SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’T-TA’BİR

<< 2292 >>

باب: إذا طار الشيء في المنام.

38. RÜYADA BİR ŞEY'İN UÇTUĞUNU GÖRMEK

 

حدثني سعيد بن محمد: حدثنا يعقوب بن إبراهيم: حدثنا أبي، عن صالح، عن ابن عبيدة ابن نشيط قال: قال عبيد الله بن عبد الله: سألت عبد الله بن عباس رضي الله عنهما، عن رؤيا رسول الله صلى الله عليه وسلم التي ذكر، فقال ابن عباس: ذكر لي:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (بينا أنا نائم، رأيت أنه وضع في يدي سواران من ذهب، ففظعتهما وكرهتهما، فأذن لي فنفختهما فطارا، فأوَّلتهما كذَّابَين يخرجان). فقال عبيد الله: أحدهما العنسي الذي قتله فيروز باليمن، والآخر مسيلمة.

 

[-7033-] Ubeydullah b. Abdullah şöyle demiştir: Abdullah b. Abbas'a Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zikretmiş olduğu rüyasını sordum.

 

 

[-7034-] İbn Abbas şöyle cevap verdi: Bana Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle anlattığı naklediidi:

 

"Uyurken rüyamda ellerime altından iki bilezik konulduğunu gördüm. Ancak bunlardan korktum ve çirkin gördüm. Akabinde bana izin verildi de ben bunları üfledim. Bunun üzerine ikisi de uçtu. Ben bu iki bileziği benden sonra çıkacak olan iki yalancı (Nebi) ile tabir ettim."

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Rüyada bir şeyin uçtuğunu görmek." Yani rüyada uçma özelliği olan bir şeyin uçtuğunu görmek. Tabireiler şöyle derler: Rüyada uçtuğunu gören kimseye bakılır. Şayet göğe doğru dimdik uçmuşsa bir zarara uğrar. Göğe doğru uçup, orada kaybolup gitmiş ve bir daha geri dönmemişse ölür. Geri döndüğü takdirde hastalığından kurtulur. Kişi rüyasında yana doğru enlemesine uçtuğunu görürse, yolculuğa çıkar ve uçması nispetinde bir yüksek dereceye erişir. Rüyada kanat takıp uçtuğunu görürse bu mal veya güçtür ki kişi onun sayesinde sefere çıkar. Kişi rüyada kanatsız uçtuğunu görürse bu tuttuğu işten aldatılacağı anlamına gelir. Tabireiler kötü kimseler için uçmak iyi değildir demişlerdir. Mühelleb şöyle demiştir: Rüya görüldüğü üzere yorumlanmaz. O bir misal getirme kabilindendir.

 

Nebi s.a.v. eline konulan iki bileziği iki yalancı Nebi olarak tabir etmiştir. Çünkü yalan, bir şeyi olması gereken yerden başka yere koymaktır. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ellerinde altından iki bilezik görünce bunlar onun kullandığı şeylerden olmadığından -zira bilezik kadınların zinet eşyalarındandır- anladı ki kendisinde olmayan şeyi iddia edecek kişiler çıkacaktır ve yine o bileziklerin altından olması -altın kullanmak yasaklandığından- yalana delalet etmektedir. Bir de altın anlamına gelen "zeheb", gitmek anlamına gelen "zehab" kelimesinden türemedir. Buradan anlaşılıyor ki altın bırakılması gereken bir şeydir. Nitekim Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onlara üflemesi ve akabinde uçmaları da bu anlayışı güçlendirmektedir. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, çıkacak olan o iki yalancı kimsenin davalarının yaşamayacağını ve getirmiş olduğu vahiyle söylemiş olduğu kelamının onları yerinden söküp atacağını anladı. Üfleme kelama delalet eder.