SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İ’TİSAM

<< 2385 >>

باب: ما جاء في اجتهاد القضاء بما أنزل الله تعالى.

13. KADILARIN YÜCE ALLAH'IN İNDİRDİKLERİYLE HÜKÜM VERMELERİ İÇİN İÇTİHAD EDİP ÇALIŞMALARI

 

لقوله تعالى: {ومن لم يحكم بما أنزل الله فأولئك هم الظالمون} /المائدة:45/.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur "Kim Allah'ın indirdiği hükümler ile hükmetmezse onlar zalimlerin ta kendileridir"(Maide 45)

 

ومدح النبي صلى الله عليه وسلم صاحب الحكمة حين يقضي بها ويعلِّمها    .ولا يتكلَّف من قبله، ومشاورة الخلفاء وسؤالهم أهل العلم.

ve Nebiin hikmet sahibini hikmetle hükmettiği ve onu kendi tarafından yapmacık bir tavır takınmadan öğretmesini övmesi, halifelerin müşavere etmeleri ve ilim ehline sormaları

 

حدثنا شهاب بن عبَّاد: حدثنا إبراهيم بن حميد، عن إسماعيل، عن قيس، عن عبد الله قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لا حسد إلا في اثنتين: رجل آتاه الله مالاً فسلطه على هلكته في الحق، وآخر آتاه الله حكمة، فهو يقضي بها ويعلِّمها).

 

[-7316-] Abdullah b. Mes'ud r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"iki kişiden başkasına hased edilmez. Bunlardan biri Allah'ın kendisine mal verip de bunu hak yolunda tüketmeye muktedir kıldığı kimse, diğeri de Allah'ın kendisine hikmet verdiği kimsedir ki o da bu hikmetle hükmeder ve onu başkalarına öğretir" buyurmuştur.

 

 

حدثنا محمد: أخبرنا معاوية: حدثنا هشام، عن أبيه، عن المغيرة بن شعبة قال:

 سأل عمر بن الخطاب عن إملاص المرأة، هي التي يضرب بطنها فتلقي جنيناً، فقال: أيكم سمع من النبي صلى الله عليه وسلم فيه شيئاً؟ فقلت: أنا، فقال: ما هو؟ قلت: سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول: (فيه غرَّة، عبد أو أمة). فقال: لا تبرح حتى تجيئني بالمخرج فيما قلت، فخرجت فوجدت محمد بن مسلمة - فجئت به، فشهد معي: أنه سمع النبي صلى الله عليه وسلم يقول: (فيه غرَّة، عبد أو أمة).

تابعه ابن أبي الزناد، عن أبيه، عن عروة، عن المغيرة.

 

[-7317-] Muğire b. Şu'be şöyle anlatmıştır: Ömer b. el-Hattab gebe bir kadın'ın karnına vurulması sebebiyle cenin'i ölü olarak düşürmesinin hükmünü sordu ve

 

"Hanginiz Nebi'den bu konuda bir şey işitti?" dedi. Ben "Ben işittim" dedim. Ömer

 

"İşittiğin nedir?" diye sordu. 'Ben Nebi'den işittim 'Bu durumda bir ğurre yani bir köle veya cariye verilir' buyurdu" dedim. Bunun üzerine Ömer bana

 

"Bu söylediğin hadis hususunda bana bir çıkış yeri, bir delil getirmedikçe ayrılma!" dedi.

 

 

[-7318-] Ben hemen onun yanından çıktım ve akabinde Muhammed b. Mesleme'yi buldum ve onu Ömer' e getirdim. O da benimle beraber Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den

 

"Bu durumda bir ğurre yani bir köle veya cariye verilir" dediğini işittiğine şehadet etti.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

İbn Battal şöyle demiştir: Bir hakimin önüne gelen olayın hükmünü kitap veya sünnetten araştırmadan hüküm vermesi caiz değildir. Şayet bu iki kaynakta aradığı hükmü bulamayacak olursa, icmaa başvurur. Bu konuda icma da bulamazsa önüne gelen meseleyi aralarındaki ortak illetten dolayı kitap veya sünnette mevcut olan bazı hükümlere katmanın sahih olup olmayacağı üzerinde düşünür. Böyle bir hüküm bulursa o meseleyi buna kıyas etmesi gerekir. Aksi takdirde o olayın başka bir illeti olursa tercihte bulunması gerekir. Eğer illet bulamayacak olursa asılların şahitliğine ve benzerliğin baskınlığına dayanarak hüküm verir. Bunlardan hiçbir şey bulamayacak olursa aklın hükmüne başvurur. İbn Battal şöyle der:

 

Ebü't-Tayyib Ebu Bekir el-Bakıllanl'nin görüşü budur. İbn Battal, bundan sonra onun "Biz o kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık"(En'am 38) ayeti hakkındaki son ifadesini çirkin gördüğüne işaret etmiştir. Herkesin bildiği üzere naslar bütün hadiseleri hükme bağlamazlar. Buradan biliyoruz ki Yüce Allah olayların hükmünü nas yolundan başka bir yolla açıklamıştır ki bu da kıyastır. Bu görüşü Yüce Allah'ın "onların arasından iç yüzünü anlayanlar onun ne olduğunu bilirlerdi"(Nisa 83) ayet i teyit etmektedir. Zira istinbat hüküm çıkarmak demektir ki bu da kıyas yoluyla olur. Zira nas bu konuda gayet açıktır. İbn Battal bundan sonra kıyası inkar edenlere cevap verir ve onların çelişki içinde olduklarını belirtir. Zira onların temel prensibi, herhangi bir konuda nas bulunmadığında icmaa başvurmaktır. İbn Battal şöyle devam eder:

 

O zaman kıyası terk etmeye dair bir icma getirmeleri gerekir. Oysa bunu getiremezler. Buradan açıkça ortaya çıkıyor ki kıyas, ancak nassın ve iemanın bulunmadığında değil, nas veya icma varken yapıldığında kabul edilmez. Başarı yalnız Yüce Allah'tandır.