SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEVHİD

<< 2442 >>

باب: قول الله تعالى: {إنَّ الإنسان خُلق هلوعاً. إذا مسَّه الشر جزوعاً. وإذا مسَّه الخير منوعاً} /المعارج: 19 - 21/.

49. ALLAH TEALA'NIN "GERÇEKTEN İNSAN PEK HIRSLI (VE SABIRSIZ) YARATILMIŞTIR. KENDİSİNE FENALIK DOKUNDUĞUNDA SIZLANIR, FERYAD EDER"(Mearic 19,20) SÖZÜ

 

هلوعاً: ضجوراً Ayette geçen "heluan", "dacuran=canı çok sıkılan" manasındadır.

 

حدثنا أبو النعمان: حدثنا جرير بن حازم، عن الحسن: حدثنا عمرو بن تغلب قال:

 أتى النبي صلى الله عليه وسلم مال، فأعطى قوماً ومنع آخرين، فبلغه أنهم عتبوا، فقال: (إني أعطي الرجل وأدع الرجل، والذي أدع أحب إلي من الذي أعطي، أعطي أقواماً لما في قلوبهم من الجزع والهلع، وأكِلُ أقواماً إلى ما جعل الله في قلوبهم من الغنى والخير، منهم عمرو بن تغلب). فقال عمرو: ما أحب أن لي بكلمة رسول الله صلى الله عليه وسلم حمر النعم.

 

[-7535-] Amr b. Tağlib şöyle anlatmıştır: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir mal geldi de ondan birtakım kimselere verdi, diğer bazılarına vermedi. Sonra haber aldı ki vermediği kimseler kendisine birtakım serzenişlerde bulunmuşlar. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir konuşma yapıp, şöyle buyurdu:

 

"Ben bazı kimselere veriyor, bazılarına vermiyorum. Vermeyip, terk etmekte olduğum kimse bana vermekte olduğum kimseden daha sevimlidir. Ben birtakım kimselere kalplerinde sabırsızlık ile hırs ve tama olduğu için mal veririm. Bazı kimseleri de Allah'ın kalplerinde yarattığı gönül zenginliği ve hayra havale ederim (de mal vermem). Amr b. Tağlib de bunlardan biridir. "

 

Ravi Amr b. Tağlib: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu sözünü kırmızı develerim olmasına değişmem" demiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İbn Battal şöyle demiştir: İmam Buharl'nin bu başlığı atmaktan maksadı, insanın canı sıkılması, sabretme, verme, vermeme gibi ahlakını Yüce Allah'ın yarattığını vurgulamaktır. Allah, bu kuraldan namaz kılanları istisna etmiştir ki onlar namazlarına devam etmekte, namaz tekerrür ettikçe canları sıkılmamakta, mallarında Allah'ın hakkını men etmemektedirler. Çünkü onlar, bu hareketlerinin sevabım Allah'tan beklemekte ve bununla ahirette karlı bir ticaret yapmaktadırlar. Öte yandan bu açıklamadan malı elinde tutma, cimrilik etme, canı sıkılma, fakirlik ve Allah'ın kaderine sabır azlığı gibi şeylerde kendi nefsinin kudreti ve gücü olduğunu iddia eden kimsenin alim olmadığı gibi, abid de olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü nefsine fayda vermeye veya ondan bir zararı gidermeye gücü olduğunu iddia eden kimse, Allah'a iftira etmiş olur.