SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’D-DEAVAT

<< 2072 >>

باب: الدعاء على المشركين.

58. MÜŞRİKLERE BEDDUA

 

وقال ابن مسعود: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (اللهم أعني عليهم بسبع كسبع يوسف   ).وقال: (اللهم عليك بأبي جهل).

İbn Mes'ud'dan nakledildiğine göre Resulullah s.a.v. şöyle dua etmiştir: "Allah'ım! Yusuf'a yardım ettiğin yedi yıl gibi bana da yedi yıllık bir yardım ver. Allah'ım! Ebu Cehil'i sana havale ediyorum".

 

وقال ابن عمر: دعا النبي صلى الله عليه وسلم في الصلاة: (اللهم العن فلاناً وفلاناً). حتى أنزل الله عز وجل: {ليس لك من الأمر شيء} /آل عمران: 128/.

İbn Ömer de  Nebi s.a.v.'in namazda "Allah'ım! Falan ve falana lanet et" diye beddua ettiğini; sonunda Allah'ın "Onların durumu hakkında senin bir sorumluluğun yok" (Al-i İmran 128) ayetini indirdiğini söylemiştir.

 

 

حدثنا ابن سلام: أخبرنا وكيع، عن ابن أبي خالد قال: سمعت ابن أبي أوفى رضي الله عنهما قال:

 دعا رسول الله صلى الله عليه وسلم على الأحزاب، فقال: (اللهم منزل الكتاب، سريع الحساب، اهزم الأحزاب، اهزمهم وزلزلهم).

 

[-6392-] İbn Ebi Evfa'dan aktarıldığına göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem düşmanlarına şöyle beddua etmiştir:

 

"Kitab'ı indiren, hesabı hızlı gören, düşmanları mağlup eden Allahım! Bu düşmanları mahvet ve onları sarsıntıya uğrattı.

 

 

حدثنا معاذ بن فضالة: حدثنا هشام بن أبي عبد الله، عن يحيى، عن أبي سلمة، عن أبي هريرة:

 أن النبي صلى الله عليه وسلم كان إذا قال: (سمع الله لمن حمده) في الركعة الآخرة من صلاة العشاء قنت: (اللهم أنج عياش بن أبي ربيعة، اللهم أنج الوليد بن الوليد، اللهم أنج سلمة بن هشام، اللهم أنج المستضعفين من المؤمنين، اللهم اشدد وطأتك على مضر، اللهم اجعلها عليهم سنين كسني يوسف).

 

[-6393-] Ebu Hureyre r.a.'den nakledildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem akşam namazının son rekatında rükudan doğrulduktan sonra kunut okurdu. Şöyle derdi:

 

"Allahım! Velid İbn Velid'i, Seleme İbn Hişam'ı, zulme uğramış mu'minleri kurtar. Mudar'a karşı şiddetli davran. Onlara Yusuf için verdiğin yedi yılı ver",

 

 

حدثنا الحسن بن الربيع: حدثنا أبو الأحوص، عن عاصم، عن أنس رضي الله عنه:

 بعث النبي صلى الله عليه وسلم سرية يقال لهم القُرَّاء فأصيبوا، فما رأيت النبي صلى الله عليه وسلم وجد على شيء ما وجد عليهم، فقنت شهراً في صلاة الفجر، ويقول: (إن عُصَيَّة عصوا الله ورسوله).

 

[-6394-] Enes İbn Malik'ten rivayet edildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kurralardan oluşan bir seriyye gönderdi. Onlar pusuya düşürülüp öldürüldüler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i o zaman üzüldüğü kadar hiç üzgün görmemiştim. Bir ay boyunca sabah namazlarında kunut okudu.

 

"Usayya kabilesi Allah'a ve Resulüne isyan etti" derdi.

 

 

حدثنا عبد الله بن محمد: حدثنا هشام: أخبرنا معمر، عن الزُهري، عن عروة، عن عائشة رضي الله عنها قالت:

 كان اليهود يسلمون على النبي صلى الله عليه وسلم يقولون: السام عليك، ففطنت عائشة إلى قولهم، فقالت: عليكم السام واللعنة، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (مهلاً يا عائشة، إن الله يحب الرفق في الأمر كله). فقالت: يا نبي الله، أولم تسمع ما يقولون؟ قال: (أولم تسمعي أني أرد ذلك عليهم، فأقول: وعليكم).

 

[-6395-] Aişe radiyallahu anha'dan nakledildiğine göre Yahudiler Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e selam verirken

 

"Ölüm üzerinize" derlerdi. Hz. Aişe onların bu sözünü anlayınca "Ölüm ve lanet üzerinize" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Yavaş ey Aişe! Allah her zaman yumuşak davranmayı sever" dedi.

 

Hz. Aişe de "Dediklerini duymuyor musunuz?" diye cevap verdi. Resuluilah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de "Onlara verdiğim cevabı sen duymadın mı? Ben de "Sizin de" demiştim" dedi.

 

 

حدثنا محمد بن المثنى: حدثنا الأنصاري: حدثنا هشام بن حسان: حدثنا محمد بن سيرين: حدثنا عبيدة: حدثنا علي بن أبي طالب رضي الله عنه قال:

 كنا مع النبي صلى الله عليه وسلم يوم الخندق، فقال: (ملأ الله قبورهم وبيوتهم ناراً، كما شغلونا عن الصلاة الوسطى حتى غابت الشمس). وهي صلاة العصر.

 

[-6396-] Ali İbn Ebi Talib r.a. şöyle demiştir: "Hendek savaşında Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanındaydık

 

"Allah onların kabirlerini ve evlerini ateşle doldursun. Güneş batana kadar ikindi namazını kıldırmadılar".

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

Düşmanlardan kimin kastedildiği bir kaç hadis önce açıklanmıştı. Hesabı hızlı görmek ya bizzat hesabın kendisini hızlı görmek ya da hesabın gelişini yakın tutmak anlamına gelmektedir.

 

باب: الدعاء للمشركين.

59. MÜŞRİKLERE DUA

 

حدثنا علي: حدثنا سفيان: حدثنا أبو الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة رضي الله عنه:

 قدم الطفيل بن عمرو على رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: يا رسول الله، إن دوساً قد عصت وأبت فادع الله عليها، فظن الناس أنه يدعو عليهم، فقال: (اللهم اهد دوساً وأت بهم).

 

[-6397-] Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Tufeyl İbn Amr ResululIah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e geldi ve

 

"Ey Allah'ın resulü! Devs kabilesi Allah'a isyan edip İslam'a girmeyi reddettiler. Onlar için Allah'a dua et" dedi. Oradakiler Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Devs kabilesine beddua edeceğini zannettiler. Ancak o:

 

"Ey Allahım! Devs'e hidayet ver ve onlan aramıza kat" diye dua etti.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

Müşriklere beddua ve dua farklı şeyler sebebiyledir. İbn Battal'ın nakIettiğine göre müşriklere dua onlara bedduayı nesh etmiştir. Bunun delili "Onlann durumu hakkında senin bir sorumluluğun yok" ayetidir. Alimlerin çoğunluğu burada nesh ilişkisi olmadığı kanaatindedir. Onlara göre müşriklere beddua caizdir. Beddua edilemeyecek olan müşrikler İslam'a girmeleri umulan ve kalplerinin İslam'a ısınması beklenenlerdir. MüşrikIere dua onların küfürde devam etmelerini engelleyecek ifadeler içeriyorsa onlara dua etmek caizdir. Eğer onların küfür üzere ölmeleri için ise bu caiz değildir. Burada hidayet kaydının konulması Hz. Nebiin "Allahım! Kavmime mağfiret et. Zira onlar bilmiyorlar" hadisinde geçen mağfireti de açıklamaktadır. Burada müşrikler hakkında istenilen mağfiret bizzat Hz. Nebi'e karşı işledikleri suçlarla ilgilidir. Yoksa günahlarının silinmesi talep edilmemiştir. Zira küfür günahının affı olmadığı malumdur. Bu itibarla "Allahım! Onlara mağfiret et" sözü, "mağfiretIerini gerektirecek İslam'a onları yönelt" demektir.