DEVAM: 49. İNCEDEN İNCEYE HESABA ÇEKİLENE AZAB EDİLECEĞİ
حدثنا علي بن
عبد الله:
حدثنا معاذ بن
هشام قال:
حدثني أبي، عن
قتادة، عن
أنس، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم (ح).
وحدثني محمد
بن معمر:
حدثنا روح بن
عبادة: حدثنا
سعيد، عن
قتادة: حدثنا
أنس بن مالك
رضي الله عنه: أن
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم كان
يقول: (يجاء
بالكافر يوم
القيامة
فيقال له:
أرأيت لو كان
لك ملء الأرض
ذهباً، أكنت
تفتدي به؟
فيقول: نعم،
فيقال له: قد
كنت سُئِلت ما
هو أيسر من
ذلك).
[-6538-] Enes b. Malik (r.a.)'in nakline göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle diyordu: "Kıyamet günü kafir kişi
getirilir ve ona 'Ne dersin? Senin dünya dolusu altının olsaydı, şu azaptan
kurtulmak için onu feda eder miydin?' diye sorulur. O da 'Evet, feda ederim!'
der. Bunun üzerine ona 'Fakat senden bundan daha kolay olan şey istenilmişti!'
denilir."
حدثنا عمر بن
حفص: حدثنا
أبي قال:
حدثني الأعمش
قال: حدثني
خيثمة، عن عدي
بن حاتم قال:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (ما منكم
من أحد إلا
وسيكلمه الله يوم
القيامة، ليس
بين الله
وبينه
ترجمان، ثم ينظر
فلا يرى شيئاً
قُدَّامَهُ،
ثم ينظر بين يديه
فتستقبله
النار، فمن
استطاع منكم
أن يتقي النار
ولو بشق تمرة).
[-6539-] Adiy b. Hatim'in nakline göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurur:
"İçinizden kıyamet günü Allahu Teala'ın kendisiyle
konuşmayacağı hiç kimse yoktur. Öyle bir durumdaki kendisiyle Allah arasında
hiçbir tercüman bulunmaz. Sonra o kimse bakar, fakat önünde hiçbir şey göremez.
Sonra önüne bakar, kendisini ateş karşılar. Sizlerden her kim bir tek hurma
yarısıyla olsun ateşten korunmaya gücü yeterse bunu yapsın!"
قال الأعمش:
حدثني عمرو،
عن خيثمة، عن
عدي بن حاتم
قال: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (اتقوا
النار). ثم
أعرض وأشاح،
ثم قال: (اتقوا
النار). ثم
أعرض وأشاح
ثلاثاً، حتى
ظننا أنه ينظر
إليها، ثم
قال: (اتقوا
النار ولو بشق
تمرة، فمن لم
يجد فبكلمة
طيبة).
[-6540-] Adiy b. Hatim'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem:
"Ateşten kendinizi koruyunuz!" buyurdu. Sonra yüzünü
döndürüp çekti. Sonra "Ateşten korununuz!" buyurdu. Sonra yüzünü
bulunduğUyıerrden çevirip çekti. Bunu üç defa yaptı. Hatta biz kendisini ateşe
bakıyor zannettik. Sonra yine "Bir hurma yarısıyla bile olsa ateşten
korununuz. Bunu da bulamayan, güzel bir sözle kendini ateşten korusun!"
buyurdu.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"İnceden İnceye Hesaba Çekilene Azab Edileceği."
Başlıktaki "nukişe", "en-nakş" kökünden türemedir. Manası
dikeni battığı yerden çıkarmak demektir. Bunun açıklaması daha önce Cihad
Bölümünde geçmişti. Burada "münakaşa" kelimesinden maksat, inceden
inceye hesaba çekilmek, az ve çok ne varsa tümünün hesabını sormak ve
müsamahaya hiç yer vermemek demektir. "İntakaştu minhu hakki" yani
ondan hakkımı milimine kadar istedim demektir.
"Allahu Teala 'Kolay bir hesapla hesaba çekilecek' buyurmuyar
mu?" dedim. Ahmed b. Hanbel'in bir başka isnadla nakline göre Aişe şöyle
demiştir:
Nebi s.a.v.'in namazıarından birinde "Allahümme hasibnf
hisa ben yesfra = Ya Rabbi beni kolay bir hesapla hesaba çek!" diye dua
ettiğini duydum. Namazını bitirince "Ya Resulallah' Kolay hesap
nedir?" diye sordum. Şöyle cevap verdi: "Allah'ın kulunun amel
defterine bakması ue bunların hesabını sormamasıdır. Ya Aişe' Kim o gün inceden
inceye hesaba çekilecek olursa helak olur" buyurdu (Ahmed b. Hanbel, VI,
48)
"Kıyamet günü hesaba çekilen kimse muhakkak helak
olur." Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sonunda şöyle dedi: 'Kıyamet
günü inceden inceye hesaba çekilecek kimse muhakkak azab olunur.' Bu iki cümle
aynı manaya varır. Çünkü "muhasebe"den maksat, hesabı yazmak
demektir. Bu da münakaşayı gerektirir. Kim azab olunursa helak olur. Kurtubi
el-Müfhim'de şöyle der: Hadisteki "husibe = hesaba çekilirse" yani
inceden inceye hesaba çekilirse, "uzzibe = azab olunur" yani hesaba
çekilmesinin ortaya çıkardığı kötülüklerinin karşılığı olarak ateşte aza b
olunur, "heleke = helak olur" yani ateşte azabla helak olur demektir.
Kurtubi şöyle der: Aişe r.anha "el-hisab" sözcüğünün
zahiri manasını almıştır. Çünkü bu az ve çok her şeyin hesabının sorulması
anlamına gelir.
"Bu ancak bir arzdır." Kurtubi "bu ancak bir
arzdır" cümlesinin manasını şöyleaçıklamıştır: Ayettesözü edilen hesap,
-en-necva'daki İbn Ömer hadisinde ifade edildiği üzere- müminin amellerinin
kendisine arz edilmesidir. Böylece Allahu Teala'ın onları kendisine dünyada
iken örtme si ve ahirette affetmesi suretiyle onun lütfunu ve ihsanını anlaması
hedeflenmiştir. Kadı lyaz şöyle der: "Uzzib = azab olunur"
kelimesinin iki manası vardır. Birincisi inceden inceye hesaba çekilme,
günahların arz edilmesi, geçmişte işlenen çirkin fiilleri bildirme anlamınadır.
Azarlama aza b etmek demektir. İkinci manası ise bunun azabı hak etmeye yol
açmasıdır. Çünkü kulun Allah katından olmayan hiçbir hasenesi yoktur. Çünkü o
güzel fiili işlemeye kendisini Allah muktedir kılmış, o amel sayesinde
kendisine lütufta bulunmuş ve onları kendisine göstermiştir. Zira Allah rızası
için yapılan amel azdır. Bu ikinci manayı bir başka rivayetteki "heleke =
helak oldu" fiili teyit etmektedir.
Nevev! şöyle der: Yukarıdaki iki açıklamadan ikincisi doğrudur.
Çünkü ihmal ve kusur etmek insanlarda yaygın bir niteliktir. Her kim inceden
inceye hesaba çekilir ve müsamaha ile muamele görmezse helak olur.
Bir başkası şöyle demiştir: Ayet ve hadis arasındaki çelişki
şuradadır: Hadisin ifadesi inceden inceye hesaba çekilecek herkese azab
edileceği noktasında geneldir. Ayet ise onların bazılarına aza b edilmeyeceğini
ifade etmektedir. Bu çelişkiyi şöylece cem ve telif etmek mümkündür: Ayetteki
"hisab" kelimesinden maksat arzdır. Arz, amelleri ortaya çıkarıp,
izhar etmek ve onu işleyene günahlarını bildirmek ve sonra hesabını sormayıp,
kendisini bağışlamaktır.
"Fakat senden bundan daha kolayolan şey (yani tevhid)
istenilmişW' denilir." Ebu Umran'ın rivayetine göre ona şöyle denir:
"Sen Adem'in sulbünde iken bundan daha kalayını yani bana şirk koşmamanı
istemiştim, fakat sen bundan yüz çevirdin ve bana şirk koştun." Sabit'in
rivayetine göre ise "Senden bundan daha azını istemiştim ancak sen
yapmadın denilir ve cehenneme atılması emri verilir." Kadı lyaz şöyle
demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bununla Allahu Teala'ın "Rabbin
Ademoğul/arından, onların bel/erinden zürriyetlerini çıkardl"(Araf 172)
ayetine işaret etmektedir. Adem'in belinde iken kendilerinden alınan söz ve
misak budur. Her kim dünyaya geldikten sonfa bu sözüne sadık kalırsa o
mümindir. Kim de verdiği bu sözde durmazsa o da Yafirdir. Hadiste denilmek
istenen şudur: Senden misakı aldığımda bunu isteq.ir.ı, ancak seni dünyaya
çıkardığımda bundan vazgeçtin ve şirke düşmekten başkasını yapmadın.
Burada yer alan "irade" kelimesin,dtm maksat, talep de
olabilir. Buna göre mana sana emrettim ancak yapmadın' demek olur:- Çünkü;
Allahu Teala'ın mülkünde ancak onun dilediği olur.
Bazıları "irade" fiilinin iki şey karşılığında
"irade-i 'takdir" ve "irade-i rıza" manasında olduğunu
söylemişlerdir: İkincisi birincisine göre daha dar çerçevelidir. Doğruyu en iyi
Allahu Teala bilir.
İmam Nevev! şöyle demiştir: Bu hadisten çıkan sonçlardan birisi
insanın "yekulu'lclahu = Allah söylüyor" demesinin caizliğidir. Ancak
bazıları bunu mekruh görmüşler ve caiz olanın sadece "kala'I-lahu=Allah
dedi ki" olduğunu söylemişlerdir. Ancak bu görüş, şaz, selef ve halef
alimlerin görüşlerine muhaliftir. BirçQk hadis bizim yaklaşımımızı teyit
etmektedir. Allahu Teala "Vallahu yekOlu'lhakka ve hüve yehdi's-sebf/=
Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola o eriştirir"(Ahzab 4)
buyurmaktadır.
"Sizlerden her kim bir tek hurma yansıyla olsun ateşten
korunmaya gücü yeterse bunu yapsın." Yani çok basit bir şeyle bile olsa sadaka
ve iyilik ederek c.teşle aranıza koruyucu bir şey koyun.
"i"I.teşten kendinizi koruyunuz' buyurdu, sonra yüzünü
döndürüp. çekti."
Hadis metnindeki "eşaha" ateşten kaçındığını gösterdi
demektir.,
İbnü't-Tıyn "eşaha" yüz çevirdi "e büzüldü
demektir. Bazıları ateşin kendisine gelmesinden korkan kimsenin _ -ıJtığı gibi
yüzünü çevirdi demişlerdir. Bizim kanaatimize göre birinci mana daha
isabetlidir. Çünkü yüzünü çevirme manası "a'rada" fiilinden
anlaşılmaktadır.
Hadisten Çıkan Sonuçlar
1- İbn Ebi Cemre şöyle demiştir: Bu hadis, az bile olsa
sadakanın kabul edileceğine delildir. Hadiste sadaka "hoş kazanç"
şeklinde kayıtlanmıştır.
2- Hadis, az bir sadaka veya başka iyiliği küçük görmemek
gerektiğini işaret etmektedir.
3- Bu hadis, tühd ehli kimseleri destekleyen bir delildir. Çünkü
onlar, yüzünü sağa ve sola çeviren helak olacaktır demişlerdir. Bu hüküm
hadiste sözü edilen kişinin sağına ve soluna bakmasından anlaşılmaktadır ki
hadiste geçen ifadeyle "iltifat"ın şekli budur. Bundan dolayı o kişi
önüne baktığında kendisini ateş karşılamıştır.
4- Hadis, mahşerde bekleyen kimselere cehennem ateşinin yakın
olduğuna delildir. İbn Hübeyre şöyle demiştir: Burada "güzel bir söz"
den maksat hidayeti gösteren, aşağılık bir şeye engelolan veya iki kişi arasını
düzelten ya da birbiriyle anlaşmazlık halinde olan iki kişi arasında hüküm
veren ya da bir problemi çözen veya kapalı bir şıoyi açığa çıkaran ya da öfkeli
bir kimseyi savuşturan veya gazaba kapılmış birisini sakinleştiren söz
demektir. Doğruyu en iyi Allahu Teala bilir.