SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’R-RİKAK

<< 2098 >>

باب: ما يكره من قيل وقال:

22. DEDİKODUNUN ÇİRKİN GÖRÜLMESİ

 

حدثنا علي بن مسلم: حدثنا هشيم: أخبرنا غير واحد، منهم مغيرة وفلان ورجل ثالث أيضاً، عن الشعبي، عن ورَّاد، كاتب المغيرة بن شعبة: أن معاوية كتب إلى المغيرة: أن اكتب إلي بحديث سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم، قال: فكتب إليه المغيرة:

 إني سمعته يقول عند انصرافه من الصلاة: (لا إله إلا الله وحده لا شريك له، له الملك وله الحمد، وهو على كل شئ قدير). ثلاث مرات، قال: وكان ينهى عن قيل وقال، وكثرة السؤال، وإضاعة المال، ومنع وهات، وعقوق الأمهات، ووأد البنات.

وعن هشيم: أخبرنا عبد الملك بن عمير قال: سمعت ورَّاداً يحدث هذا الحديث، عن المغيرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

 

[-6473-] Muğire İbn Şu'be'nin nakline göre Muaviye İbn Ebi Süfyan kendisine "Benim için Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den işitmiş olduğun bir hadis yaz" diye mektup yolladı. Bunun üzerine Muğire de Muaviye'ye şunları yazdı:

 

Ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namazdan çıkmasının akabinde üç kere şunları söylediğini işittim:

 

'La ilahe illallahu vahdehu la şerike lehu, lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdu ve huve ala kulli şey'in kadir == Bir olan Allah'tan başka ilah yoktur. Onun ortağı yoktur. Mülk onundur. Hamd ona mahsusutur. O her şeye kadirdir.' Ve yine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem

 

''Kİyle ve kale yi (dedikodu), çok soru sormayı, mal telef etmeyi, analara itaatsizlik etmeyi, kızları diri diri toprağa gömmeyi yasakladı" diye yazdı.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Dedikodunun çirkin görülmesi." Bundan maksat Hz. Nebi'in içinde fayda olmayan sözü yasaklamış olduğudur. Bazıları, söylenmek istenenin insanların sözlerini nakletme ve bunu araştırmalarıdır kanaatini benimsemiştir. Mesela bir kimsenin kendisinden nakledilmesinden hoşlanmadığı halde "Filanca şöyle dedi", "Onun hakkında şöyle dendi" denmesi buna örnektir. Bazıları ise hadiste getirilen yasaklık herhangi bir olay hakkında alimlerden birçok görüş nakledip, sonra tercih ettirici bir sebep olmaksızın bunlardan birine göre amel etmek veya ağır basan görüşü beyan etmek maksadıyla araştırmada bulunmadan ve ihtiyatlı olmaksızın bunları mutlak olarak söylemektir. Çok soru sorma yasaklığı, talepte ısrarı ve kişiyi ilgilendirmeyen şeyi sormayı da kapsar.

 

Yasaklıktan maksat, "Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın"(Maide 101) ayetinin hakkında indiği meselelerdir denilmiştir. Bazılarına göre ise bu yasaklık, dini meseleleri n (ihtiyaç yokken) detayına girmeden ileri gitmeyi kapsar. İmam Malik'in şöyle dediği nakledilir: Allah'a yemin olsun ki ben meseleleri füruuna ayırma tavrınızdan korkuyorum. Buradan hareketle selef alimlerinden bir grup henüz meydana gelmemiş olayların hükmünü sormayı -dinde zorlama, zor beğenen, zaruret yokken zanna dayanarak hüküm verme gibi sakıncalar içerdiğinden- mekruh görmüşlerdir.

 

Bu konuların birçoğu Salat Bölümündeki hadis açıklanırken geçmişti ve orada çok soru sorma yasaklığının mal konusunda olduğundan söz edilmişti. Bazıları "Malı telef etme" ifadesine uygun düştüğü için bu yaklaşımı tercih etmişlerdir.