SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEVHİD

<< 2439 >>

باب: قول الله تعالى: {وأسرُّوا قولكم أو اجهروا به إنه عليم بذات الصدور. ألا يعلم من خلق وهو اللطيف الخبير} /الملك: 13 - 14/.

44. YÜCE ALLAH'IN "SÖZÜNÜZÜ İSTER GİZLEYİN, İSTER AÇIĞA VURUN; BİLİN Kİ O, KALPLERİN İÇİNDEKİNi BİLMEKTEDİR. HİÇ YARATAN BİLMEZ Mİ? O EN İNCE İŞLERİ GÖRÜP BİLMEKTEDİR VE HER ŞEY'DEN HABERDARDIR"(Mülk 13,14) AYETİ

 

{يتخافتون} /طه: 103/ و/القلم: 23/: يتسارُّون.

"Yetehafetun =Aralarında birbirlerine gizli gizli şöyle derler"(Taha, 103) manasındadır.

 

حدثني عمرو بن زرارة، عن هُشَيم: أخبرنا أبو بشر، عن سعيد بن جبير، عن ابن عباس رضي الله عنهما:

 في قوله تعالى: {ولا تجهر بصلاتك ولا تُخافت بها}. قال: نزلت ورسول الله صلى الله عليه وسلم مختف بمكة، فكان إذا صلى بأصحابه رفع صوته بالقرآن، فإذا سمعه المشركون، سبُّوا القرآن ومن أنزله ومن جاء به، فقال الله لنبيه صلى الله عليه وسلم: {ولا تجهر بصلاتك}: أي بقراءتك فيسمع المشركون فيسبُّوا القرآن: {ولا تُخافت بها}. عن أصحابك فلا تسمعهم. {وابتغ بين ذلك سبيلاً}.

 

[-7525-] İbn Abbas "Namazında yüksek sesle okuma; onda sesini fazla da kısma; ikisinin arası bir yol tut"(İsra 1 10) ayeti hakkında şöyle demiştir:

 

Bu ayet Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke' de gizlenmekte iken indirildi. O, sahabilerine namaz kıldırdığında Kur'an okurken sesini yükseltiyordu. Müşrikler ise Kur'an'ı duyunca Kur'an'a, hem onu indirene, hem de Kur'an'ın kendisine geldiği kimseye sövüyorlardı. Bunun üzerine Yüce Allah Nebiine "namazında" kıraatini yaparken "yüksek sesle okuma" sonra müşrikler duyar ve Kur'an'a söverler. "Onda" ashabına "sesini fazla da kısma" sonra kendilerine işittiremezsin. "İkisinin arası bir yol tut" buyurdu.

 

 

حدثنا عبيد بن إسماعيل: حدثنا أبو أسامة، عن هشام، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها قالت:

 نزلت هذه الآية: {ولا تجهر بصلاتك ولا تُخافت بها}. في الدعاء.

 

[-7526-] Aişe r.anha "Namazında yüksek sesle okuma; onda sesini fazla da kısma" ayeti dua hakkında indi demiştir.

 

 

حدثنا إسحق: حدثنا أبو عاصم: أخبرنا ابن جريج: أخبرنا ابن شهاب، عن أبي سلمة، عن أبي هريرة قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (ليس منَّا من لم يتغنَّ بالقرآن). وزاد غيره: (يجهر به).

 

[-7527-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Kur'an', teğanni etmeyen (Kur'an okurken sesini güzelleştirmeyen) bizden değildir" buyurmuştur. Ebu Hureyre'den başkası, "Kur'an'ı açıktan okumayan" şeklinde farklı bir rivayette bulunmuştur.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Yüce Allah'ın 'Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; Bilin ki 0, kalplerin içindekini bilmektedir. Hiç yaratan bilmez mi? ° en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır' sözü."

 

İmam Buhari bu ayetle ayette geçen "kavl = söz" kelimesinin genel olup, hem Kur'an ve hem de başka sözleri kapsadığına işaret etmiştir. Eğer "söz"den maksat Kur'ansa, Kur'an Allah'ın kelamıdır ve onun zat! sıfatlarındandır. Dolayısıyla bu konuda kesin delil bulunduğu için mahluk değildir. Burada geçen "söz"den maksat, Kur'an'dan başkası olduğu takdirde "O, kalplerin içindekini bilmektedir" ayetinden sonra gelen "Hiç yaratan bilmez mi?"(Mülk 13,14) ayeti gereği mahluktur.

 

İbnü'I-Müneyyir şöyle demiştir: Buhari bununla lafız meselesi ile sıkıntı çekmesine neden olan nükteye işaret etmiştir. Attığı başlıkla insanların okumalarının gizli ve açık sıfatıyla nitelendiğine ve bunun mahluk olması gerektiğine işaret etmiştir ve açıklamasını bu doğrultuda yapmıştır. Buhari Halk-u Ef'ali'I-İbad isimli eserinde buna delalet eden birçok hadise yer verdikten sonra Nebi s.a.v.'in insanların seslerinin, kıraatlerinin, tahsil yapmalarının, talimlerinin, dillerinin birbirinden farklı olduğunu, bazılarının daha güzel, daha süslü, daha tatlı, daha yüksek, daha tertiBi, daha lahinli, daha alçak, daha kısık, daha huşulu, daha açık, daha gizli, daha kısa, daha uzun, daha yumuşak olduğunu beyan etmiştir.

 

باب: قول النبي صلى الله عليه وسلم: (رجل آتاه الله القرآن فهو يقوم به آناء الليل وآناء النهار، ورجل يقول: لو أوتيت مثل ما أوتي هذا فعلت كما يفعل).

45. NEBİ S.A.V.'İN "BİR KİMSE Kİ ALLAH ONA KUR'AN İLMİ VERMİŞTİR DE O GECE SAATLERİNDE VE GÜNDÜZ VAKİTLERİNDE ONUNLA KAİM OLMAKTADIR. BİR KİMSE DE KEŞKE ŞUNA VERİLEN KUR'AN NİMETİ GİBİ BANA DA VERİLMİŞ OLSAYDI, BEN DE ONUN YAPMAKTA OLDUĞU GİBİ YAPAYDIM DER"SÖZÜ

 

فبيَّن الله: أن قيامه بالكتاب هو فعله .وقال: {ومن آياته خلق السماوات والأرض واختلاف ألسنتكم وألوانكم} /الروم: 22   /.وقال جل ذكره: {وافعلوا الخير لعلكم تفلحون} /الحج: 77/.

Buharl'nin değerlendirmesi şöyledir: Yüce Allah o kimsenin kitap la kaim olmasının onun fiili olduğunu beyan ederek şöyle buyurdu: "Onun delillerinden biri de gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda bilenler için {alınacak} dersler vardır. "(Rum 22) Yüce Allah ayrıca "Hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz"(Hac 77) buyurmuştur.

 

حدثنا قتيبة: حدثنا جرير، عن الأعمش، عن أبي صالح، عن أبي هريرة قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لا تحاسد إلا في اثنتين: رجل آتاه الله القرآن فهو يتلوه آناء الليل وآناء النهار، فهو يقول: لو أوتيت مثل ما أوتي هذا لفعلت كما يفعل، ورجل آتاه الله مالاً فهو ينفقه في حقه، فيقول: لو أوتيت مثل ما أوتي عملت فيه مثل ما يعمل).

 

[-7528-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

"Hasedleşmek ancak şu iki kimse hakkında olur:

 

a- Bir kimse ki Allah ona Kur'an (ilmi) vermiştir, o da gecenin saatlerinde, gÜndÜzÜn (muayyen) zamanlarında Kur'an okur. Onu kıskanan kimse de 'Keşke şu adama verilen Kur'an nimeti gibi bana da verilmiş olsaydı ve onun yapmakta olduğu gibi ben amel etseydim' der.

 

b- Bir kimse ki Allah ona da mal vermiştir, o da malını hak yolda harcamaktadır. Onu kıskanan kimse de 'Keşke şuna verilen mal gibi bana da verilse idi de ben de o malda onun yapmakta olduğu gibi hak yolda harcama yapsaydım!' der."

 

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا سفيان: قال الزُهري، عن سالم، عن أبيه،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (لا حسد إلا في اثنتين: رجل آتاه الله القرآن فهو يتلوه آناء الليل وآناء النهار، ورجل آتاه الله مالاً فهو ينفقه آناء الليل وآناء النهار).

سمعت سفيان مراراً، لم أسمعه يذكر الخبر، وهو من صحيح حديثه.

 

[-7529-] Salim'in babasından nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Hased ancak iki kimse hakkında caiz olur:

 

Biri Allah kendisine Kur'an (ilmi) verdiği kimsedir ki gece saatlerinde ve gündüz zamanlarında Kur'an okur. Diğeri de o kimsedir ki Allah kendisine mal vermiştir. O da gece saatlerinde ve gündüz saatlerinde o malı (hak yolunda) harcar."