بَاب
الْإِسْرَافِ
فِي الْمَاءِ
45. Abdest Suyunda
İsraf
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
حَدَّثَنَا
سَعِيدٌ الْجُرَيْرِيُّ
عَنْ أَبِي
نَعَامَةَ
أَنَّ عَبْدَ
اللَّهِ بْنَ
مُغَفَّلٍ
سَمِعَ
ابْنَهُ
يَقُولُ
اللَّهُمَّ إِنِّي
أَسْأَلُكَ
الْقَصْرَ
الْأَبْيَضَ
عَنْ يَمِينِ
الْجَنَّةِ
إِذَا
دَخَلْتُهَا
فَقَالَ أَيْ
بُنَيَّ سَلْ
اللَّهَ الْجَنَّةَ
وَتَعَوَّذْ
بِهِ مِنْ
النَّارِ فَإِنِّي
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَقُولُ
إِنَّهُ
سَيَكُونُ
فِي هَذِهِ
الْأُمَّةِ
قَوْمٌ
يَعْتَدُونَ
فِي
الطَّهُورِ
وَالدُّعَاءِ
Ebu Neame (r.a.)'den
nakledilir ki: Abdullah b. Muğaffel, oğlunun; "Ey Allah'ım muhakkak ki ben
senden cennet'e girdiğimde sağ tarafındaki beyaz köşkü istiyorum" diye dua
ettiğini duyunca şöyle demiştir: Allah'dan cenneti iste ve cehennem ateşinden
de O'na sığın. Zira ben Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i
"İleride bu ümmet içinde abdestte ve duada aşırılık yapacak bir topluluk
gelecektir" , buyururken işittim."
Diğer tahric: ibn
Mace, dua, (burada: "duada aşırılık edecekler" kaydı
bulunmamaktadır); Ahmed, b. Hanbel
AÇIKLAMA: Abdullah b. Muğaffel
hakkında 27. hadis'in izahında bilgi verilmiştir. Oğlunun ismi hakkında Said,
Ziyad, Yezid gibi çeşitli rivayetler vardır. Hadis'te geçen "Beyaz
köşk" cennette bulunan malum bir köşktür ki, Nebilere aittir. İçi cennet
hurileri ile doludur. Cennet'in sağında olmasından maksat Cennetin dışında ve
sağ tarafında olması değil bilakis içinde ve sağ tarafında olmasıdır. Bu
nedenle insanın, amellerinin ulaşamayacağı, ancak Nebilerin erişebileceği
nimetler istemesi duada aşırılıktır. Bu bakımdan Rasuli Ekrem (s.a.v.)
Efendimiz daha sağlığında, böyle aşırılık yapacak kimselerin ileride ortaya
çıkacağını haber vermiş ve ümmetini bundan sakındırmıştır.
Bazı
Alimler de duadaki aşırılığı, isteklerin, yapılan amellerin çok üstünde oluşuna
değil de, belli şeyleri istemeye bağlamışlardır. Çünkü o belli şeyi belki Allah
Teala başka kimselere verecektir. Bu nedenle bu hadisteki gibi mutlaka cennetin
sağ tarafındaki beyaz köşkü istemek yerine herhangi bir beyaz köşk istenebilir.
Aynı
zamanda günah olan bir şeyi istemek ve duada feryad-ü fiğan etmek de aşırılığa
girer. Aşırılık, yapılan duada edebi terk, kendini peygamberler seviyesinde
görmek gibi bir büyüklenme korkusunun bulunmasıdır.
Abdestte
veya abdest suyu kullanmakta aşırılık gösterecek bir topluluğun ortaya
çıkacağını da Nebi (s.a.v.) haber vermektedir. Hadiste geçen (...) kelimesinin
birinci harfi zamme okunursa, "abdest alma fiilinde aşırılık
göstermek" kasdedilmiş olur ki, abdest organlarının yıkanışında ve mesh
edişte sünnetle tayin edilen ölçüyü aşmak demektir. Şayet birinci harf fetha
ile okunacak olursa, "abdest suyu" anlamına gelir ki o zaman da
kastedilen ölçüsüzlük, abdest suyunda meydana gelir. O taktirde de 92 ve 95
nolu hadisler de açıklanan ölçülere dikkat etmeyerek israfa kaçmakla, aşırılık
gerçekleşmiş olur.
Nitekim
Ahmed b. Hanbel ve ibn Mace'nin Abdullah b. Ömer'den rivayet ettikleri bir hadiste
Hz. Nebi, abdest almakta olan Sad'a rastladığında "Bu israf da nedir, ya
Sa'd" buyurdu. Sa'd da:
"Abdestte
israf olur mu ya Resulullah?" dedi, Resuluüah da: "Evet, akan bir
nehir kenarında bile olsan" buyurdular.
İbn
Ömer'in bir başka rivayetinde de abdest alan birini görünce Nebi (s.a.v.)'in
"İsraf etme, israf etme" buyurduğu, kaydedilmektedir.
Nevevi
der ki; "Deniz kenarında bile olsan israftan kaçınılması gerektiği
hususunda alimler görüş birliğindedirler. Bu hususta kuvvetli olan görüş tenzihen
mekruh oluşudur. Şafii ulemasından bazıları da "israf haramdır"
diyerek su kullanmada aşırı gitmenin haram olduğunu ifade etmişlerdir."
(Nevevi Müslim şerhinde)
Bu
husustaki israfın tenzihen mekruh olduğu görüşü cumhurun da görüşüdür. Ancak bu
kerahet herhangi bir zarara veya bir malın telef olmasına sebeb olmamasına
bağlıdır. Eğer böyle bir durum varsa o zaman haram olur. Abdestte yeterli'den
fazla su kullanmanın israf olduğunu ifade eden hadisler [İbn Mace, tahare;
Ahmed b. Hanbel] ise, zayıf olduklarından delil olmak niteliğinden uzaktır.
Hanefi
ulemasına göre abdestte israf tahrimen mekruhtur. Bu hüküm de herkese mubah
olan veya kendisine ait olan sulardadır. Vakıf suyu veya parası mescitlerden
ödenen sularla bu şekilde abdest almak haramdır.