باب: قول
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (لا
ترجعوا بعدي
كفاراً، يضرب
بعضكم رقاب
بعض).
8. NEBİ S.A.V.'İN "BENDEN SONRA BİRBİRİNİZİN BOYUNLARINI
VURAN KAFİRLER OLMAYIN" EMRİ
حدثنا عمر بن
حفص: حدثني
أبي: حدثنا
الأعمش: حدثنا
شقيق قال: قال
عبد الله:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (سباب
المسلم فسوق،
وقتاله كفر).
[-7076-] Şeki'k'in, Abdullah b. Mesud' dan nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Müslümana sövmek fısk, onunla çarpışmak küfürdür" buyurmuştur.
حدثنا حجاج
بن منهال:
حدثنا شعبة:
أخبرني واقد
بن محمد، عن
أبيه، عن ابن
عمر:
أنه
سمع النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول: (لا
ارجعوا بعدي
كفاراً، يضرب
بعضكم رقاب
بعض).
[-7077-] İbn Ömer'in nakline göre
Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem
"Benden sonra birbirinizin boyunlarını vuran kdfirlere dönmeyiniz" buyurmuştur.
حدثنا مسدد:
حدثنا يحيى:
حدثنا قرَّة
بن خالد: حدثنا
ابن سيرين، عن
عبد الرحمن بن
أبي بكرة، عن
أبي بكرة، وعن
رجل آخر، هو
أفضل في نفسي
من عبد الرحمن
بن أبي بكرة:
عن أبي بكرة:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم خطب
الناس فقال:
(ألا تدرون أي
يوم هذا). قالوا:
الله ورسوله
أعلم، قال:
حتى ظننا أنه
سيسمِّيه
بغير اسمه،
فقال: (أليس
بيوم النحر).
قلنا: بلى يا
رسول الله،
قال: (أي بلد
هذا، أليست بالبلدة).
قلنا: بلى يا
رسول الله،
قال: (فإن
دماءكم،
وأموالكم،
وأعراضكم، وأبشاركم،
عليكم حرام،
كحرمة يومكم
هذا، في شهركم
هذا، في بلدكم
هذا، ألا هل
بلَّغت). قلنا:
نعم، قال:
(اللهم اشهد،
فليبلِّغ
الشاهد الغائب،
فإنه ربَّ
مبلِّغ
يبلِّغه من هو
أوعى له). فكان
كذلك، قال: (لا
ترجعوا بعدي
كفاراً، يضرب بعضكم
رقاب بعض).
فلما كان يوم
حرِّق ابن
الحضرمي، حين
حرَّقه جارية
بن قدامة، قال:
أشرفوا على
أبي بكرة،
فقالوا: هذا
أبو بكرة يراك،
قال عبد
الرحمن:
فحدثتني أمي،
عن أبي بكرة
أنه قال: لو
دخلوا عليَّ
ما بهشت بقصبة.
[-7078-] Ebu Bekre'nin
ve bence Abdurrahman b. Ebi
Bekre'den daha faziletli bir adamın nakli ile yine Ebu Bekre'nin -ifadesine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mina'da insanlara bir
konuşma yaptı ve
"Bu hangi gündür biliyor musunuz?" diye sordu. Sahabiler "Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dediler.
Hatta biz Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bu güne adından başka bir isim
verecek sandık. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem "Bu, nahr
günü değil midir?" buyurdu. Biz "Evet Ya Resulallah!
Nahr günüdür!" dedik. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Bu içinde bulunduğunuz hangi beldedir? Bu haram olan belde (Mekke
beldesi) değil midir?" buyurdu. Bizler "Evet Ya Resulallah!
Mekke'dir!" dedik. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Şu halde (iyi biliniz ki) bu ayınızda ve bu beldenizde bu gününüzün haram
olduğu gibi kanlarınız, mallarınız, namuslarınız ve derileriniz birbirinize
haramdır. Dikkat edin! Bunu sizlere tebliğ ettim mi?" diye sordu. Bizle
"Evet, tebliğ ettin!" dedik.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Allah'ım şahit ol!" dedikten sonra
"Bunu burada hazır bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsin. Çünkü nice
tebliğ edilen, bunu kendisine tebliğ edenden daha iyi belleyebilir"
buyurdu. Gerçekten de aynen böyle olmuştur. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Benden sonra birbirinizin boyunlarını vuran kafirlere
dönmeyiniz!" buyurdu.
Cariye b. Kudame İbnü'l-Hadraml'yi yaktığı gün Cariye askerlerine "Ebu Bekre'ye bakınız"
deyince, askerler "İşte bu Ebu Bekre'dir. O seni görmekte ve yaptığına ses
çıkarmamaktadır" dediler. Abdurrahman şöyle
devam etti: ''Annemin nakline göre Ebu Bekre eğer onlar evime girmiş olsalardı, bir kamış değneği
ile bile olsa kendimi savunmaya kalkışmazdım." demiştir.
حدثنا أحمد
بن إشكاب:
حدثنا محمد بن
فضيل، عن أبيه،
عن عكرمة، عن
ابن عباس رضي
الله عنهما قال:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (لا
ترتدُّوا بعدي
كفاراً، يضرب
بعضكم رقاب
بعض).
[-7079-] İbn Abbas'ın nakline
göre Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem "Benden sonra dininizden dönüp
de birbirinizin boyunlarını vuran kafirler
olmayınız" buyurmuştur.
حدثنا
سليمان بن
حرب: حدثنا
شعبة، عن علي
بن مدرك: سمعت
أبا زرعة ابن
عمرو بن جرير،
عن جده جرير
قال:
قال
لي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم في حجة الوداع:
(استنصت
الناس). ثم قال:
(لا ترجعوا
بعدي كفاراً،
يضرب بعضكم
رقاب بعض).
[-7080-] Cerir b. Abdillah el-Becell şöyle
demiştir: Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem veda haccında bana
"İnsanları sustur da dinlesinler" diye emretti. İnsanlar
sükut ettikten sonra " Benden sonra birbirinin
boyunlarını vuran kafirler olmayınız." buyurdu.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Müslümana sövmek." Bu
hadisin bir sebeb-i vürudu vardır. Bunu Beğavı ve Tabedmı, Amr b. en-Numan b. Mukarrin el-Müzenı'den şöyle nakletmişlerdir: Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Ensar meclislerinden birisine gitti. Ensardan birisi müstehcen şeylerle ve insanlara sövmekle
meşhur olmuştu. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem "Müslümana
sövmek fısk, onunla çarpışmak küfürdür" buyurdu.
Beğavi'nin rivayetinde "O kişi vallahi hiç
kimseye sövmeyeceğim" demiştir.
"Kafirler." Bundan maksadın
ne olduğu Diyat bölümünün baş taraflarında geçmişti.
Bu konuda sekiz görüş zikredilir. Daha sonra bir dokuzuncu görüş daha gördüm.
Buna göre maksat hakkı örtmektir. Sözlükte "el-küfür" örtmek anlamına
gelir. Zira Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı ona
yardım etmesi ve destek olmasıdır. Müslüman Müslümanla
çarpışınca sanki onun kendi üzerinde sabit olan hakkını örtmüş gibi olmaktadır.
Onuncusu ise sözkonusu mı küfre götürür demektir.
Çünkü büyük günahlara dalmayı adet haline getiren kimseyi onun uğursuzluğu daha
beterine götürür. Dolayısıyla o kimsenin Müslümanın
akıbeti üzere ölmeyeceğinden korkulur.
Askeri'nin ifadesine göre İbnü'l-Hadrami'nin adı Abdullah b. Amr
b. elHadrami' dir. Babası Amr, Bedir günü müşrikler tarafından ilk şehit edilen kimsedir.
Buna göre Abdullah Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'ı görmüş olmaktadır. Bazıları onu sahabilerin arasında zikreder. el-İstiab da şöyle denir: Vakıdi'nin
ifadesine göre o, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in döneminde dünyaya gelmiştir. Ömer'den rivayet
edildiğine ve el-Medainı'nin kanaatine göre onun adı
Abdullah b. Amir el-Hadrami'dir. Kendisi adı geçen Amr'ın oğludur. Meşhur sahabi
el-Ala b. el-Hadramı onun amcasıdır.
"Cariye b. Kudame İbnü'l-Hadrami'yi, yani İbn Malik b. Zuheyr b. el-Husayn et-Teymı es-Sa' di'yi yaktığı gün ... " Bunun sebebini eı-Askerı es-Sahabe' de zikreder. Buna göre Cariye "muharrık=yakan" şeklinde lakaplanmıştı.
Çünkü o Basra'da İbnü'l-Hadrami'yi
yakmıştı. Muaviye, İbnü'l-Hadrami'yi Basra halkını Hz. Ali'ye karşı çarpışmak üzere
seferber etmesi için oraya göndermişti. Hz. Ali de Cariye b. Kudame'yi gönderdi ve Cariye onu kuşattı. İbnü'l-Hadramı bir eve sığınarak
kendisini koruma altına aldı. Ancak Cariye evi onun başına yaktı.
"Ebu Bekre'ye
bakınız." Yani yüksekçe bir yere çıkarak Ebu Bekre'ye baktılar ve onu gördüler. el-Bezzar "O kendisine ait bir bahçede idi" şeklinde
bir ifade kullanmaktadır.
"İşte bu Ebu Bekre'
dir. O seni görmekte ve yaptığına ses
çıkarmamaktadır."
Mühelleb şöyle der: Cariye İbnü'l-Hadrami'yi yakınca bazılarına Ebu
Bekre'ye bakmalarım emretti. Onun kendisine karşı
savaşçı mı, yoksa ona itaat halinde mi olduğunu öğrenmek istiyordu. Hayseme on,,! şöyle
demişti: "İşte Ebu Bekre
seni ve İbnü'l-Hadramı'ye
yaptığını görüyor. Belki de o silah çekerek veya sözle sana tepki
gösterecektir." Ebu Bekre
kendine ait yukarı odada iken bunu duydu ve "Eğer onlar evime girmiş
olsalardı, bir kamış değneği ile bile olsa kendimi savunmaya kalkışmazdım.
Çünkü ben Müslümanlarla çarpışmayı doğru görmem. O halde nasılolur
da silah la onlarla çarpışırım!" dedi.
"Ma beheştü"
Bunun manası onlara karşı direnmezdim demektir. Arapça'da
"beheşe ba'du'l-kavmi
ila ba'd" denilir ki manası bir topluluk
savaşmak için diğerine ateş etti demektir. Sanki o şöyle demiş olmaktadır:
Onlar benim evime girseler, elimi bir kamış çubuğuna uzatmayacağım gibi kendimisavunmak için onu elime bile almazdım.
Ebu Bekre'nin bu sözü Ahmed
b. Hanbel'in fitne konusunda İbn
Mesud'dan naklettiği şu hadisle uyuşmaktadır. İbn Mesud
"Ya Resulallah! O günlere
kalırsam bana ne emredersiniz?" diye sordum. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Elini ve dilini tut! Evine gir" buyurdu. Ben "Ya Resulallah! Peki adam ya evime
girerse!" dedim. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem "Evine gir!" buyurdu. Ben
"Ya evime yanıma girerse?" dedim. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
"Mescidine gir" buyurduktan sonra sağ eliyle bileğimden tutarak
"Ölünceye kadar 'Rabbim Allah'tır' de" buyurdu. Bu manada birçok
hadis vardır .