SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 2318 >>

باب: إذا قال عند القوم شيئاً، ثم خرج فقال بخلافه.

21. BİR KAVMİN YANINDA BİR ŞEY SÖYLEYİP SONRA ORADAN ÇIKINCA SÖYLEDİĞİNİN AKSİNİ SÖYLEME

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا حمَّاد بن زيد، عن أيوب، عن نافع قال: لما خلع أهل المدينة يزيد بن معاوية، جمع ابن عمر حشمه وولده، فقال:

 إني سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول: (ينصب لكل غادر لواء يوم القيامة). وإنا قد بايعنا هذا الرجل على بيع الله ورسوله، وإني لا أعلم غدراً أعظم من أن يبايع رجل على بيع الله ورسوله ثم ينصب له القتال، وإني لا أعلم أحداً منكم خلعه، ولا تابع في هذا الأمر، إلا كانت الفيصل بيني وبينه.

 

[-7111-] Nafi şöyle anlatmıştır: Medine ahalisi Yezid b. Muaviye'ye bey'at etmekten caydıkları zaman İbn Ömer kendi maiyetini ve oğlunu topladı ve onlara hitaben şöyle dedi:

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den işittim "Verdiği sözde durmayıp cayan her bir kişi için kıyamet gününde bir bayrak dikilir" diyordu. Bizler bu adama Allah'ın ve Resulünün bey'at emri üzere bey'at ettik ve ben bir kimsenin bir adama Allah'ın ve Resulünün bey'at emri üzere bey'at edilip de sonra savaş bayrağı dikilmesinden daha büyük bir sözden cayma bilmiyorum Sizden herhangi birinin Yezid'in bey'atinden caydığını ve başkasına bey'at ettiğini öğrenirsem, şayet böyle bir şey olursa bu tavır, aramızdaki ilişkiyi bitirir.

 

 

حدثنا أحمد بن يونس: حدثنا أبو شهاب، عن عوف، عن أبي المنهال قال:

 لما كان ابن زياد ومروان بالشأم، ووثب ابن الزبير بمكة، ووثب القرَّاء بالبصرة، فانطلقت مع أبي إلى أبي برزة الأسلمي حتى دخلنا عليه في داره، وهو جالس في ظل عُلِّيَّة له من قصب، فجلسنا إليه، فأنشأ أبي يستطعمه الحديث فقال: يا أبا برزة، ألا ترى ما وقع فيه الناس؟ فأول شيء سمعته تكلم به: إني احتسبت عند الله أني أصبحت ساخطاً على أحياء قريش، إنكم يا معشر العرب، كنتم على الحال الذي علمتم من الذلَّة والقلَّة والضلالة، وإن الله أنقذكم بالإسلام وبمحمد صلى الله عليه وسلم، حتى بلغ بكم ما ترون، وهذه الدنيا التي أفسدت بينكم، إن ذاك الذي بالشأم، والله إن يقاتل إلا على الدنيا، وإن هؤلاء الذين بين أظهركم، والله إن يقاتلون إلا على الدنيا، وإن ذاك الذي بمكة والله إن يقاتل إلا على الدنيا.

 

[-7112-] Ebu'l-Minhal şöyle demiştir: İbn Ziyad ve Mervan Şam'a hakim oldukları, Abdullah b. Zübeyr de Mekke'de harekete geçtiğinde, Basra'da kura ilimle uğraşanlar yine hilafete karşı isyan ettiklerinde, babamla birlikte Ebu Berze el-Eslemi'nin yanına gittik ve evinde bulunduğu sırada huzuruna girdik. Ebu Berze kendisine ait kamıştan yapılmış yüksek bir odanın gölgesinde otururken huzuruna girdik ve yanında oturduk. Babam ondan hadis rivayet etmesini istedi. Ona

 

"Ey Ebu Berze! İnsanların içine düştükleri hali görmez misin?" dedi. Onun ilk konuştuğunda işittiğim sözü şu oldu: "Şüphesiz benim Allah katında sevap beklediğim şeylerden biri, Kureyş'ten birtakım kabileiere öfke duyar oluşumdur. Şüphesiz sizler ey Arap topluluğu, sizler bilmekte olduğunuz şu illet, azlı k veya sapıklık hali üzere idiniz ve muhakkak ki Allah sizleri İslam dini ve Muhammed ile kurtardı. Nihayet şu gördüğünüz seviyeye ulaştınız. Şu dünya aranızı ifsat edip bozdu ve şu Şam' da bulunan zat vallahi eğer savaşırsa dünyalık elde etmekten başka bir amaçla savaşmaz. Şu sizlerin aranızda bulunan kimseler vallahi savaşırlarsa muhakkak dünyalık elde etmek için savaşırlar ve şu Mekke' de bulunan kimse de eğer savaşırsa mutlaka dünyalık elde etmek için savaşır."

 

 

حدثنا آدم بن أبي إياس: حدثنا شعبة، عن واصل الأحدب، عن أبي وائل، عن حذيفة بن اليمان قال:

 إن المنافقين اليوم شر منهم على عهد النبي صلى الله عليه وسلم، كانوا يومئذ يُسرُّون واليوم يجهرون.

 

[-7113-] Huzeyfe b. el-Yeman şöyle demiştir: Bugün zamanımızda münafıklar Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanındaki münafıklardan daha beterdirler. Çünkü o zamanki münafıklar nifaklarını gizlerlerdi. Bugünküler ise bütün bütün açığa vuruyorlar.

 

 

حدثنا خلاد: حدثنا مسعر، عن حبيب بن أبي ثابت، عن أبي الشعثاء، عن حذيفة قال:

 إنما كان النفاق على عهد النبي صلى الله عليه وسلم، فأما اليوم: فإنما هو الكفر بعد الإيمان.

 

[-7114-] Huzeyfe şöyle demiştir: Münafıklık Nebi s.a.v. zamanında idi. Bugün ise nifak, imandan sonra küfürdür.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Bir kavmin yanında bir şey söyleyip sonra oradan çıkınca söylediğinin aksini söyleme." İmam Buhari bu konuda İbn Ömer'in rivayet ettiği "Verdiği sözde durmayıp cayan her bir kişi için kıyamet gününde bir bayrak dikilir" hadisine yer vermiştir. Bu konuda İbn Ömer'in Yezid b. Muaviye'ye bey'atle ilgili olarak yaşadığı bir olay vardır. İmam Buhari yine dünyalık elde etmek için iktidar uğruna çarpışan kimselere tepkisini konu alan Ebu Berze hadisine yer vermekte, ardından Huzeyfe'nin münafıklarla ilgili ifadesini zikretmektedir. Son ifadenin atılan başlığa olan uygunluğu gayet açıktır. Birinci rivayetin başlıkla uygunluğu ise arkadan konuşmanın, yüzüne konuşmaktan başka olmasının bir çeşit verilen sözden dönme olmasındandır. Ahkam bölümünde "Bir kimsenin Sultanı Yüzüne Karşı Överken Dışarı Çıktığında Bunun Aksini Konuşmasının Çirkinliği" şeklinde bir başlık gelecektir. İmam Buhari orada İbn Ömer'in emirlerin huzurunda oradan çıkınca söylenenlerin aksini söyleyen kimselerin durumunun ne olacağı şeklindeki soruya "İbn Ömer "Biz bu hareketi (Nebi zamanında) münafıklık sayıyorduk" şeklindeki sözüne yer vermiştir.

 

"Medine ahalisi Yezid b. Muaviye'ye bey'at etmekten caydıkları zaman." elİsmallı'de şu ifade yer almaktadır: Muaviye İbn Ömer'in Yezid'e bey'at etmesini isteyince, İbn Ömer bunu kabul etmedi ve "Her iki emire de bey'at etmiyorum" dedi. Bunun üzerine Muaviye ona yüz bin dirhem para gönderdi. İbn Ömer paraları aldı. Akabinde de bir kişiyi göndererek "Biat etmene man i olan nedir?" diye sordurdu. İbn Ömer "Bu, bunun içindir -yani bu paranın bağışlanması bey'atin gerçekleşmesi içindir.- Benim dinim o takdirde nazarımda çok ucuz olmuş olur" dedi. Muaviye ölünce İbn Ömer, Yezid'e bey'atini bildirmek üzere mektup yazdı. "Medine ahalisi Yezid b. Muaviye'ye bey'at etmekten caydıkları zaman." Hadisin kalan kısmı yukarıda zikredildiği gibidir. Biz şunu ekleyelim:

 

Bunun sebebi Taberl'nin Yezid b. Muaviye'ye isnat ederek zikrettiği şu olaydır:

 

Yezid, Medine'ye amcasının oğlu Osman b. Muhammed b. Ebu Süfyan'ı vali tayin etmişti. Vali Osman, aralarında melekler tarafından yıkanan Hanzala b. Ebu Amir'in oğlu Abdullah b. Hanzala, Abdullah b. Ebu Amr b. Hafs el-Mahzumı olmak üzere Medine halkından bir grubu Yezid' e gönderdi. Yezid onlara ikram etti ve birtakım hediyeler verdi. Heyet geri dönünce Yezid'in ayıp ve kusurlannı sayıp dökmeye başladı. Onun içki içtiğini söyleyip daha başka iddialarda bulundular. Sonra Osman'ın üzerine çullanıp, onu valilikten azlettiler. Yezid b. Muaviye'ye bey'at etmekten vazgeçtiler. Bu olay Yezid'in kulağına gidince, onlara karşı Müslim b. Ukbe el-Mürrı'nin kumandasında bir ordu hazırladı. Ona Medine halkına üç gün çağrıda bulunmasını emretti. "Eğer bu görüşlerinden dönerlerse ne ala! Dönmezlerse onlarla çarpış. Medine'ye galip geldiğinde üç gün süreyle orduya izin ver, sonra saldırıdan vazgeç" diye emretti.

 

Ordu kumandanı Medinelilerin üzerine yürüdü. Hicrı30 yılının zilhicce ayında oraya ulaştı ve Medine ahalisiyle çarpıştı. Ensarın emiri Abdullah b. Hanzala idi. Kureyş'in başında Abdullah b. Mutl', diğer kabileierin başında ise Mukbil b. Yesar el-Eşcaıbulunuyordu. Bunlar bir hendek kazdılar. Savaş başlayınca Medine ahalisi yenildi. İbn Hanzala öldürüldü. İbn Mutl' kaçtı. Müslim b. Ukbe, Medinede üç gün süreyle orduya izin verdi. Aralarında Ma'ki! b. Sinan, Muhammed b. Ebu'l-Cehm b. Huzeyfe, Yezid b. Abdullah b. Zem'a bulunmak üzere bir grup çembere alınarak kat/edildi. Kalanlarıyla Yezid'e bağlanmaları şartıyla anlaşma yaptı.

 

"Haşemehu" İbnu't-Tın, bu kelimenin burada hizmetçileri ve maiyeti anlamına olduğunu söylemiştir.

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1- Bey'at almış olan yöneticiye itaat vaciptir, idaresinde zalim bile olsa ona isyan edilemez ve böyle bir idareci, fasıklık yapmakla görevinden çekilmiş sayılmaz.

 

"Şu sizlerin aranızda bulunan kimseler." Yezid b. Zurey' ve İbnü'l-Mübarek'in rivayetine göre Ebu Berze "Şu etrafınızda bulunan ve kurranız olduğunu iddia ettiğiniz kimseler" demiştir. Sikkın'in rivayetine göre Nafi b. el-Ezrak'tan da söz etmiş ve son kısmında şöyle demiştir: "Babam 'o halde bana ne emredersin?' dedi. Ben senin hiç kimseyi terk ettiğini görmüyorum. O da şöyle dedi: Bugün ancak karınıarı insanların malından boş, sırtları kanlarından hafif olan topluluğu hayırlı görüyorum" demiştir. Sikkın'in rivayetine göre "İnsanların içinde bana en sevimli olanı kursakları insanların mallarından boş, sırtları kanlarından hafif olan şu topluluktur demiştir." Bu ifade Ebu Berze'nin fitne zamanı bir köşeye çekilmek gerektiği ve Müslümanlarla savaşla ilgili olarak hiçbir şeye katılmamak, -özellikle bu savaş bir iktidar talebi uğruna ise- tarafsız kalmak gerektiği şeklinde idi.

 

2- Fitne baş gösterdiğinde alimlerle ve dini yaşayan kimselerle danışmalarda bulunmak gerekir. Bir alim de görüşüne başvuran kimseye gerekli nasihatı vermekle yükümlüdür.

 

3- Bir münkeri işleyene arkasından bile olsa sözlü tepki göstermekle yetinmek mümkündür. Çünkü bu tepkiyi duyan kimse bundan öğüt alır ve o münkere düşmekten kaçınır.