SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

MÜRTED VE KAFİRLERDEN TEVBE İSTEME VE ONLARLA SAVAŞ

<< 2247 >>

باب: إثم من أشرك بالله، وعقوبته في الدنيا والآخرة.

1. ALLAH'A ORTAK KOŞANIN GÜNAHI, DÜNYA VE AHİRETTEKİ CEZASI

 

قال الله تعالى: {إن الشرك لظلم عظيم} /لقمان: 13/. و{لئن أشركت ليحبطنَّ عملك ولتكونن من الخاسرين} /الزمر: 65/.

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: "Allah'a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür."(Lukman 1ı3) "Allah'a ortak koşarsan işlerin mutlaka boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun. "(Zümer 65)

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا جرير، عن الأعمش، عن إبراهيم، عن علقمة، عن عبد الله رضي الله عنه قال:

 لما نزلت هذه الآية: {الذين آمنوا ولم يلبسوا إيمانهم بظلم}. شق ذلك على أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم، وقالوا: أينا لم يلبس إيمانه بظلم؟ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (إنه ليس بذلك، ألا تسمعون إلى قول لقمان: {إن الشرك لظلم عظيم}.

 

[-6918-] Abdullah b. Mes'ud şöyle demiştir: "İnanıp da imanlarına herhangi bir zulüm bulaştırmayanlar"(En'am 83) ayeti inince bu Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sahabilerine ağır geldi ve

 

"Hangimiz imanına zulüm karıştırmamıştır!" dediler. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Bu, sizin düşündüğünüz zulüm değildir. Lokman Nebi'in

 

'Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür' ayetindeki sözünü bilmiyor musunuz?" buyurdu.

 

 

حدثنا مسدد: حدثنا بشر بن المفضَّل: حدثنا الجريري. وحدثني قيس بن حفص: حدثنا إسماعيل بن إبراهيم: أخبرنا سعيد الجريري: حدثنا عبد الرحمن بن أبي بكرة، عن أبيه رضي الله عنه قال:

 قال النبي صلى الله عليه وسلم: (أكبر الكبائر: الإشراك بالله، وعقوق الوالدين، وشهادة الزور، وشهادة الزور - ثلاثاً - أو: قول الزور). فما زال يكررها حتى قلنا: ليته سكت.

 

[-6919-] Abdurrahman b. Ebİ Bekre'nin babasından nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Büyük günahların en büyüğü Allah'a ortak koşmak, ana-babaya asi olmak ve yalan şahitliktir." Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "yalan şahitliği" veya "yalan söz söyleme"yi üç kere tekrar etti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu sözü O kadar tekrar etti durdu ki nihayet biz "keşke sussa" dedik.

 

 

حدثني محمد بن الحسين بن إبراهيم: أخبرنا عبيد الله بن موسى: أخبرنا شيبان، عن فراس، عن الشعبي، عن عبد الله بن عمرو رضي الله عنهما قال:

 جاء أعرابي إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال: يا رسول الله، ما الكبائر؟ قال: (الإشراك بالله). قال: ثم ماذا؟ قال: (ثم عقوق الوالدين). قال: ثم ماذا؟ قال: (ثم عقوق الوالدين). قال: ثم ماذا؟ قال: (اليمين الغموس). قلت: وما اليمين الغموس؟ قال: (الذي يقتطع مال امرئ مسلم، هو فيها كاذب).

 

[-6920-] Abdullah b. Amr şöyle anlatmıştır: "Bir bedevi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e geldi ve

 

"Ya Resulallah! büyük günahlar nelerdir?" diye sordu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Allah'a ortak koşmaktır" buyurdu. Bedevi "Bundan sonra nedir?" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Bundan sonra anaya-babaya asi olmaktır" buyurdu. Bedevi "Bundan sonra nedir?" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Yalan yere yemindir (yeminü'l-ğamus)" buyurdu. Ravi diyor ki:

 

Ben "yeminü'l-ğamus nedir?" diye sordum. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Yalandan yere yemin ederek Müslüman bir kimsenin malını elinden alan kimsenin yeminidir" buyurdu.

 

 

حدثنا خلاد بن يحيى: حدثنا سفيان، عن منصور والأعمش، عن أبي وائل، عن ابن مسعود رضي الله عنه قال:

 قال رجل: يا رسول الله، أنؤاخذ بماعملنا في الجاهلية؟ قال: (من أحسن في الإسلام لم يؤاخذ بما عمل في الجاهلية، ومن أساء في الإسلام أخذ بالأول والآخر).

 

[-6921-] Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: Bir adam Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e

 

"Ya Resulallah! Cahiliye döneminde işlediğimiz günahlardan dolayı ceza görecek miyiz?" diye sordu. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle cevap verdi:

 

"Kim Müslümanlıkta güzel hareket ederse cahiliye hayatında işlediği günah ile hesaba çekilmez. Fakat kim de İslami dönemde kötülük işlerse hem önceki (cahiliye dönemindeki) ameliyle, hem de sonra (Müslümanlıktaki yaptıklan) ile hesaba çekilir. "

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Allah'a ortak koşanın günahı, dünya ve ahiretteki cezası." "Allahu Teala "Doğrusu şirk, büyük bir zulümdüK'(Lokman 13) "Allah'a ortak koşarsan işlerin mutlaka boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun"(Zümer 65) buyurmuştur. İbn Battal şöyle demiştir:

 

Bu ayetlerden birincisi şirktEm daha büyük bir günah olmadığını göstermektedir. "Zulüm", esasen bir şeyi uygun olmayan yere koymak demektir. Müşrik, bir şeyi olmaması gereken yere koyan kimsenin asıl örneğidir. Çünkü o, kendisini yoktan var eden varlığı, başkasıyla eşit tutmuş ve nimeti onu vermeyen kimseye nispet etmiştir. İkinci ayet ile Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e hitap ediliyor gibi görülüyorsa da maksat ondan başkasıdır. Ayette zikredilen "ihbat= amellerin boşa gitmesi", şirk üzere ölme ile kayıtlıdır. Çünkü Allahu Teala bir başka ayette "Sizden kim dininden döner ve kafir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da, ahirette de boşa gider"(Bakara 217) buyurmaktadır.

 

İmam Buhari bu konuda dört hadise yer vermektedir. Birinci hadis, İbn Mesud'un rivayet i olup "İnanıp da imanlarına herhangi bir zulüm bulaştırmayanlar var ya!"(En'am 82) ayetinin tefsiri esnasında geçmişti. Bu hadisin açıklaması, İman bölümünün baş taraflarında daha önce yapılmıştı.

 

"Fakat her kim Müslümanlıkta kötülük işlerse hem önceki (cahiliye dönemindeki} ameliyle, hem de sonra (Müslümanlıktaki yaptıkları) ile hesaba çekilir." Hattabı şöyle demiştir:

 

Bu ifadenin zahiri, İslam'ın kendisinden önceki durumu sileceği yolunda ümmetin iemaına muhalif düşmektedir. Allahu Teala "İnkar edenlere (sana düşmanlıktan) vazgeçerlerse, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle"(EnfaI 38) buyurmaktadır. Hattabı şöyle der:

 

Bu hadise göre bir kafir Müslüman olduğunda geçmiş günahlarından dolayı hesaba çekilmez. Müslüman olduktan sonra Müslümanlığına devam ederken en büyük kötülükleri ve en ağır günahları işlediği takdirde Müslümanlık dönemindeki günahları ile hesaba çekilir ve kafir iken işlediği günahlar ileri sürülerek şöylece susturulur:

 

"Sen kafir iken şu fiilleri işlememiş miydin? Müslümanlığın bu fiilerin aynısını yeniden yapmana engel olmadı mı?" Kısacası kafir iken işlediği şeyler susturulmak için gündeme getirilirken, Müslüman iken işlediği günahlar cezalandırılmak için zikredilir. En uygun olanı bir başka alimin şu açıklamasıdır:

 

Hadiste yer alan "isaet" kelimesinden maksat küfürdür. Çünkü kafirlik, kötülüğün zirvesi ve günahların en beteridir. Bir kimse dinden dönüp, kafir olarak öldüğü takdirde hiç Müslüman olmamış gibi olur ve işlediği bütün günahların tamamının cezasını çeker. Buhari "Büyük günahların en büyüğü şirktir" hadisinden sonra bu hadise yer vermekle bu gerçeğe işaret etmiştir. Buhari bu hadisleri mürtedler bölümünde zikretmiştir. İbn Battal'ın nakline göre Mühelleb şöyle demiştir:

 

Bu bölümdeki hadisin manası şudur: Her kim Müslümanlığını yaşamaya devam ederek, şartlarını yerine getirerek, güzel bir fiil işlerse cahiliye döneminde işlediklerinden hesaba çekilmez. Her kim de Müslüman iken tevhidi terk etmek suretiyle kötülük işlerse geçmiş bütün günahlarından hesaba çekilir. İbn Battal şöyle demiştir:

 

Bu açıklamamı bir grup bilgine açtım. Bana şöyle dediler: Bu hadisin bundan başka bir manası yoktur. Hadiste yer alan "isaet" kelimesi küfürden başka bir anlama gelemez. Zira bir Müslümanın cahiliye döneminde işlediklerinden hesaba çekilmeyeceği konusunda icma vardır. Taberi"nin de bu görüşü vurguladığını belirtmiş olalım.

 

Abdulmelik el-Blinı şöyle demiştir: "Kim Müslümanlıkta güzel hareket ederse"nin manası nifak ve şek olmaksızın sahih bir şekilde kim İslam'a girerse "Kim de Müslümanlıkta kötülük işlerse" nin manası ise her kim riya ve gösteriş olsun diye Müslüman olursa demektir. Kurtubi bu görüşü teyid etmiştir.