باب: في الأمل
وطوله.
4. ARZULARıN ÇOK OLMASI (TUL-İ EMEL)
وقول الله
تعالى: {فمن
زحزح عن النار
وأدخل الجنة
فقد فاز وما
الحياة
الدنيا إلا
متاع الغُرور}
/آل عمران: 185 /.وقوله:
{ذرهم يأكلوا
ويتمتعوا
ويلههم الأمل
فسوف يعلمون}
/الحجر: 3/.
Allahu Teala "Her insan ölümü tadacaktır. Kıyamet günü,
ecirleriniz size mutlaka ödenecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan
kimse artık kurtulmuştur. Dünya hayatı, zaten, sadece aldatıcı bir geçinmeden
ibarettir.(AI-i İmran 185) "Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş
ümit onları oyalaya dursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler"(Hicr 3)
buyurmuştur.
وقال علي بن
أبي طالب:
ارتحلت
الدنيا
مدبرة، وارتحلت
الآخرة
مقبلة، ولكل
واحدة منهما
بنون، فكونوا
من أبناء
الآخرة، ولا
تكونوا من أبناء
الدنيا، فإن
اليوم عمل ولا
حساب، وغداً حساب
ولا عمل .{بمزحزحه}
/البقرة: 96/:
بمباعده.
Ali İbn Ebi Talib r.a. şöyle demiştir: Dünya geride bırakıp
gitti, ahiret bize doğru geldi. Bunların her birinin adamları vardır. Siz
dünyanın değil ahiretin adamlarından olun. Zira bugün hesap değil amel günü,
yarınsa amel değil hesap günüdür.(Bakara 96)
حدثنا صدقة
بن الفضل:
أخبرنا يحيى
بن سعيد، عن
سفيان قال:
حدثني أبي، عن
منذر، عن ربيع
بن خثيم، عن
عبد الله رضي
الله عنه قال:
خط
النبي صلى
الله عليه
وسلم خطاً
مربعاً، وخط
خطاً في الوسط
خارجاً منه،
وخط خططاً صغاراً
إلى هذا الذي
في الوسط من
جانبه الذي في
الوسط، وقال:
(هذا الإنسان،
وهذا أجله
محيط به - أو: قد
أحاط به - وهذا
الذي هو خارج
أمله، وهذه
الخطط الصغار
الأعراض، فإن
أخطأه هذا
نهشه هذا، وإن
أخطأه هذا
نهشه هذا).
[-6417-] Abdullah r.a.'dan şöyle anlatıyor: Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir dikdörtgen çizdi, ortasına bir çizgi ve bunun
etrafına da birkaç kısa çizgi daha çizdi. Buyurdu ki,
"Bu insan, bu da onun eceli ve etrafını sarmış, bu dışarıdaki
de onun arzuları, bu kısa çizgiler ise ona sarılmış durumda. Eğer bu insan bu
tarafa giderse ona bu, öbür tarafına giderse de bu isabet eder".
حدثنا مسلم:
حدثنا
همَّام، عن
إسحق بن عبد
الله بن أبي
طلحة، عن أنس
قال:
خط
النبي صلى
الله عليه
وسلم خطوطاً،
فقال: (هذا الأمل
وهذا أجله،
فبينما هو
كذلك إذ جاءه
الخط الأقرب).
[-6418-] Enes r.a.'in anlattığına göre ise: Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem birkaç çizgi çizdi ve "Bu insanın
arzu-istekleri, bu da ecelidir. İnsan bu ikisi arasında böyle (zor durumda)
kalır. Zira hangi tarafa adım atsa o tarafındaki hata yaklaşmış olur".
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Arzuların çok olması" ifadesinde arzu, insanın
sevdiği uzun ömür, zenginlik gibi istek ve ümitleridir. Bir bakıma temenni de denilebilir.
Temenni ile arzu farklıdır diyenler de vardır. Zira arzu-istek, temenninin
aksine belli bir sebebe dayanmaktadır. Bazılarına göre insan arzusuz ve ümitsiz
yaşayamaz, zira ümidini kaybedenin istekleri temenniden öteye geçemez.
Bazılarına göre ise, istek şahsın bir iradesi olup şahsın bir şeyelde etmesi
ancak o isteğin olmasına bağlıdır. İsteği olmayan hiçbir şeyelde edemez.
Ulemanın çoğu "Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş
ümit onları oyalaya dursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler" (el-Hicr
3)" ayetinin umumi bir ifade olduğunu söylemişse de bir grup ilim adamı,
bu ayetin kafirler hakkında nazil olduğunu, buradaki emrin de onları tehdit ve
dünya lezzetlerine daimaları sebebiyle sert bir uyarı olduğunu söylemiştir.
Arzu ve isteklerin çok olması hakkında Enes'ten r.a. şu merfu
hadis naklediimiştir: "Dört iş bedbahtlıktır: Gözlerin donması, kalbin
kirlenmesi, arzu ve isteklerin artması ve dünyaya hırsın artması (Bezzar
rivayet etmiştir)
Abdullah İbn Amr'den r.a. de şu merfu hadis naklediimiştir:
"Bu ümmetin ewelinin salaha kavuşmuş olması züht ve yakin (sağlam iman)
ile sonunun helak olması da cimrilik ve bitmek bilmez istekler ile olmuştur
(Taberani ve İbn Ebi'd-Dünya rivayet etmiştir)".
Arzu ve istekleri azaltmanın gerçek züht olduğu söylenmiştir.
Ancak arzu ve istekleri azaltmanın zühdün sebebi olduğunu söylemek daha doğru
olacaktır. Zira isteklerini azaıtanın takvası artar. Arzu ve isteklerin
artmasıyla ibadete karşı soğukluk ve tembellik ortaya çıkar, tövbeler
ertelenir, dünyaya rağbet artar, ahiret unutulur ve kalpleri kasvet bürür.
Çünkü "Onların arzu-istekleri çoğalınca kalplerini kasvet kapladı"
ayetinde ifade buyrulduğu gibi ancak ölümü, kabri, sevap-günahları ve kıyamette
olacakları hatırlamakla kalbin yumuşaması ve berrakıaşması gerçekleşir.
Arzu ve istekleri az olan kimsenin gam-endişelerinin azalacağı
ve kalbinin nurlanacağı söylenmiştir. Zira böyle bir kişi ölüme
hazırlandığından dolayı ibadetler için çaba sarfeder, gamları azalır ve aza
razı olmaya başlar.
İbnü'l-Cevzı şöyle der: Arzu-istek insanlar için pek hoş
değildir. Ama ulema bundan müstesnadır. Zira onlar istekli olmasalardı
telif-tasnif işleri.,i yapamazlardı. Başkaları da şöyle demişlerdir:
"Yetişkin insanın kalbi genç olarak her zaman dünya sevgisi ile arzu ve
isteklerle doludur" hadisinde ifade edildiği gibi arzu-istek bütün
insanoğlunun tabiatında vardır. Bu hadis-i şerifte ince bir nokta vardır. Zira
arzu-istek olmasaydı kimse eğlenemez ve dünya işlerinden haz alamazdı. Burada
olumsuz olan bu istekleri serbest bırakmak ve ahireti için hazırlık
yapmamaktır. Bu duruma düşmeye kimseye isteklerinden tamamen arınma teklif
edilmez. Hadis-i şerifte de insanlar istekleri azaltmaya ve ahiret için
hazırlanmaya teşvik edilmiştir. Kötü akıbet mübalağa yoluyla, zehirli yılan
sokması diye ifade edilmiştir.