باب: التعوذ
من جهد البلاء.
28. MEŞAKKATLİ BELALARDAN ALLAH'A SIĞINMAK
حدثنا علي بن
عبد الله:
حدثنا سفيان:
حدثني سمي، عن
أبي صالح، عن
أبي هريرة:
كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يتعوذ من
جهد البلاء،
ودرك الشقاء،
وسوء القضاء،
وشماتة
الأعداء.
قال سفيان:
الحديث ثلاث،
زدت أنا
واحدة، لا أدري
أيتهن هي.
[-6347-] Ebu Hureyre r.a.'den nakledildiğine göre
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem meşakkatli belalardan, helak olmaktan,
kaza’nın kötüsünden ve düşmanın. istihzasından Allah'a sığınırdl.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
İbn BattaI ve başka alimler hadis metninde geçen cehdü'l-bela
ifadesini kişinin tayıyamayacağı ve defedemeyeceği kadar şiddetli meşakkat diye
açıklamıştır. İbn Ömer'den nakledildiğine göre ise bu ifade az mal çok ev halkı
anlamına gelmektedir. Doğrusu bu da meşakkat veren belalardan biridir. Bir
yoruma göre ise cehdü'l-bela ölümü arzu ettiren meşakkattir. Derekü'ş-şeka ise
dünya ve ahiretle ilgili olabilir. Sev'ü'l-kaza da kişinin kendisi, malı,
ailesi, çocukları, ölüm anı ve ahiretini kapsar. Buradaki kaza sözüyle hüküm
verilen şeyin kastedildiği zira Allah'ın tüm hükümlerinin güzelolduğu da
söylenmiştir.
İbn Battal şematetü'l-a'dayı kalbi yoran ve nefse çok ağır gelen
şey diye anlamıştır. Resulullah s.a.v.'in bunlardan Allah'a sığınması ümmetine
öğretmek içindir. Çünkü Allah kendisini bütün bunlardan korumuştur. Kadi İyaz
bunu kesin bir dille ifade etmiştir.
Bana göre bu doğru değildir. Ümmetinin sıkıntıya düşmesinden
endişe ederek bunlardan Allah'a sığınmış olması da muhtemeldir.
Nevevi şöyle der: Hadis sayılan şeylerden Allah'a sığınmanın
müstehap olduğunu göstermektedir. Bütün alimler bu konuda görüş birliği
içindedir. İbnü'lCevzi'nin beyanına göre hadis dua ederken tekellüfe girilmeden
kafiyeli sözler söylenmesinin mekruh olmadığına da delalet etmektedir. Bu hadis
istiazenin meşruiyetini göstermektedir. Bu• durum kaderde yazılı şeylerin kaza
olarak ortaya çıkmasıyla çelişmez. Zira bela ile imtihan edilecek bir şahsın
dua etmesiyle belasının kaldırılmasına hükmediimiş olabilir. Yani kaza hem
öncekini hem de sonrakini içerebilir. İstiazenin faydası kulun Allah'a olan
ihtiyacını ve tazarrusunu arzetmesidir. Bu da daavat bölüinünün başında
ayrıntılı olarak incelenmiştir.
باب: دعاء
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (اللهم
الرفيق
الأعلى).
29. NEBİ S.A.V.'İN DUASINDA REFIK-İ A'LA'yı İSTEMESİ
حدثنا سعيد
بن عفير قال:
حدثني الليث
قال: حدثني
عُقَيل، عن
ابن شهاب:
أخبرني سعيد
بن المسيَّب
وعروة بن
الزبير في
رجال من أهل
العلم: أن عائشة
رضي الله عنها
قالت:
كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول وهو
صحيح: (لم يقبض
نبي قط حتى
يرى مقعده من
الجنة، ثم
يخير). فلما
نزل به ورأسه
على فخذي غشي
عليه ساعة ثم
أفاق، فأشخص بصره
إلى السقف، ثم
قال: (اللهم
الرفيق
الأعلى). قلت
إذاً لا
يختارنا،
وعلمت أنه
الحديث الذي كان
يحدثنا وهو
صحيح، قالت:
فكانت تلك آخر
كلمة تكلم
بها: (اللهم
الرفيق الأعلى).
[-6348-] Aişe r.anha'dan nakledildiğine göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem sağlıklı iken
"Nebilerin hepsi cennetteki yerlerini gördükten sonra
öldüler. Sonra muhayyer bırakıldılar" demiştir. Başı Hz. Aişe'nin dizinde
iken rahatsızlanıp bayılmış; sonra uyanıp bir müddet tavana baktıktan sonra
"Allahım! Rejfk-i a'la" diye dua etmiştir. Hz. Aişe Resulullah
s.a.v.'in kendilerini tercih etmediğini düşünürken bu duanm sağlıklı iken
kendilerine söylediği söz olduğunu anımsamıştır. Bu sözler Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in yaşarken son sözleri olmuştur.