باب: إذا أنزل
الله بقوم
عذاباً.
19. ALLAH'IN BİR TOPLULUĞA AZAB İNDİRMESİ
حدثنا عبد
الله بن
عثمان: أخبرنا
عبد الله: أخبرنا
يونس، عن
الزُهري:
أخبرني حمزة
بن عبد الله
بن عمر: أنه
سمع ابن عمر
رضي الله
عنهما يقول:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (إذا
أنزل الله بقوم
عذاباً، أصاب
العذاب من كان
فيهم، ثم
بعثوا على
أعمالهم).
[-7108-] İbn Ömer'in nakline göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem
"Allah bir kavme azap indirince, o kavim içinde bulunan her
ferde azap gelir. Sonra herkes kendi amellerine göre diriltilir" buyurdu.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
''Allah'ın bir topluluğa azap indirmesi." Yani Allah'ın,
bir kavme kötü amellerine ceza olarak azap indirmesi. "Sonra herkes kendi
amellerine göre diriltilir." Yani onlardan her bir fert, kendi ameline
göre diriltilir. Ameli salih ise akıbeti salih, aksi takdirde kötü olur. Bu
azap, salihler için temizlik, fasıklar için intikam olmuş olur. İbn Hibban'ın
Sahih'inde Aişe r.anha'nın nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah aralarında salih kimseler olduğu halde
cezasını hak edenlere darbesini indirdiğinde salih kimseler de onlarla birlikte
aynı darbeye maruz kalırlar. Sonra herkes kendi niyetine ve ameline göre
diriltilir. "(İbn Hibban, Sahih, XVI, 305)
İbn Battal şöyle der: Bu hadis, Zeynep bnt. Cahş hadisini
açıklamaktadır.
Zeynep, Res.ulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e "İçimizde
bu kadar salih kimseler varken biz helak or muyuz?" diye sormuş,
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evet, fısk u fücur çoğaldığı zaman
(helak olursunuz)" cevabını vermiştir. Münker açığa vurulup, günahlar
alenen işlendiğinde herkes helak edilir.
Biz de şunu ekleyelim: İbn Battal'ın son sözüne uygun düşen Hz.
Ebu Bekir'in naklettiği şu hadistir: "İnsanlar bir münkeri görür de onu
değiştirmezlerse Yüce Allah'ın onların tümüne ceza vermesi yakındır." Bu
hadisi Sünen imamları rivayet etmiş, İbn Hibban sahih olduğunu belirtmiştir.
(İbn Hibban, Sahih, 1,540; Ebu Dawd, Melahim; İbn Mace, Rten; Tirmizi, Tefsir
Maide)
Bunun bir benzeri Hz. Aişe radıyallilhu anha'nın naklettiği şu
hadistir: "Hayret vericidir ki ümmetimden bazı kimseler Beytullah'a
sığınmış bir adamı (yakalamaya) yönelirler. Onlar daha çölde iken yerin dibine
batırılırlar." Biz
"Ya Resulallah! Bazen yolda her çeşit insan
bulunabilir" dedik. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evet!
Bunların aralarında oraya kasten yola çıkan olduğu gibi, istemeden çıkan,
onlardan olmadığı halde onlarla birlikte bulunan olabi/ir. Bunların tümü helak
olup gider ancak değişik şekilde dirilirler. Yüce Allah onları niyetlerine göre
diri/tir" buyurdu.(Müs!im, fiten) Müslim'in, Ümmü Seleme'den de buna
benzer bir nakli vardır: "Ben Ya Resulallah! Buna istemeden katılanın
durumu nasılolur?" diye sordum. Resulullah sallallilhu aleyhi ve sellem
"O da onlarla birlikte yerin dibine batırılır, fakat kıyamet günü niyetine
göre diri/ir." buyurdu.(Müs!im, fiten) Onun Cabir'den de bir nakli daha
vardır. Buna göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Her kul öldüğü şekil üzere diri/ir" buyurmuştur.
Davudi şöyle der: İbn Ömer hadisinin manası şudur:
"Küfürlerinden dolayı azaba uğrayan milletlerin içerisinde
çarşı-pazarlarda alışveriş edenler ve onlardan olmayanlar bulunabilir. Bunların
tümü eceııeriyle ölür. Ancak kıyamet günü kendi ameııerine göre
dirilirler."
Kısacası aynı ölümü paylaşmak, aynı sevabı veya cezayı
paylaşmayı gerektirmez. Tam tersine her bir ferde kendi niyetine göre amelinin
karşılığı verilir.
İbn Ebi Cemre bu akıbete uğrayan kimselerin başına bunun
gelmesi, marufu emretmeyerek, münkeri yasaklamayarak sessiz kalmaları olduğu
kanaatini benimsemiştir.
İyiliği emredip, kötülüğü yasaklayanlar ise gerçek mu'minlerdir.
Yüce Allah onların başlarına azap göndermez. Tam tersine azabı onlardan savuşturur.
Nitekim şu ayetler bu anlayışı teyit etmektedir: "Zaten biz ancak halkı
zalim olan memleketleri helak etmişizdir. "(Kasas,59) "Halbuki sen
onların içinde iken Allah onları azap edecek değildir ve onlar mağfiret
dilerlerken de Allah onlara azap edici deği/dir. "(Enfal 33) Kendisi
yapmasa bile kötülüğü yasaklamayanların başına azabın geleceğini şu ayet-i
kerime göstermektedir:: "Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini yahut
onlarla alayedildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıneaya
kadar kafirlerle beraber oturmayın yoksa siz de onlar gibi olursunuz.
"(Nisa 140) Bu ayetten kafirlerden ve zalimlerden kaçmanın meşru olduğu
hükmü anlaşılmaktadır. Çünkü onlarla birlikte bulunmak, insanın kendisini
tehlikeye atması anlamına gelmektedir. Bu, kişinin onlara yardım etmediği ve
yaptıklarına razı olmadığında sözkonusudur. Buna karşılık onlara yardım eder
veya yaptıklarından hoşlanırsa artık onlardan olur. Nitekim Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in Semud diyarından çıkmakta acele etme emri vermesi bunu
teyit etmektedir.
İnsanların kendi amellerine göre dirilmeleri adil bir hükümdür.
Çünkü onlar ahirette yaptıkları salih amellerin karşılığını alacaklardır.
Dünyada ise başlarına hangi bela gelirse gelsin bu yaptıkları kötü amelin
kefareti olacaktır. Dolayısıyla dünyada zulmedenlerin üzerine gönderilecek olan
azap, onlarla birlikte bulunup, yaptıklarına ses çıkarmayanlara da gelecektir.
Bu onların yağcılıklarına bir cezadır. Sonra kıyamet günü her bir fert
dirilecek ve kendi amelinin karşılığını alacaktır.
Bu hadis-i şerif kötülüğü yasaklamayan kimselere bir uyarı ve
büyük bir korkutma niteliklidir. Onların hali bu olduğuna göre yağcılık
yapanların hali nice olacaktık! Yapılanlara razı olanların durumu nice
olacaktır! Onlarla iş birliği yapanların durumu nice olacaktır! Yüce Allah'tan
esenlik dileriz.
Biz de şunu ekleyelim: İbn Ebi Cemre'nin açıklamasından çıkan
zorunlu sonuç şudur: Asilerin yaptıklarından dolayı itaatkarlara dünyada azap
gelmez. Kurtubi et-Tezkire'de bu yaklaşıma meyletmiştir. Az önce yaptığımız
açıklama bu hadisin zahirine çok daha yakındır.
Bunun bir benzerini Kadı İbnü'l-Arabi benimsemiştir. Bu konu,
Zeynep bnt.
Cahş'ın naklettiği hadis açıklanırken ele alınacaktır. Zeynep
"İçimizde bu kadar iyi kimseler varken biz helak edilir miyiz?" diye
sorunca, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Evet, fısk u füeur çoğa/dığı zaman {helak
olursunuz)!" diye cevap vermiştir. Bu hadis Fiten bölümünün sonunda
gelecektir.