SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TA’BİR

<< 2297 >>

باب: من كذب في حلمه.

45. GÖRMEDİĞİ BİR RÜYAYI GÖRDÜĞÜNÜ İDDİA ETMEK

 

حدثنا علي بن عبد الله: حدثنا سفيان، عن أيوب، عن عكرمة، عن ابن عباس،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (من تحلَّم بحلم لم يره كلِّف أن يعقد بين شعيرتين، ولن يفعل، ومن استمع إلى حديث قوم، وهم له كارهون، أو يفرُّون منه، صُبَّ في أذنه الآنك يوم القيامة، ومن صوَّر صورة عُذِّب، وكُلِّف أن ينفخ فيها، وليس بنافخ).قال سفيان: وصله لنا أيوب.وقال قتيبة: حدثنا أبو عوانة، عن قتادة، عن عكرمة، عن أبي هريرة: قوله: (من كذب في رؤياه).

وقال شعبة، عن أبي هاشم الرُّمَّانيِّ: سمعت عكرمة: قال أبو هريرة: قوله: (من صوَّر صورة، ومن تحلَّم، ومن استمع).

حدثنا إسحق: حدثنا خالد، عن أبي خالد، عن عكرمة، عن ابن عباس قال: (من استمع، ومن تحلَّم، ومن صوَّر). نحوه  .تابعه هشام، عن عكرمة، عن ابن عباس، قوله.

 

[-7042-] İbn Abbas'ın nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Her kim görmediği bir rüyayı gördüm diye iddia ederse (kıyamet gününde) ona iki arpa tanesini birbirine düğümlemesi teklif edilir ve hiçbir zaman bunu yapamaz. Her kim de bir topluluğun duyulmasını istemediği veya bundan kaçındığı bir konuşmayı dinlemeye çalışırsa onun iki kulağına kıyamet gününde kurşun dökülür. Her kim de bir suret resmederse ona hayat verecek kudrette olmadığı halde 'Haydi buna ruh üfle' diye teklif olunarak azap edilir."

 

 

حدثناً علي بن مسلم: حدثنا عبد الصمد: حدثنا عبد الرحمن بن عبد الله بن دينار، مولى ابن عمر، عن أبيه، عن ابن عمر: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (إن من أفرى الفرى أن يري عينه ما لم تر).

 

[-7043-] İbn Ömer'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Yalanların en büyüğü, kişinin rüyasında görmediği şeyi gözleriyle gördüğünü iddia etmesidir" demiştir.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Görmediği bir rüyayı gördüğünü iddia etmek." Yani bunu yapan kişinin kınanmış olduğu.   Bu hadis üç hüküm içermektedir. Rüyası hakkında yalan söylemek, sözünün dinlenmesinden hoşlanmayan kimsenin sözüne kulak vermek ve suret yapmaktır. Libas bölümünün son kısımlarında "Her kim bir suret yaparsa ... " hadisi açıklamasıyla birlikte geçmişti. Görmediği rüyayı gördüğünü iddia etmeye gelince, Taberi şöyle demiştir: Uyanıkken yalan söylemek, bazen görmediği rüyayı gördüğünü iddia ederek yalan söylemekten daha çok fesada yol açar. Zira bu, adam öldürme veya bir had cezası ya da birinin malını çalma hakkında yalan yere şahitlik olabilir. Böylısi yalan şahitlik daha çok fesada yol açtığı halde görmediği rüyayı gördüğünÜ iddia ederek yalan söylemeye bu derece tehdit yönlendirilmesi, rüya hakkında yalan söylemenin göstermediği rüyayı gösterdi diye' Allah'a yalan iftira atmaktan kaynaklanmaktadır. Allah'a yalan iftirası atmak,

 

yaratıklara yalan iftira atmaktan çok daha ağırdır. Çünkü Yüce Allah "Onlar (kıyamet gününde) Rablerine arz edilecekler, şahitler de 'işte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir' diyecekler"(Hud 18) buyurmaktadır. Rüya hakkında yalan söylemek "Rüya Nebilikten bir cüzdür" hadisi dolayısıyla Allah'a yalan iftira etmek anlamındadır. Nebiliğin cüzlerinden birisi olan şey, Yüce Allah tarafındandır.

 

"Ona iki arpa tanesini birbirine düğümlemesi teklif edilir" ifadesi terim anlamındaki mükellef kılma değildir. O, daha önce geçtiği üzere azap etmenin kinayeli anlatımıdır.

Kulağına kurşun dökme şeklindeki tehdit, cezanın yapılan suçun cinsinden olmasından kaynaklanmaktadır. Hadis metninde geçen "el-anük" erimiş kurşun demektir.

 

İbn Ebi Cemre şöyle demiştir: Hadisten kulluk niteliğinden dışarı çıkan kimsenin Çıktığı oranda cezayı hak ettiği anlaşılmaktadır. Hadiste bunu bilmeyen kimsenin bilmemesi dolayısıyla mazur olmayacağı uyarısı yapılmaktadır. Bu konuda batıl bir tevile sapan da aynı şekildedir. Çünkü haberde bunun haram olduğunu bilenle bilmeyen arasında herhangi bir fark gözetilmemektedir.

 

"Valanların en büyüğü" "efra" ismi, ism-i tafdil ölçüsünde olarak yalanların en büyüğü demektir. "el-Fira" "el-firye" kelimesinin çoğuludur. İbn Battal "elfirye" hayret uyandıracak büyük yalan demektir.