SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-KADER

<< 2147 >>

باب: {وكان أمر الله قدراً مقدوراً} /الأحزاب: 38/.

4. ALLAH'IN EMRİ ELBETTE YERİNİ BULUR. (Ahzab,37)

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن أبي الزِّناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لا تسأل المرأة طلاق أختها لتستفرغ صحفتها، ولتنكح، فإن لها ما قُدِّر لها).

 

[-6601-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edildiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Hiçbir kadın Müslüman hanım kardeşinin eşiyle evlenmek için boşanmasını istemesin. Çünkü onun için de takdir edilmiş birisi vardır."

 

 

حدثنا مالك بن إسماعيل: حدثنا إسرائيل، عن عاصم، عن أبي عثمان، عن أسامة قال:

 كنت عند النبي صلى الله عليه وسلم إذ جاءه رسول إحدى بناته، وعنده سعد وأبي بن كعب ومعاذ، أن ابنها يجود بنفسه، فبعث إليها: (لله ما أخذ ولله ما أعطى، كل بأجل، فلتصبر ولتحتسب).

 

[-6602-] Usame' den şöyle rivayet edilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanındaydım. Kızlarından biri ona bir elçi göndererek oğlunun can çekiştiğini haber verdi. O esnada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanında Sa'd, Ubey b. Ka'b ve Muaz vardı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kızına şöyle haber gönderdi:

 

"Alan da veren de Allah'tır. Herkesin bir eceli vardır. Sabretsin ve sevabını Allah'tan beklesin."

 

 

حدثنا حبَّان بن موسى: أخبرنا عبد الله: أخبرنا يونس، عن الزُهري قال: أخبرني عبد الله بن محيريز الجمحي: أن أبا سعيد الخدري أخبره:

 أنه بينما هو جالس عند النبي صلى الله عليه وسلم جاء رجل من الأنصار فقال: يا رسول الله، إنا نصيب سبياً ونحب المال، كيف ترى في العزل؟ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (أوَإنكم تفعلون ذلك، لا عليكم أن لا تفعلوا، فإنه ليست نسمة كتب الله أن تخرج إلا هي كائنة).

 

[-6603-] Abdullah b. Muhayriz el-Cumahi şöyle rivayet etmiştir: Ebu Said el-Hıidri Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanında otururken Ensardan bir adam gelip Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e:

 

Bizim esirlerimiz var. Malı mülkü de severiz. Azil (doğum kontrolü) yapabilir miyiz?" diye sordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona şöyle cevap verdi:

 

"Siz bunu yapıyor musunuz? Yapmanızda bir sakınca yoktur. Ancak Allah'ın dünyaya gelmesini takdir ettiği her canlı mutlaka dünyaya gelir."

 

 

حدثنا موسى بن مسعود: حدثنا سفيان، عن الأعمش، عن أبي وائل، عن حذيفة رضي الله عنه قال:

 لقد خطبنا النبي صلى الله عليه وسلم خطبة، ما ترك فيها شيئاً إلى قيام الساعة إلا ذكره، علمه من علمه وجهله من جهله، إن كنت لأرى الشيء قد نسيت، فأعرفه كما يعرف الرجل الرجل إذا غاب عنه فرآه فعرفه.

 

[-6604-] Huzeyfe r.a.'den şöyle rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize bir hutbe okudu. Kıyamete kadar anlatmadık hiçbir şey bırakmadı. Anlayan anladı, anlamayan anlamadı. Nasıl insan uzun süre görmediği birini daha sonra görür görmez tanıyabiliyorsa ben de o anlatılanlardan unuttuğum bazı şeyleri görüp hatırlıyorum.

 

 

حدثنا عبدان، عن أبي حمزة، عن الأعمش، عن سعد بن عبيدة، عن أبي عبد الرحمن السلمي، عن علي رضي الله عنه قال:

 كنا جلوساً مع النبي صلى الله عليه وسلم ومعه عود ينكت في الأرض، وقال: (ما منكم من أحد إلا قد كتب مقعده من النار أو من الجنة). فقال رجل من القوم: ألا نتكل يا رسول الله؟ قال: (لا، اعملوا فكل ميسَّر. ثم قرأ: {فأما من أعطى واتقى}. الآية).

 

[-6605-] Ali r.a.'den şöyle rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanında oturuyorduk. Elinde bir sopa vardı, sopayı yere vurup iz çıkarıyordu. Sonra: "Aranızdan hiç kimse yoktur ki cennetlik ya da cehennemlik olacağı yazılmış olmasın" dedi. Bunun üzerine bir adam: "Ey Allah'ın elçisi, biz bu yazgıya dayanıp güvenmeyelim mi?" diye sordu. O da: "Hayır, siz amel edin. Zira bunların her biri kolaylaştırılır" dedi ardından da "Artık kim (infak edip) verir ve sakınırsa, o el-Hüsna'yı da doğrularsa; Biz de ona kolayolanı kolaylaştırınz. Amma kim cimrilik eder ve kendisini müstağni görür, o el-Hüsna'yı da yalanlarsa; Biz de ona en zor olanı (isyanı) kolaylaştırınz"(Leyl, 5-10) ayetlerini okudu.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

Allah'ın emri elbette yerini bulur: Yani gerçekleşmesi kesin olan bir hükümdür. Emir kelimesi ..... ya da ........ kelimelerinden birinin tekilidir. Bu kelimelerin her biri u5 ile kullanılabilir.

 

İbnu'l-Arabi şöyle demiştir: Bu hadiste kader konusunda dinin temel meselelerinden biri yer almaktadır. Bu durum itaat ve amel etmeye engelolmadığı gibi isyankarlığa de engel değildir. Ulaşacağı kesin olmasa da yarının rızkı için beklemeye man i oluşturmaz.

 

İbn Abdilberr şöyle demiştir: Bu hadis delaleti bakımından ilim ehli nezdinde kaderle ilgili hadislerin en güzelidir. Erkek, geçimini sağlayamadığını düşünen kadının isteğine uyarak onu boşasa da boşanmış olmak kadın için bir şeyi değiştirmez. Kocası onun isteğine uysa da uymasa da kadın yine Allah'ın kendisi için takdir ettiğinden fazlasını elde edemez. Bu durum şu ayetle aynıdır: "De ki:

 

"Allah'ın bizim için yazdığından başkası asla bize isabet etmez."(Tevbe, 51)

() Yere vurmak anlamındadır.

 

Ey Allah'ın elçisi, biz bu yazgıya dayanıp güvenmeyelim mi?: Mansur'un 'rivayetinde ve aynı şekilde Şube'nin rivayetinde bu ifade "Biz bu yazgıya güvenip ameli terk edelim mi?" şeklinde ziyade ile yer alır. Bu da kadere güvenmek anlamındadır.

 

Siz amel edin. Zira bunların her biri kolaylaştırılır: Soru, amel işlemEmin zorluğundan ötürü terk edilmesi, zira her halükarda Allahın takdirinin gerçekleşeceği yönündedir. Bu soruya şöyle cevap verilmiştir: Herkes ne içinyaratıldıysa o kendisi için kolaylaştırılır, bu nedenle hiçbir zorluk yoktur. Allah'ınkolaylık dilediği kimseye amel işlemek kolay gelir.

 

Et-Tibi şöyle demiştir: Bu hikmetli bir üslupla verilmiş bir cevaptır. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara amel işlememeyi yasaklamış, kulun yapması gereken ibadetle.ri yerine getirmelerini emretmiş, gayp konularında tasarrufta bulunmalarına kızmıştır. İbadet etmeyi ya da terk etmeyi cennet veya cehenneme girmenin tek sebebi olarak görmemelerini, ibadetlerin sadece birer alamet olduğunu belirtmiştir.