DEVAM: 51. Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem)’in Abdest Alış Şekli
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
بِشْرُ بْنُ
الْمُفَضَّلِ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ اللَّهِ
بْنُ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَقِيلٍ
عَنْ الرُّبَيِّعِ
بِنْتِ
مُعَوِّذٍ
ابْنِ
عَفْرَاءَ
قَالَتْ
كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَأْتِينَا
فَحَدَّثَتْنَا
أَنَّهُ
قَالَ
اسْكُبِي لِي
وَضُوءًا فَذَكَرَتْ
وُضُوءَ
رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَتْ فِيهِ
فَغَسَلَ
كَفَّيْهِ
ثَلَاثًا
وَوَضَّأَ
وَجْهَهُ
ثَلَاثًا
وَمَضْمَضَ
وَاسْتَنْشَقَ
مَرَّةً وَوَضَّأَ
يَدَيْهِ
ثَلَاثًا
ثَلَاثًا
وَمَسَحَ
بِرَأْسِهِ
مَرَّتَيْنِ
بِمُؤَخَّرِ
رَأْسِهِ
ثُمَّ
بِمُقَدَّمِهِ
وَبِأُذُنَيْهِ
كِلْتَيْهِمَا
ظُهُورِهِمَا
وَبُطُونِهِمَا
وَوَضَّأَ
رِجْلَيْهِ
ثَلَاثًا
ثَلَاثًا قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَهَذَا
مَعْنَى
حَدِيثِ
مُسَدَّدٍ
er-Rubeyyi’ binti
Muavviz b. Afra şöyle demiştir; "Rasuluilah (sallallahu aleyhi ve sellem)
(zaman zaman) bize gelirdi." (Abdullah b, Muhammed der ki:) er-Rubeyyi'
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ona; "Bana abdest suyunu döker
misin?" dediğini bildirdi. Sonra da Rubeyyi Rasulullah (s.a.v.)'in nasıl
abdest aldığını anlattı ve şöyle dedi: "Ellerini ve yüzünü üçer defa
yıkadı, ağzına ve burnuna birer kare su verdi. Üçer kere de elleriyle beraber
kollarını yıkadı, (birincisinde) arkadan ön'e, ikincisinde önden arkaya olmak
üzere başını iki kere mesh etti. Hem içi hem de dışı olmak üzere kulaklarını
mesnetti. Ve (nihayet) ayaklarını üçer kere yıkadı."
Ebu Davud dedi ki: Bu,
Müsedded'in rivayet ettiği hadisin manasıdır, (lafızları değil).
Diğer tahric. İbn
Mace, tahare; Tirmizî, tahare
AÇIKLAMA: Bu hadis'te ellerin ve
yüzün üçer kere yıkandığı halde ağız ve burnun birer kere ve yüzden sonra yıkandığı zikredilmektedir
ki: 121 nolu hadiste geçtiği üzere bu caizdir, er-Rubeyyi' bu rivayetinde
Rasulullah (s.a.v.)'in başını iki kere meshettiğinden söz etmektedir. Anlaşılan
şu ki, Rubeyyf elini başının ön tarafından arka tarafına doğru çekişini ayrı
bir mesh, arkadan öne doğru çekişini de ayrı bir mesh saymıştır. Oysa aslında
bu hareketlerin ikisi birden bir mesh sayılır. Bu Hadiste dikkati çeken diğer
bir husus ta başın arkadan öne doğru meshedilmesidir. Aslında bu mesh ediş
tarzı, meshin baş'ın ön tarafından başlanarak arkaya doğru yapılacağını ifade
eden sahih hadislere ters düşmektedir.
Bazıları
bu hadise bakarak, bazan meshin bu şekilde arkadan öne doğru yapılmasının caiz
olduğunu bu Hadisin bu cevazı bildirmek için geldiğini söylemişlerdir. Hafız
Suyuti ise: "Bu Hadis, "baş arkadan öne doğru meshedilir"
diyenlerin delilidir" demiştir.
İbn
Arabi ise bu görüşü reddederek: "Bu iddia ravilerden birinin
"muahhar" ve "mukaddem" kelimelerine elini başın arka
tarafından önüne, sonra da ön taralından arka tarafına doğru çekerek meshetti
diye yanlış mana vermesinden ileri gelmiştir" demiştir. Doğrusu ise,
"elini önce başının ön tarafına koyup arkaya doğru kaydırmış, sonrada öne
doğru kaydırarak başlangıç noktasına getirmiştir" şeklindedir. Cümhur'u
ulema'nın görüşü de budur.
Şevkani
ise, bu hadisi açıklarken; "Rasulullah (s.a.v.)'ın bu fiili yapması böyle
de olabileceğini göstermek hikmetine mebnidir. Aslında Rasulullah (s.a.v.)
ekseriyetle başını meshederken meshe başın ön tarafından başlamıştır.
Rasulullah'm devamlı yaptığı işi örnek almak ise, daha faziletlidir"
diyor.