi de zayıf olduğunda ittifak etmişlerdir.
2.
157 nolu Huzeyme hadisine gelince iki cihetten zayıftır: a). Munkati' dır. b).
Muzdariptir.
3.
Enes hadisine gelince, Beyhaki onun zayıf olduğunu söylemektedir. Ayni ise, lbn
Cevzi'den Enes hadisindeki “istediğin kadar ayağından çıkarmadan meshe devam
et" hadisindeki maksadın, "üç gün içinde istediğin kadar
meshedebilirsin" demek olduğunu nakletmektedir, lbn Hazm ise, "bu
hadisi Esed b. Musa tek başına rivayet etmiştir. Esed'in hadisleri münkerdir
delil olamaz" demektedir.
Hz.
Ömer'in "tam sünnete göre hareket etmişsin” sözüne gelince, bu söz de mesh
süresinin sınırsız olduğuna delalet etmez. Çünkü Hz. Ömer'den de. mesh
süresinin sınırlı olduğuna dair Hadisler vardır. Tahavi'nin Şerh
Meani’l-Asar'da rivayet ettiğine göre, Süveyd b. Gafle şöyle demiştir:
"İçimizde Hz. Ömer'le en çok senli benli olan Benane'ye; haydi Ömer'e
meshin hükmünü sor" dedik, o da sorunca Hz. Ömer: "misafir (yolcu)
için üç gün, mukim (yolcu olmayan) için de bir gündür" dedi."
Keza
Zeyd b. Vehb'den de aynı manada bir hadisi Tahavi meşhur eserinde rivayet
etmektedir. Bu hadisleri rivayet ettikten sonra İmam şunları söylemektedir:
"İşte bu Hadisler mesh müddetinin sınırlı olduğuna dair Resul-i Ekrem
(sallallahu aleyhi ve sellem) den rivayet edilen delillerdir."
Şayet
mesh müddetinin sınırlı olmadığına dair rivayet edilen hadisler sahih ise,
bunun manası; "mesh müddetine riayet etmek şartıyla devamlı mest üzerine
mesh edebilirsiniz" demektir. Nitekim "temiz toprak (on sene bile
olsa) mu'min için bir abdest vazifesi görür" hadisinden anlaşılan da
budur. Yani teyemmümün şartlarına riayet edildiği takdirde her zaman temiz
toprakla teyemmüm edilebilir demektir. Yoksa bir kerre teyemmüm edince on sene
devam eder demek değildir.
Bunların,
meshi yıkamaya benzeterek; "ayağını yıkayan adam, abdestini bozmadığı
müddetçe nasıl onunla istediği kadar namaz kılabilirse ayağına mesheden kimse
de mesti çıkarmadığı müddetçe devamlı abdestli sayılır. Keza sargı üzerine
yapılan mesh de sargı bulunduğu müddetçe geçerlidir" demeleri ise, sahih
hadislere aykırı olduğundan geçerli bir itiraz değildir.
Bütün
bunlar göz önünde bulundurulunca en ihtiyatlı yolun, yolcu için geceli gündüzlü
üç gün, mukim için bir gün olmak üzere müddet tayini yapan hadislere uymak
olduğu anlaşılır.
Ancak
mesh'in müddeti, abdest bozulduğu andan itibaren başlar. Yoksa giyildiği andan
itibaren başlamaz. Keza meshettiği andan itibaren de başlamaz. Ayağın birini
veya ikisini birden çıkarınca, şayet abdesti bozuk veya mesh müddeti zaten sona
ermiş idiyse artık sadece ayaklarını yıkaması kifayet etmez.
Nevevi'ye
göre, mesh müddeti, mestler meshediidiği andan itibaren başlar. Şayet abdestli
iken ayaklarının birini veya her ikisini de mest'ten çıkarırsa Şafii ve
Hanbelilere göre sadece ayaklarını yıkaması gerekir. Malikilere göre ise, hemen
o anda ayağını yıkarsa yeterli olur, geciktirirse kafi gelmez, yeni baştan
abdest alması lazım gelir.
Hafız
İbn Hacer, Fethu'I-Bari de şunları kaydediyor: "Ayağa meshettikten sonra
eğer mesh müddeti bitmeden mestler çıkarılacak olursa, mesh müddeti sınırlıdır
diyenlere göre abdest bozulmuş olur, yeniden alınması lazımdır. Kufelilere,
Müzeni'ye ve Ebu Sevr'e göre ise sadece ayaklarım yıkar. Ancak, ayakların o
anda, ara vermeden yıkanması lazımdır. İmam Hasen, İbn Ebi Leyla ve bazı
alimler de abdestli iken ayağını çıkaran kimsenin ayağını yıkamasının
gerekmediğini söylemişlerdir. Bunlar ayağa meshi, boyuna ve başa verilen meshe
benzetmişlerdir. Bu görüşü ihtiyatla karşılamak lazımdır."
Yukarıda
verilen delillerin neticesinde varılan hüküm şudur ki; Mestler üzerine mesh
vermenin zamanla mukayyet olmadığını söyleyen alimlerin delilleri Cumhur
tarafından yetersiz görüldüğünden, 157. hadisle tesbit edilen hüküm cumhura
göre esas olmuş ve yolcu için mesh müddeti abdestin bozulmasından itibaren 72
saat, mukim için ise, 24 saat olarak tesbit edilmiş olur.