SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-HUDUD

<< 2203 >>

باب: ما يكره من لعن شارب الخمر، وأنه ليس بخارج من الملة.

5. İÇKİ İÇENE LANET OKUMANIN MEKRUH OLANI VE BUNUN ONUN İSLAM DİNİNDEN ÇiKMADlĞI

 

حدثنا يحيى بن بكير: حدثني الليث قال: حدثني خالد بن يزيد، عن سعيد ابن أبي هلال، عن زيد بن أسلم، عن أبيه، عن عمر بن الخطاب:

 أن رجلاً على عهد النبي صلى الله عليه وسلم كان اسمه عبد الله، وكان يلقب حماراً، وكان يضحك رسول الله صلى الله عليه وسلم، وكان النبي صلى الله عليه وسلم قد جلده في الشراب، فأتي به يوما فأمر به فجلد، فقال رجل من القوم: اللهم العنه، ما أكثر ما يؤتى به؟ فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (لا تلعنوه، فوالله ما علمت إلا أنه يحب الله ورسوله).

 

[-6780-] Ömer r.a.'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zamanında Abdullah isminde bir adam vardı. İnsanlar tarafından "himar" (eşek) lakabı ile lakaplandırılmıştı. Bu kişi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i arasıra güldürürdü. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona içki içtiği için sapa vurma cezası uygulamışt!. Bir gün bu şahıs yine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna getirildi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona sapa cezası uygulanmasını emretti. Bunun üzerine değnekle dövüldü. Topluluktan birisi

 

"Ya Rabbi şu adam'a lanet et, içki yüzünden ne kadar da çok huzura getiriliyor!" dedi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Ona lanet okumayınız! VAllahi kesin olarak bilmişimdir ki bu zat Allah'ı ve Resulünü sevmektedir" buyurdu.

 

 

حدثنا علي بن عبد الله بن جعفر: حدثنا أنس بن عياض: حدثنا ابن الهاد، عن محمد بن إبراهيم، عن أبي سلمة، عن أبي هريرة قال:

 أتي النبي صلى الله عليه وسلم بسكران، فأمر بضربه، فمنا من يضربه بيده ومنا من يضربه بنعله ومنا من يضربه بثوبه، فلما انصرف قال رجل: ما له أخزاه الله، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لا تكونوا عون الشيطان على أخيكم).

 

[-6781-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e sarhoş bir adam getirildi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz onun dövülmesini emretti. Artık bizden kimimiz ona eliyle vuruyor, kimimiz ayakkabısıyla, kimimiz de elbisesiyle vuruyordu. Dövme işi bitince içimizden bir adam

 

"Buna ne oluyor! Allah bunu rezil ve rüsvay etsin!" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Kardeşinizin aleyhinde şeytanın yardımcıları olmayınız" buyurdu.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

imam Buhari, içki içene lanet etmeyi yasaklayan hadisle, en başta "İçki içen içki içtiği sırada mu'min olarak içemez" hükmünün birbiriyle nasıl cem ve telif edileceğine işaret etmektedir. Onun anlayışına göre maksat, içki içen kişinin tam olarak imandan çıktığı değil, kamil bir imana sahip olmadığıdır. imam Buhari burada "mekruhluk"la laneti hak etmiş kimse hakkındaki lanet yasaklığının tenzihi olduğuna işaret etmektedir. Ancak bunun için lanet okuyan kimsenin onun gerçek manası olan Allah'ın rahmetinden uzak kılınması değil, sadece ona ağır bir söz kullanma manası kastedilmelidir. Buna karşılık bir kimse lanet okuduğu şahsın Allah'ın rahmetinden uzak olmasını kastederse bu haram olur. Özellikle laneti hak etmeyen kimse hakkında söylenmişse hüküm böyledir. Allah'ı ve Resulünü seven ve özellikle de had cezası kendisine uygulanan kimseye lanet okumak böyledir. Bu gibi kimseye tövbe etmesi ve Allah' ın affına ermesi için dua etmek mendubtur.

 

Bu ayrıntılı sebepten dolayı imam Buhari başlıkta "içki içene lanet okumanın mekruhluğu" yerine "içki içene lanet okumanın mekruh olanı" demiştir. Buhari bununla sözkonusu ayrıntıya işaret etmiştir. Bu açıklamaya göre muayyen bir fasığa mutlak olarak lanet okunmayacağına bir delil yoktur. Bazıları şöyle demişlerdir: Yasaklık, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzurunda vaki olana mahsustur. Çünkü lanet okumaya tepki gösterilmediği takdirde içki içen kimse kendisinin buna layık olduğu vehmine kapılabilir. Belki de şeytan onun kalbine kendisini fitneye düşürebileceği bir kanaat verebilir. Ebu Hureyre hadisinde yer alan "Kardeşinizin aleyhinde şeytanın yardımcıları olmayınız" şeklindeki ifade ile bu noktaya işaret edilmektedir. Bazı bilginlere göre içki içme cezası uygulanmış olan kimselere mutlak olarak lanet okunamaz. Çünkü ceza onun sözkonusu günahına kefaret olmuştur.

 

Bazıları ise hata eden kimse hakkında mutlak olarak lanet okunamaz demişlerdir. Mutlak caizlik, suçu açıktan açığa işleyenler hakkındadır. ibnü'l-Müneyyir, mutlak lanet okuma yasaklığının muayyen kimse hakkında, caizliğin muayyen olmayan kimse hakkında olduğunu doğrulamış ve şöyle demiştir: Çünkü muayyen olmayan kimse hakkında okunacak lanet, bu fiilin yapılmasını engeller.

 

Muayyen kişi hakkındaki lanet ise ona eziyet verir ve kendisine kötü söz söyleme anlamı taşır. Oysa Müslümana eziyet vermek yasaklanmıştır. Muayyen bir kimseye lanet okumaya cevaz veren bilginler delilolarak şöyle demişlerdir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem laneti hak edene lanet okumuştur. Dolayısıyla bu konuda muayyen olanla olmayan arasında herhangi bir fark yoktur. Bu görüş söz konusu kimse lanete gayr-i muayyenlik vasfıyla layık olmuştur denilerek tenkide uğramıştır. Şayet had cezası uygulanmadan önce o kişiye lanet okumak caiz olsaydı, ceza uygulandıktan sonra bu devam ederdi. Tıpkı sopa cezası yanında sürgüne göndermenin sakıt olmadığı gibi.

 

Öte yandan muayyen olmayan kimsenin bu lanetten alacağı pay, son derece küçük ve hafiftir. Doğruyu en iyi Allahu Teala bilir. Nevevi, el-Ezkar isimli eserinde şöyle demiştir: Herhangi bir günahı işlemekle nitelenmiş muayyen bir insana beddua etmeye gelince, hadisin zahiri bunun haram olmadığını göstermektedir. Nevevi'nin de ifade ettiği üzere hadisler bunun caiz olduğunu göstermektedir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem birisine "Sağ elinle ye" buyurmuş, o kişi "bunu yapamıyorum" deyince, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Yapamayasın!" demiştir. Bu hadis, şer't hükme muhalif olan kimseye beddua etmenin caiz olduğunu göstermektedir.(Müslim, Eşribe)

 

"Bu kişi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ı ara sıra güldürürdü" Yani söz konusu şahıs, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzurunda bir şeyler söyler ya da onu güldürecek birtakım hareketlerde bulunurdu. Ebu Ya']a'nın Hişam b. Sa'd vasıtasıyla Zeyd b. Eslem'den yukarıdaki isnadla nakline göre adamın biri "himar= eşek" lakabı ile lakaplandırılmıştı. Bu kişi Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem' e bir tulum yağ ve bal hediye etti. Arkadaşı gelip, kendisinden alacağını isteyince onu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem' e getirdi ve "Buna malını ver" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem gülümsemekten başka bir şey yapmadı ve isteği üzerine tulum, sahibine geri verildi. "(Ebu Ya'la, Müsned, I, 161)

 

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1. insanlara lakap takmak caizdir.

 

2. Hadis büyük günah işleyen kimsenin kafir olacağını iddia edenlere cevap teşkil etmektedir. Zira hadiste büyük günah işleyen kimselere lanet okumanın yasaklı ğı ve onlara dua edilmesi emri yer almaktadır. Hadisten anlaşıldığına göre yasak bir fiili işleme ile Allah ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sevgisinin o kimsenin kalbinde bulunması arasında herhangi bir çelişki yoktur. Çünkü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem O kişinin sözkonusu yasaklığı işlemiş olmasına rağmen Allah'ı ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem' ı sevdiğini haber vermektedir.

 

3. Resulullah s.a.v. bir de günahı tekrar tekrar işleyen kimsenin kalbinden Allah ve Resulullah s.a.v. sevgisinin çekilip alınmayacağını bildirmektedir.

 

4. İçki içen kimsenin o anda imana sahip olmayacağı yolundaki haberden maksat, imanın tamamıyla kalbinden gittiği değil, tam aksine -daha önce işaret edildiği üzere- imanının kamil bir iman olmadığıdır. Allah' a isyan eden bir kalpte Allah ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sevgisinin var olmaya devam etmesi, sözkonusu kişinin işlediği günahtan pişman olması, kendisine ceza uygulanıp, bunun o günaha kefaret olması ile kayıtlı bulunması ihtimali vardır. İşlediği günaha pişman olmayıp, ceza da görmeyen kimse böyle değildir. Çünkü onun tekrar günah işlemek suretiyle kalbine bir şey gelmesinden ve imanını çekip almasından korkulur. Allahu Teala'tan bağış ve afiyet dileriz.