SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’R-RİKAK

<< 2099 >>

باب: حفظ اللسان.

23. DILI MUHAFAZA ETME

 

وقول النبي صلى الله عليه وسلم: (من كان يؤمن بالله واليوم الآخر فليقل خيراً أو ليصمت).

Nebi s.a.v. "Allah'a ve ahiret gününe iman eden hayır söylesin veya sussun",

 

وقوله تعالى: {ما يلفظ من قول إلا لديه رقيب عتيد} /ق: 18/.

Allahu Teala "İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın"(Kaf 18) buyurmuştur.

 

 

حدثنا محمد بن أبي بكر المقدمي: حدثنا عمر بن علي: سمع أبا حازم، عن سهل بن سعد،

 عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (من يضمن لي ما بين لحييه وما بين رجليه أضمن له الجنة).

 

[-6474-] Sehl İbn Sa'd'ın nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Her kim iki çene kemiği arasındaki (dili)ni ve iki budu arasında bulunan (organ)'ı (kötülükten korumayı) bana garanti ederse ben de ona cenneti garanti ederim!" buyurmuştur.

 

 

حدثني عبد العزيز بن عبد الله: حدثنا إبراهيم بن سعد، عن ابن شهاب، عن أبي سلمة، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (من كان يؤمن بالله واليوم الآخر فليقل خيراً أو ليصمت، ومن كان يؤمن بالله واليوم الآخر فلا يؤذ جاره، ومن كان يؤمن بالله واليوم الآخر فليكرم ضيفه).

 

[-6475-] Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

"Allah'a ve ahiret gününe iman eden hayır söylesin veya sussun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden konuşursa eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden konuğuna ikram etsin!" buyurmuştur.

 

 

حدثنا أبو الوليد: حدثنا ليث: حدثنا سعيد المقبري، عن أبي شريح الخزاعي قال: سمع أذناي ووعاه قلبي:

 النبي صلى الله عليه وسلم يقول: (الضيافة ثلاثة أيام، جائزته). قيل: ما جائزته؟ قال: (يوم وليلة، ومن كان يؤمن بالله واليوم الآخر فليكرم ضيفه، ومن كان يؤمن بالله واليوم الآخر فليقل خيراً أو ليسكت).

 

[-6476-] Ebu Şureyh el-Huzaİ şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu hadisi tebliğ ederken iki kulağım söylediklerini işitti ve kalbim de ezberledi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Konukluk üç gündür. Onlardan biri caizesidir" buyurdu. "Konuğun caizesi (yani mutat üstü ikramı) nedir?" denildi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Konuğun mutat üstü ikramı (caizesi) bir gün ve bir gecedir. Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa konuğuna ikram etsin. Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa hayır söylesin veya sükQt etsin!" buyurdu.

 

 

حدثني إبراهيم بن حمزة: حدثني ابن أبي حازم، عن يزيد، عن محمد بن إبراهيم، عن عيسى بن طلحة التيمي، عن أبي هريرة:

 سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: (إن العبد ليتكلم بالكلمة، ما يتبين فيها، يزل بها في النار أبعد مما بين المشرق).

 

[-6477-] Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Kul bazen manasını düşünmeden bir söz söyler de o söz sebebiyle cehennemin içinde güneşin doğduğu yer ile battığı yer arasından daha uzak bir derinliğe kayıp gider!"

 

 

حدثني عبد الله بن منير: سمع أبا النضر: حدثنا عبد الرحمن بن عبد الله، يعني ابن دينار، عن أبيه، عن أبي صالح، عن أبي هريرة،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (إن العبد ليتكلم بالكلمة من رضوان الله، لا يلقي لها بالاً، يرفع الله بها درجات، وإن العبد ليتكلم بالكلمة من سخط الله، لا يلقي لها بالاً، يهوي بها في جهنم).

 

[-6478-] Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

 

"Bir kul, Allah'ın hoşnut olduğu kelimelerden bir kelimeyi önem vermeyerek söyler de Allah o kimseyi bu kelime sebebiyle birçok derecelere yükseltir. Bir kul da Allah'ı öfkelendirecek kelimelerden bir kelimeyi hiç önem vermeden söyler de kendisi o kelime sebebiyle cehennemin içine düşer!"

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Dili muhafaza etme." Yani lisanı şer'an konuşmak caiz olmayan şeylerden muhafaza etmek. Bunlar kişinin o sözleri ağzına almaya hiç ihtiyacı olmayan sözlerdir.

 

Ebü'ş-Şeyh'in Kitabu's-Sevab'da, Beyhakıınin Şuabu'l-İman'da Ebu Cuhayfe'den yaptıkları nakle göre Resulullah s.a.v. "Amellerin Allah'a en sevimli olanı dili muhafazadır" demiştir.

 

"Allahu Teala'ın 'İnsan hiçbir söz söylem ez ki yanında gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın. '(Kaf 18) sözü." Bu ayette geçen "er-rakıb" muhafaza eden, "el-atıd" hazır bulunan demektir. Susmanın faziletine dair birçok hadis gelmiştir. Bunlardan birisi Süfyan İbn Abdullah es-Sakafı'nin şu rivayetidir: Resulullah'a "Benim açımdan endişe ettiğin en korkunç şey nedir?" diye sordum. Resulullah s.a.v. "Budur" dedi ve dilini tuttu (Tirmizı, Zühd) Tirmizı bu hadisi hasen-sahih şeklinde değerlendirmiştir. İman Bölümünde "Müslüman, Müslümanların lisanından ve elinden salim olduğu kimsedir" ifadesi daha önce geçmişti. Ahmed İbn Hanbel'in, sahihtir değerlendirmesi ile İbn Hibban'ın, el-Bera'dan yaptıkları nakle göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Hayır söylemek hariç dilini tut" buyurmuştur.(Ahmed İbn Hanbel, LV, 299; İbn Hibban, Sahih, II, 97) Ukbe İbn Amir şöyle anlatmıştır: Resulullaha "Kurtuluş nedir?" diye sordum. Bana "Dilini tut" diye cevap verdi. Bu hadisi Tirmizı nakletmiş ve hasendir değerlendirmesinde bulunmuştur.(Tirmizı, Zühd) Muaz'ın naklettiği bir hadise göre Resulullah "Bütün işin özünü sana haber vereyim mi? Bunu tut" dedi ve diline işaret etti. Ben "Ya Resulallah! Bizler bnuştuğumuz şeylerden hesaba çekilecek miyiz?" dedim. Resulullah "İnsanları yüz üstü cehenneme atan dilleriyle kazandıklarından başka nedir ki?" buyurdu. Bu hadisi Ahmed İbn Hanbel, sahihtir değerlendirmesiyle Tirmizı, Nesaı ve İbn Mace rivayet etmişlerdir.(Ahmed İbn Hanbel, V, 231, 236, 237; Tirmizı, İman; Nesaı, es-Sünenu'l-Kübra, VI, 428; İbn Mace, Fiten)

 

Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah "Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyi terketmesi güzel Müslümanlığındandır" buyurmuştur. Bu hadisi Tirmizı nakletmiş ve hasendir değerlendirmesinde bulunmuştur.(Tirmizi, Zühd)

 

"Men yadman = kim garanti eder." Kelime masiyeti terk etme sözünde durma anlamına "ed-daman"dan türemiştir. Hadiste "ed-daman" kullanılmış ve bununla kelimenin lazimı manası kastedilmiştir. Bu mana dil üzerindeki hakkı ifa etmektir. Buna göre hadisin manası şöyle olmaktadır: Her kim dili üzerindeki gerekli olan şeyleri konuşup, gereksiz şeyleri konuşmamak şeklindeki hak ile cinsel organı üzerindeki onu helal yolda kullanıp, haramdan kaçınma şeklindeki hakkı ifa ederse, ben de ona cenneti garanti ederim.

 

"Lahyeyhi." Bu ağzın iki yanındaki kemikler anlamına gelir. Hadiste kastedilen bu ikisi arasındaki dil ve onunla sağlanan konuşma, iki bacağı arasındakinden maksat da cinselorgandır.

 

İbn Battal şöyle demiştir: Hadis dünyada kişinin başına gelebilecek belanın en büyüğünün dilinden ve cinselorganından kaynaklandığını göstermektedir. Her kim bu iki organın şerrinden korunursa kötülüğün en büyüğünden korunmuş olur.

 

Ebu Hureyre'nin naklettiği ikinci hadisin açıklaması Edeb Bölümünün baş taraflarında geçmişti. Bu hadiste misafire ikram etme, ona eziyet etmeme tavsiye edilmektedir. Hadiste "Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya hayrı söylesin ya da sussun" buyurulmuştur. Ebu Şureyh'in rivayet ettiği üçüncü hadiste de yine misafire üç gün ikram edileceği e bir de mutat üstü bir ikram (caize) söz konusu olduğu bildirilmiştir. Caizenin ne olduğu sorulduğunda bunun bir gün ve bir gece olduğu şeklinde cevap verilmiştir.

 

"Kul bazen manasını düşünmeden bir söz söyler de ... " Bu cümledeki "elkelime" ister uzun, ister kısa hayır veya şer olarak anlaşılan söz demektir. "Kelimetu'ş-şahade = Şehadet sözü" buna örnektir. Nitekim kasideye de "kelimetu fulanin = filancanın sözü" denilir.

 

"Ma yetebeyyenu fıha = manasını düşünmeden" yani manasını talep etmeksizin, bir başka ifadeyle o mana üzerinde acele etmeden dikkatli davranmış olmak için ve ancak masıahat ortaya çıktığında onu söylemiş olmak için düşünce bazında araştırmadan ve üzerinde düşünmeden demektir.

 

"Yezellu biha" yani düşer, ayağı kayar.

 

İbn Abdilberr şöyle der: İnsanın cehenneme yuvarlanmasına sep olan söz, zalim sultanın yanında söylediği sözdür. İbn Battal bu cümleye haksız yere veya Müslümanın aleyhine çalışarak zalim sultanın yanında söylediği sözdür ilavesinde bulunmuştur. Bu söz -söyleyen bunu kastetmemiş bile olsa- o kişinin helakine sebeptir. Kişi bunu kastetmemiş bile olsa bazen bu sakıncalı duruma yol açabilir ve onun günahı söyleyenin üzerine yazılır. Dereceleri yükselten ve Allah'ın rızasının yazılmasına sebep olan söz ise bir Müslümandan herhangi bir haksızlığı gideren veya bir sıkıntısını ortadan kaldıran ya da bir mazluma yardım etme sağlayan sözdür.

 

Bir başkası şöyle demiştir: Bu söz sultan sahibinin yanında Allah'ı gazaplandırmak pahasına onu hoşnut eden sözdür. İbnü't-Tıyn şöyle der: Çoğunlukla olan budur. Bazen otorite sahibi olmayan fakat kendisinden sultandan gelebilecek faydaların gelebileceği kimselerin nezdinde de söylenebilir.

 

Kadı lyaz şöyle demiştir: Bu sözün müstehcen ve çirkin söz olma, bir Müslümana üstü kapalı büyük günah işleme iftirası veya akıl hastası olduğu iftirası ya da içinden inanmasa da Nebiliği ve dini hafife alma sözleri olma ihtimali de vardır.

 

Nevevı şöyle der: Bu hadis dili muhafaza etmeye teşvikte bulunmaktadır.

 

Dolayısıyla konuşmak isteyen kimsenin söz ağzından çıkmadan önce söyleyeceği şeylerin üzerinde iyice düşünmesi uygun olur. Konuşacağı sözde bir masıahat ve menfaat ortaya çıkarsa konuşur. Aksi takdirde susar. İkinci ve üçüncü hadisin açıkça ifade ettiği şeyin bu olduğunu belirtmiş olalım.

 

"Yehvı" kelimesi hakkında Kadı lyaz düşerek cehennemi boylar demiştir .