باب: طلوع
الشمس من
مغربها.
40. GÜNEŞİN BATIDAN DOĞMASI
حدثنا أبو
اليمان:
أخبرنا شعيب:
حدثنا أبو الزناد،
عن عبد
الرحمن، عن
أبي هريرة رضي
الله عنه:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (لا
تقوم الساعة
حتى تطلع
الشمس من مغربها،
فإذا طلعت
فرآها الناس
آمنوا أجمعون،
فذلك حين: {لا
ينفع نفساً
إيمانها لم
تكن آمنت من
قبل أو كسبت
في إيمانها
خيراً}.
ولتقومَنَّ
الساعة وقد
نشر الرجلان
ثوبهما
بينهما فلا
يتبايعانه،
ولا يطويانه،
ولتقومَنَّ
الساعة وقد
انصرف الرجل
بلبن لِقحته
فلا يطعمه، ولتقومَنَّ
الساعة وهو
يليط حوضه فلا
يسقي فيه،
ولتقومَنَّ
الساعة وقد
رفع أكلته إلى
فيه فلا
يطعمها).
[-6506-] Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Güneş batıdan doğuncaya kadar kıyamet kopmaz." Güneş
batıdan doğduğu zaman insanların hepsi onu görürler de toptan iman ederler.
İşte bu "Rabbinin bazı alametleri geldiği gün önceden inanmış ya da
imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık imanı bir fayda
sağlamaz"(En'am 158) diye haber verdiği zamandır. Muhakkak ki kıyamet
şüphesiz kopacaktır; Öyle bir halde ki alım satım için satıcı ile müşteri
aralarında kumaşlarını yaymış olacaklar da alım satım yapamadan ve kumaşlarını
da düremeden ansızın kopacaktır. Yine muhakkak kıyamet kopacaktır. Şöyle ki
kişi sağımlı devesinin sütünü sağıp getirdiği halde onu tadıp içemeden ansızın
kopacaktır. Yine kıyamet şüphesiz kopacaktır. Öyle bir halde ki kişi su
havuzunu sıuayıp, tamir edecekfakat kıyamet ansızın kopacak da havuzun suyunu
kullanmak nasip olmayacaktır. Kıyamet muhakkak kopacak; Öyle bir çabukluktaki
sizden herhangi birisi yemek yerken lokmasını ağzına kaldıracak, fakat kıyamet
ansızın kopacak da o lokmayı yiyemeyecektir."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamış olan
kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz." Taberi şöyle demiştir: Ayetin
manası; güneş batıdan doğmadan önce iman etmemiş olan kafire doğduktan sonraki
imanı fayda sağlamaz. Güneş batıdan doğmadan önce salih amel işlememiş olan
mu'mine güneş doğduktan sonra salih ameli fayda vermez. Çünkü o esnadaki imanın
ve salih amelin durumu canın boğaza geldiği esnadaki iman ve amelin hükmü
gibidir. Şöyle ki bu iman ve amel hiçbir fayda sağlamaz. Nitekim Allahu Teala
"Fakat azabımızı gördükleri zaman imanlan kendilerine bir fayda
vermeyecektir"(Mu'min 85) buyurmaktadır. Bir sahih hadiste de "Kulun
tövbesi canı boğazına gelmedikçe kabulolunur" denilmektedir.(İbn Mace,
Zühd; Hakim, Müstedrek, ıV, 287) İbn Atıyye şöyle demiştir: Bu hadis,
"yevme ye'ti ba'du ayati Rabbike = Rabbinin bazı alametleri geldiği
gün" ayetindeki "ba'du" kelimesinden maksadın güneşin batıdan
doğması olduğuna delildir. Çoğunluk bu görüşü benimsemiştir.
Kadİ iyad şöyle der: Ayetin manası bundan sonra yapılacak tövbe
herhangi bir fayda sağlamaz. Aksine herkesin ameline o durumla mühür vurulur,
demektir. Bunun hikmeti şudur: Güneşin batıdan doğması alemin değişikliğe
başlamasıyla kıyametin kopmasının ilk başladığı andır. Bu görüldüğünde zaruri
(zorunlu) iman hasıl olur ve gayba iman ortadan kalkar. Bu, tıpkı canın boğaza
geldiği andaki imana benzer. Bu esnadaki iman da fayda sağlamaz. Güneşin
batıdan doğduğunu görmek de canın boğaza gelmesi gibidir. İbnü'l-Müneyyir,
el-İntisaf isimli eserde buna şöyle cevap vermiştir: [Not aşağıda]
Belagat ilminde bu üsluba "lef" denilir. Ayetin aslı
şöyledir: Rabbinin bazı alametleri geldiği gün bundan önce mu'min olmamış hiç
kimseye (bundan sonraki) imanı ve bundan önce hayır kazanmamış kimseye de hayn
fayda vermez. Burada iki cümle birbiriyle lef edilmiş ve icaz olsun diye bir
tek cümle haline getirilmiştir. Bu açıklamayla ayetin ehl-i hakkın (ehl-i
sünnetin) mezhebi ile çelişmediği ortaya çıkmaktadır. Netice olarak alametlerin
ortaya çıkmasından önceki iman, -ebediliği kazanmaya vesile olsa bile- bundan
sonraki hayır işleme, herhangi bir fayda sağlamaz. Ayet Zemahşerı'nin mezhebine
(Mu'tezile) delaletten ziyade, onu redde daha uygundur.
İbnü'l-Hacib, Emailsinde şöyle der: Alamet gelmeden önce iman
etmek bundan başka salih amel olmasa bile fayda verir. Ayetin manası şöyledir:
Alametten önce iman yoksa veya iman olduğu halde amel yoksa o kişiye bundan
sonraki imanı ve salih ameli fayda sağlamaz. Allahu Teala bunlar bilindiği için
ifadeyi muhtasar Ç)larak kullanmıştır. Tıybı bu konuda imamların görüşlerini
naklettikten sonra şöyle der: Esas alınması uygun olan İbnü'I-Müneyyir ve
İbnü'I-Hacib'in görüşleridir. Buna göre mana şöyledir: Rabbinin bazı alametleri
geldiği gün bundan. önce iman etmemiş olan kimseye bundan sonraki imanı fayda
vermediği gibi, bu imanı ile alametten sonra yapacağı salih amelin benzeri daha
önce salih amel işlemeyen nefse de imanı fayda sağlamaz. İbnü'l-Hacib şöyle
devam eder:
Bu açıklama ile ehl-i sünnetin görüşü ortaya çıkmaktadır. Netice
olarak alametlerin ortaya çıkmasından sonra kazanılacak olan hayır fayda
vermez. Çünkü bundan sonra tövbe kapısı kapanmış, amel defterleri ve hafaza
melekleri kaldırılmıştır. Alametıerin zuhur etmesinden önceki iman ise
genelolarak sahibine fayda verir.
"Yülıtu havdahu = su havuzunu sıvayıp,tamir ediyor." Bu
kelimenin aslı "elata havdahu" şeklindedir. Manası taş topladı ve
onları havuz gibi yaptı. Sonra içinde suyun tutulması için taşların
aralarındaki boşlukları çamur ve benzeri bir şeyle kapatıp sıvadı demektir.
Fiilin aslı budur. Bazen havuzda çatlaklar oluşur ve kişi içine su doldurmadan
o çatlakları çamurla sıvar. Bütün bunlar Allahu Teala'ın "Ui te'tfkum illa
bağteten = o size ansızın gelecektir"(A'raf 187) ayetinde olduğu gibi
kıyametin ansızın kopacağına işaret etmektedir .
[Not:]
Eser öyle ihtisar edilmiş ki neye cevap verildiği ancak
orjinaline bakıldığında anlaşılmaktadır.
Mu'tezile'ye göre el-En'am 158 ayetine göre kıyamet
alametlerinden önce iman etmemiş ve salih amel işlememiş kimselere, bundan
sonraki imanları fayda vermeyecektir"Bu açıdan alametlerden önce sadece
iman etmiş kimseye -salih ameli yoksa- o imanı fayda vermeyecektir.
Mu'tezile'ye göre iman ve salih amel birbirinden ayrılmaz. Ehl-i sünnetin
cevabı yukarıda metinde özet olarak yer almaktadır.