SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TEVHİD

<< 2419 >>

باب: {قل أي شيء أكبر شهادة قل الله} /الأنعام: 19/.

21. YÜCE ALLAH'IN "HANGİ ŞEY ŞEHADETÇE BÜYÜKTÜR? DEKİ: BENİMLE SİZİN ARANIZDA ALLAH ŞAHİTTİR"(En'am 19) SÖZÜ

 

فسمى الله تعالى نفسه شيئاً. وسمى النبي صلى الله عليه وسلم القرآن شيئاً، وهو صفة من صفات الله. وقال: {كل شيء هالك إلا وجهه} /القصص: 88/.

Bu ayette Allah kendisini "şey" diye isimlendirmiştir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de Kur'an'a "şey" ismini vermiştir. Halbuki Kur'an Yüce Allah'ın zati sıfatlarındandır. Allah "Onun zatından başka her şey yok olacaktır" diye haber vermiştir.(Kasas 88)

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن أبي حازم، عن سهل بن سعد:

 قال النبي صلى الله عليه وسلم لرجل: (أمعك من القرآن شيء). قال: نعم سورة كذا وسورة كذا، لسور سمَّاها.

 

[-7417-] Sehl b. Sa'd'ın nakline göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem birisine "Kur'an'dan ezberinde bir şey var mı?" diye sordu. O zat da "Evet,ezberimde şu sure, şu sure vardır" diye birtakım surelerin isimlerini saydı.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Nebi s.a.v. de Kur'an'a 'şey' ismini vermiştir." İmam Buhari burada Sehl b. Sa'd hadisine yer vermiştir. Bu hadiste "Kur'an'dan ezberinde bir şey var mı?" diye bir cümle vardır. Bu, Nebi s.a.v.'e mehir istemeksizin evlenme teklif eden kadınla ilgili uzunca hadisten kısaltılarak alınmış bir cümledir. Hadis uzun haliyle açıklamasıyla birlikte Nikah bölümünde geçmişti. Kur'an'a neden "şey" denmesine gelince, Kur'an'ın bir kısmı Kur'an'dan sayılır ve Yüce Allah o parçaya "şey" adını vermiştir.

 

"Yüce Allah 'Onun zatından başka her şey yok olacaktır' diye haber vermiştiL" İbn Battal, İmam Buhari'nin yukarıdaki başlığı Abdulaziz b. Yahya el-Mekkl'nin ifadesinden çekip aldığını işaret etmiştir. Çünkü o Kitabu'l-Hiyede isimli eserinde şöyle demektedir:

 

Yüce Allah varlığını ispat ve yokluğu kendisinden uzak kılmak için kendi nefsine "şey" ismini vermiştir. Aynı şekilde kendi nefsine icra ettiği şeyi kelamına da etmiştir ve "şey" sözcüğünü kendi isimlerinden kılmamış, aksine kendisinin "bir şey" olduğunu ifade etmiştir. Böylece çeşitli milletlerin içinde varolan dehrileri ve ilah inkarcılarını yalanlamayı hedeflemiştir. Allah'ın ezeli ilminde ileride isimlerini inkar edecek, insanların kafasını karıştıracak ve kelamını yaratılmış şeylerin arasına katacak kimseler geleceği mevcuttu.

 

Bundan dolayı "Onun benzeri hiçbir şey yoktur"(Şura 11 buyurmuştur. Böylece o kendi nefsini ve kelamını yaratılmış olan şeylerin dışında tutmuş, sonra kelamını nefsini vasfettiği şeylerle niteleyerek şöyle buyurmuştur: "Allah'ı layık olduğu şekilde tanımadılar. Çünkü 'Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi' dediler. "(En'am 91) Ve ''Allah'a karşı yalan uydurandan yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken 'bana da vahyolundu' diyenden ... daha zalim kim vardırf"(En'am 93) Böylece Yüce Allah nefsine delalet eden şeyle kelamına da delalet etmiştir ve kelamının zat! sıfatlarından birisi olduğunun bilinmesini istemiştir. "Şey" diye isimlendirilen her sıfat "mevcuttur" manasındadır.