باب: إذا قال
عند القوم
شيئاً، ثم خرج
فقال بخلافه.
21. BİR KAVMİN YANINDA BİR ŞEY SÖYLEYİP SONRA ORADAN ÇIKINCA
SÖYLEDİĞİNİN AKSİNİ SÖYLEME
حدثنا
سليمان بن
حرب: حدثنا
حمَّاد بن
زيد، عن أيوب،
عن نافع قال:
لما خلع أهل
المدينة يزيد
بن معاوية،
جمع ابن عمر
حشمه وولده،
فقال:
إني
سمعت النبي
صلى الله عليه
وسلم يقول:
(ينصب لكل
غادر لواء يوم
القيامة).
وإنا قد
بايعنا هذا
الرجل على بيع
الله ورسوله،
وإني لا أعلم غدراً
أعظم من أن
يبايع رجل على
بيع الله ورسوله
ثم ينصب له
القتال، وإني لا
أعلم أحداً
منكم خلعه،
ولا تابع في
هذا الأمر،
إلا كانت
الفيصل بيني
وبينه.
[-7111-] Nafi şöyle anlatmıştır: Medine ahalisi Yezid b.
Muaviye'ye bey'at etmekten caydıkları zaman İbn Ömer kendi maiyetini ve oğlunu
topladı ve onlara hitaben şöyle dedi:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den işittim "Verdiği sözde
durmayıp cayan her bir kişi için kıyamet gününde bir bayrak dikilir"
diyordu. Bizler bu adama Allah'ın ve Resulünün bey'at emri üzere bey'at ettik
ve ben bir kimsenin bir adama Allah'ın ve Resulünün bey'at emri üzere bey'at
edilip de sonra savaş bayrağı dikilmesinden daha büyük bir sözden cayma
bilmiyorum Sizden herhangi birinin Yezid'in bey'atinden caydığını ve başkasına
bey'at ettiğini öğrenirsem, şayet böyle bir şey olursa bu tavır, aramızdaki
ilişkiyi bitirir.
حدثنا أحمد
بن يونس:
حدثنا أبو
شهاب، عن عوف،
عن أبي
المنهال قال:
لما
كان ابن زياد
ومروان
بالشأم، ووثب
ابن الزبير
بمكة، ووثب
القرَّاء
بالبصرة،
فانطلقت مع
أبي إلى أبي
برزة الأسلمي
حتى دخلنا
عليه في داره،
وهو جالس في
ظل عُلِّيَّة
له من قصب،
فجلسنا إليه،
فأنشأ أبي
يستطعمه
الحديث فقال:
يا أبا برزة،
ألا ترى ما
وقع فيه
الناس؟ فأول
شيء سمعته
تكلم به: إني
احتسبت عند
الله أني
أصبحت ساخطاً
على أحياء
قريش، إنكم يا
معشر العرب، كنتم
على الحال
الذي علمتم من
الذلَّة
والقلَّة
والضلالة،
وإن الله
أنقذكم
بالإسلام
وبمحمد صلى
الله عليه
وسلم، حتى بلغ
بكم ما ترون،
وهذه الدنيا
التي أفسدت
بينكم، إن
ذاك الذي
بالشأم،
والله إن
يقاتل إلا على
الدنيا، وإن
هؤلاء الذين
بين أظهركم،
والله إن
يقاتلون إلا
على الدنيا،
وإن ذاك الذي
بمكة والله إن
يقاتل إلا على
الدنيا.
[-7112-] Ebu'l-Minhal şöyle demiştir: İbn Ziyad ve Mervan
Şam'a hakim oldukları, Abdullah b. Zübeyr de Mekke'de harekete geçtiğinde,
Basra'da kura ilimle uğraşanlar yine hilafete karşı isyan ettiklerinde, babamla
birlikte Ebu Berze el-Eslemi'nin yanına gittik ve evinde bulunduğu sırada
huzuruna girdik. Ebu Berze kendisine ait kamıştan yapılmış yüksek bir odanın
gölgesinde otururken huzuruna girdik ve yanında oturduk. Babam ondan hadis
rivayet etmesini istedi. Ona
"Ey Ebu Berze! İnsanların içine düştükleri hali görmez misin?"
dedi. Onun ilk konuştuğunda işittiğim sözü şu oldu: "Şüphesiz benim Allah
katında sevap beklediğim şeylerden biri, Kureyş'ten birtakım kabileiere öfke
duyar oluşumdur. Şüphesiz sizler ey Arap topluluğu, sizler bilmekte olduğunuz
şu illet, azlı k veya sapıklık hali üzere idiniz ve muhakkak ki Allah sizleri
İslam dini ve Muhammed ile kurtardı. Nihayet şu gördüğünüz seviyeye ulaştınız.
Şu dünya aranızı ifsat edip bozdu ve şu Şam' da bulunan zat vallahi eğer
savaşırsa dünyalık elde etmekten başka bir amaçla savaşmaz. Şu sizlerin
aranızda bulunan kimseler vallahi savaşırlarsa muhakkak dünyalık elde etmek
için savaşırlar ve şu Mekke' de bulunan kimse de eğer savaşırsa mutlaka
dünyalık elde etmek için savaşır."
حدثنا آدم بن
أبي إياس:
حدثنا شعبة،
عن واصل الأحدب،
عن أبي وائل،
عن حذيفة بن
اليمان قال:
إن
المنافقين
اليوم شر منهم
على عهد النبي
صلى الله عليه
وسلم، كانوا
يومئذ
يُسرُّون واليوم
يجهرون.
[-7113-] Huzeyfe b. el-Yeman şöyle demiştir: Bugün
zamanımızda münafıklar Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanındaki münafıklardan
daha beterdirler. Çünkü o zamanki münafıklar nifaklarını gizlerlerdi.
Bugünküler ise bütün bütün açığa vuruyorlar.
حدثنا خلاد:
حدثنا مسعر،
عن حبيب بن
أبي ثابت، عن
أبي الشعثاء،
عن حذيفة قال:
إنما
كان النفاق
على عهد النبي
صلى الله عليه
وسلم، فأما
اليوم: فإنما
هو الكفر بعد
الإيمان.
[-7114-] Huzeyfe şöyle demiştir: Münafıklık Nebi s.a.v.
zamanında idi. Bugün ise nifak, imandan sonra küfürdür.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Bir kavmin yanında bir şey söyleyip sonra oradan çıkınca
söylediğinin aksini söyleme." İmam Buhari bu konuda İbn Ömer'in rivayet
ettiği "Verdiği sözde durmayıp cayan her bir kişi için kıyamet gününde bir
bayrak dikilir" hadisine yer vermiştir. Bu konuda İbn Ömer'in Yezid b.
Muaviye'ye bey'atle ilgili olarak yaşadığı bir olay vardır. İmam Buhari yine
dünyalık elde etmek için iktidar uğruna çarpışan kimselere tepkisini konu alan
Ebu Berze hadisine yer vermekte, ardından Huzeyfe'nin münafıklarla ilgili
ifadesini zikretmektedir. Son ifadenin atılan başlığa olan uygunluğu gayet açıktır.
Birinci rivayetin başlıkla uygunluğu ise arkadan konuşmanın, yüzüne konuşmaktan
başka olmasının bir çeşit verilen sözden dönme olmasındandır. Ahkam bölümünde
"Bir kimsenin Sultanı Yüzüne Karşı Överken Dışarı Çıktığında Bunun Aksini
Konuşmasının Çirkinliği" şeklinde bir başlık gelecektir. İmam Buhari orada
İbn Ömer'in emirlerin huzurunda oradan çıkınca söylenenlerin aksini söyleyen
kimselerin durumunun ne olacağı şeklindeki soruya "İbn Ömer "Biz bu
hareketi (Nebi zamanında) münafıklık sayıyorduk" şeklindeki sözüne yer
vermiştir.
"Medine ahalisi Yezid b. Muaviye'ye bey'at etmekten
caydıkları zaman." elİsmallı'de şu ifade yer almaktadır: Muaviye İbn
Ömer'in Yezid'e bey'at etmesini isteyince, İbn Ömer bunu kabul etmedi ve
"Her iki emire de bey'at etmiyorum" dedi. Bunun üzerine Muaviye ona
yüz bin dirhem para gönderdi. İbn Ömer paraları aldı. Akabinde de bir kişiyi
göndererek "Biat etmene man i olan nedir?" diye sordurdu. İbn Ömer
"Bu, bunun içindir -yani bu paranın bağışlanması bey'atin gerçekleşmesi
içindir.- Benim dinim o takdirde nazarımda çok ucuz olmuş olur" dedi.
Muaviye ölünce İbn Ömer, Yezid'e bey'atini bildirmek üzere mektup yazdı.
"Medine ahalisi Yezid b. Muaviye'ye bey'at etmekten caydıkları
zaman." Hadisin kalan kısmı yukarıda zikredildiği gibidir. Biz şunu
ekleyelim:
Bunun sebebi Taberl'nin Yezid b. Muaviye'ye isnat ederek
zikrettiği şu olaydır:
Yezid, Medine'ye amcasının oğlu Osman b. Muhammed b. Ebu
Süfyan'ı vali tayin etmişti. Vali Osman, aralarında melekler tarafından yıkanan
Hanzala b. Ebu Amir'in oğlu Abdullah b. Hanzala, Abdullah b. Ebu Amr b. Hafs
el-Mahzumı olmak üzere Medine halkından bir grubu Yezid' e gönderdi. Yezid
onlara ikram etti ve birtakım hediyeler verdi. Heyet geri dönünce Yezid'in ayıp
ve kusurlannı sayıp dökmeye başladı. Onun içki içtiğini söyleyip daha başka
iddialarda bulundular. Sonra Osman'ın üzerine çullanıp, onu valilikten
azlettiler. Yezid b. Muaviye'ye bey'at etmekten vazgeçtiler. Bu olay Yezid'in
kulağına gidince, onlara karşı Müslim b. Ukbe el-Mürrı'nin kumandasında bir
ordu hazırladı. Ona Medine halkına üç gün çağrıda bulunmasını emretti.
"Eğer bu görüşlerinden dönerlerse ne ala! Dönmezlerse onlarla çarpış.
Medine'ye galip geldiğinde üç gün süreyle orduya izin ver, sonra saldırıdan
vazgeç" diye emretti.
Ordu kumandanı Medinelilerin üzerine yürüdü. Hicrı30 yılının
zilhicce ayında oraya ulaştı ve Medine ahalisiyle çarpıştı. Ensarın emiri
Abdullah b. Hanzala idi. Kureyş'in başında Abdullah b. Mutl', diğer kabileierin
başında ise Mukbil b. Yesar el-Eşcaıbulunuyordu. Bunlar bir hendek kazdılar.
Savaş başlayınca Medine ahalisi yenildi. İbn Hanzala öldürüldü. İbn Mutl'
kaçtı. Müslim b. Ukbe, Medinede üç gün süreyle orduya izin verdi. Aralarında
Ma'ki! b. Sinan, Muhammed b. Ebu'l-Cehm b. Huzeyfe, Yezid b. Abdullah b. Zem'a
bulunmak üzere bir grup çembere alınarak kat/edildi. Kalanlarıyla Yezid'e
bağlanmaları şartıyla anlaşma yaptı.
"Haşemehu" İbnu't-Tın, bu kelimenin burada
hizmetçileri ve maiyeti anlamına olduğunu söylemiştir.
Hadisten Çıkan Sonuçlar
1- Bey'at almış olan yöneticiye itaat vaciptir, idaresinde zalim
bile olsa ona isyan edilemez ve böyle bir idareci, fasıklık yapmakla görevinden
çekilmiş sayılmaz.
"Şu sizlerin aranızda bulunan kimseler." Yezid b.
Zurey' ve İbnü'l-Mübarek'in rivayetine göre Ebu Berze "Şu etrafınızda
bulunan ve kurranız olduğunu iddia ettiğiniz kimseler" demiştir. Sikkın'in
rivayetine göre Nafi b. el-Ezrak'tan da söz etmiş ve son kısmında şöyle
demiştir: "Babam 'o halde bana ne emredersin?' dedi. Ben senin hiç kimseyi
terk ettiğini görmüyorum. O da şöyle dedi: Bugün ancak karınıarı insanların
malından boş, sırtları kanlarından hafif olan topluluğu hayırlı görüyorum"
demiştir. Sikkın'in rivayetine göre "İnsanların içinde bana en sevimli
olanı kursakları insanların mallarından boş, sırtları kanlarından hafif olan şu
topluluktur demiştir." Bu ifade Ebu Berze'nin fitne zamanı bir köşeye
çekilmek gerektiği ve Müslümanlarla savaşla ilgili olarak hiçbir şeye
katılmamak, -özellikle bu savaş bir iktidar talebi uğruna ise- tarafsız kalmak
gerektiği şeklinde idi.
2- Fitne baş gösterdiğinde alimlerle ve dini yaşayan kimselerle
danışmalarda bulunmak gerekir. Bir alim de görüşüne başvuran kimseye gerekli
nasihatı vermekle yükümlüdür.
3- Bir münkeri işleyene arkasından bile olsa sözlü tepki göstermekle
yetinmek mümkündür. Çünkü bu tepkiyi duyan kimse bundan öğüt alır ve o münkere
düşmekten kaçınır.