SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-AHKAM

<< 2355 >>

باب: بيعة الأعراب.

45. BEDEVİLERİN bey'atı

 

حدثنا عبد الله بن مسلمة، عن مالك، عن محمد بن المنكدر، عن جابر بن عبد الله رضي الله عنهما:

 أنَّ أعرابيًّا بايع رسول الله صلى الله عليه وسلم على الإسلام، فأصابه وعك، فقال: أقلني بيعتي، فأبى، ثمَّ جاءه فقال : أقلني بيعتي، فأبى، فخرج، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : (المدينة كالكير، تنفي خبثها، وتصنع طيِّبها).

 

[-7209-] Cabir b. Abdullah'ın nakline göre bedevinin biri Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e İslam üzere bey'at etmişti. Sonra bu kişiye bir humma hastalığı isabet etti de

 

"Ya Resulallah! Benim bey'atımı çöz de (çöle döneyim)!" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu kabul etmedi. Sonra o kişi tekrar geldi ve yine "Benim bey'atımı çöz (de ben yine çöle döneyim!)" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu isteği yine kabul etmedi. Bunun üzerine bedevi (çöle dönmek üzere) çıkıp gitti. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de "Medine demirci körüğü gibidir. Pislikleri dışarı atar, temiz olanı alıkor" buyurdu.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Bedevilerin bey'atı" yani onların İslam ve cihad üzere bey'atları.

 

"İslam üzere." Bedevinin bey'atın çözülmesi talebinin bizzat İslamla ilgili olduğu konusunda bu ifade gayet nettir. Bu talebin hicret gibi İslamın bazı geçici rahatsızlık verici sonuçları üzerinde olma ihtimali de vardır. Hicret o zamanlar vacipti. Hicret ettikten sonra bedevi olarak geri dönene tehdit vardı. Nitekim buha kısa bir süre önce dikkat çekilmişti. Hadiste yer alan "el-va' k" humma hastalığıdır. Bazıları bunun humma hastalığının elemi, bazıları ise titremesi olduğunu söylemişlerdir. "Bedevi çıkıp gitti" yani çöle gitmek üzere Medine'den ayrıldı.

 

"Medine pislikleri dışarı atar." İbnü't-Tin şöyle demiştir: Nebi s.a.v.'in O kişinin bey'atını çözmekten kaçınması masiyette kendisine yardım eder duruma düşmemek içindir. Zira bey'at ilk başta Nebi s.a.v.'in izni olmaksızın Medine'den çıkmama üzerineydi. Dolayısıyla o kişinin Medine'den çıkması Nebie isyan etmek demekti.

 

İbnü't-Tin şöyle der: Medine'ye hicret, Mekke'nin fethinden önce her müslümana bir farzdı. Hicret etmeyen kişi ile mu'minler arasında dostluk olmazdı. Zira Yüce Allah "İman edip de hicret etmeyenıere gelince, onlar hicret edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur"(Enfal 72) buyurmuştur. Mekke fethedilince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "(Mekke'nin) fethinden sonra hicret yoktur" buyurdu. Bu ifade hadiste adı geçen bedevinin bey'atının Mekke'nin fethinden önce olduğuna işaret etmektedir. İbnü'l-Müneyyir şöyle der: Hadisin zahiri Medine'den çıkıp başka yerlere yerleşenleri kınamaktadır. Bu, anlaşılması zor bir meseledir. Zira birçok sahabi Medine'den çıkmış ve başka yerlere yerleşmişlerdir. Sahabe nesiinden sonraki dönemlerde yine birçok faziletli kimseler aynı şeyi yapmışlardır.

 

Bu probleme verilecek cevap şudur: Kınanmış olan adı geçen bedevinin yaptığı gibi Medine'de oturmaktan hoşlanmayan, orayı sevmeyen ve bu yüzden çıkan kimsedir. İşaret edilen sahabiler ve diğer faziletli kimseler Medine'den ilmi yaymak, şirk memleketlerini fethetmek, sınır boylarında düşmanı beklemek, düşmanla cihad etmek gibi güzel ve meşru maksatlarla çıkmışlardır. Bununla birlikte onlar Medine'nin ve orada ikamet etmenin faziletine inançlarını korumuşlardır. İ'tisam Bölümünde inşallah bu konuyla ilgili bir parça daha açıklama gelecektir.