باب: من نظر
في كتاب من
يحذر على
المسلمين ليستبين
أمره.
23. MÜSLÜMANLARA ZARAR VERECEGİNDEN ÇEKİNİLEN KİMSENİN YAZDIĞI
MEKTUBA YAZANIN DURUMU AÇIKÇA ORTAYA ÇIKSIN DİYE BAKAN KİMSE
حدثنا يوسف
بن بهلول:
حدثنا ابن
إدريس قال:
حدثني حصين بن
عبد الرحمن،
عن سعد بن عبيدة،
عن أبي عبد
الرحمن
السلمي، عن
علي رضي الله
عنه قال:
بعثني
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم والزبير بن
العوام وأبا
مرثد الغنوي،
وكلنا فارس،
فقال:
(انطلقوا حتى
تأتوا روضة
خاخ، فإن بها
امرأة من
المشركين،
معها صحيفة من
حاطب بن أبي
بلتعة إلى
المشركين).
قال: فأدركناها
تسير على جمل
لها حيث قال
لنا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، قال:
قلنا: أين
الكتاب الذي
معك؟ قالت: ما
معي كتاب،
فأنخنا بها،
فابتغينا في
رحلها فما
وجدنا شيئاً،
قال صاحباي:
ما نرى كتاباً،
قال: قلت: لقد
علمت ما كذب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، والذي
يحلف به،
لتخرجن
الكتاب أو
لأجردنك. قال:
فلما رأت الجد
مني أهوت
بيدها إلى
حجزتها، وهي
محتجزة
بكساء، فأخرجت
الكتاب، قال:
فانطلقنا به
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، فقال:
(ما حملك يا
حاطب على ما
صنعت). قال: ما
بي إلا أن
أكون مؤمناً
بالله
ورسوله، وما
غيرت ولا
بدلت، أردت أن
تكون لي عند
القوم يد يدفع
الله بها عن
أهلي ومالي،
وليس من
أصحابك هناك
إلا وله من
يدفع الله به
عن أهله
وماله، قال:
(صدق، فلا
تقولوا له إلا
خيراً). قال:
فقال عمر بن
الخطاب: إنه
قد خان الله
ورسوله والمؤمنين،
فدعني فأضرب
عنقه، قال:
فقال: (يا عمر،
وما يدريك،
لعل الله قد
اطلع على أهل
بدر فقال:
اعملوا ما
شئتم، فقد
وجبت لكم
الجنة). قال: فدمعت
عينا عمر
وقال: الله
ورسوله أعلم.
[-6259-] Ali r.a. dedi ki: "Rasulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem beni, ez-Zubeyr İbn el-Avvam'ı ve Ebu Mersed el-Ganevı'yi -ki
hepimiz süvari idik- gönderip bize:
Ravdatuhah denilen yere varıncaya kadar yola koyulun. Orada
beraberinde Hatıb İbn Ebi Beltea'dan müşriklere yazılmış bir sahife bulunan
müşriklerden bir kadın vardır, buyurdu.
Ali r.a. dedi ki: Biz de onu bir devesi üzerinde yol alırken,
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bize dediği yerde yetiştik. Ona:
Beraberindeki mektup nerede, diye sorduk. Kadın: Benimle birlikte mektup diye
bir şey yoktur deyince, devesini çöktürdük, eşyasını araştırdık, hiçbir şey
bulamadık.
Diğer iki arkadaşım: Beraberinde mektup olduğu görüşünde değiliz,
dediler.
Ben: Andolsun Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yalan
söylemediğini biliyorum. Adına and olunana yemin ederek söylüyorum ki, ya
mektubu çıkartırsın yahut seni çınlçlplak soyarım, dedim. Kadın benim ciddi
olduğumu görünce, elini beline götürdü. Beline bir kumaşı peştamal şeklinde
bağlamıştı. Oradan mektubu çıkardı.
Ali devamla dedi ki: Mektubu alıp Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e götürdü k.
Allah Rasulü:
Ey Hatıb, seni yaptığın bu işe iten ne oldu, dedi. Hatıb: Ben
sadece Allah'a ve Rasulüne iman eden birisiyim. Ne bir değişiklik yaptım, ne de
değiştirdim. Ama onlara bir iyiliğim dokunsun ve Allah bu iyiliğim sayesinde
aileme ve malıma gelecek zararı önlesin istedim. Senin ashabından orada
Allah'ın kendileri vasıtasıyla ailesine ve malına gelecek zararı def edecek
kimseleri bulunmayan hiçbir kişi yoktur, dedim.
Allah Rasulü: Doğru söylüyor, ona hayırdan başka bir şey
demeyiniz, buyurdu.
Ali dedi ki: Bu sefer Ömer İbn el-Hattab: Şüphesiz ki o Allah'a,
Rasulüne ve mu'minlere hainlik etmiştir. Beni bırak da boynunu uçurayım, dedi.
Allah Rasulü bunun üzerine: Ey Ömer! Allah'ın Bedir'e katılanlara muttali
olup: Dilediğinizi yapınız, size cennet vacip olmuştur, demediğini nereden
biliyorsun, buyurdu.
Ali r.a. dediki: Ömer'in gözleri yaşardı ve: Allah ve Rasulü daha
iyi bilir, dedi."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Müslümanlar için sakınılması gereken şeylerin yazılı
bulunduğu bir mektuba yazanın durumu açıkça ortaya çıksın diye bakan
kimse." Buhari başkasına ait mektuba bakmayı yasaklamaya dair varid olmuş
rivayetin, bakma kötülüğünden daha büyük bir kötülüğü önlemeye elverişli
bakmanın, biricik yololması halinin, ondan ayrı ve özelolduğuna işaret ediyor
gibidir. Sözü geçen bu eseri Ebu Davud, İbn Abbas'ın sözü olarak "Kim
kardeşinin mektubuna onun izni olmaksızın bakacak olursa, ateşe bakıyor
gibidir" lafzı ile olup senedi zayıftır.
el-Mühelleb dedi ki: Ali'nin rivayet ettiği bu hadisten
günahkarın örtülü halinin açığa çıkarılabileceği, isyankar kadının üstünün
açılabileceği anlaşılmaktadır. Başkasına ait mektuba izni olmaksızın bakmanın
caiz olduğuna dair gelen rivayet, ancak Müslümanlar aleyhine iş yapmakla itham
olunmayan kimseler hakkında söz konusudur. Böyle bir itham ile karşı karşıya
bulunan kimsenin ise bu açıdan herhangi bir saygınlığı yoktur. Yine hadisten
anlaşıldığına göre bakman ın kaçınılmaz bir zaruret halini alması dolayısıyla
kadının avretine bakmak caizdir.
باب: كيف يكتب
الكتاب إلى
أهل الكتاب.
24. KİTAP EHLİNE NASIL MEKTUP YAZILIR?
حدثنا محمد
بن مقاتل أبو
الحسن: أخبرنا
عبد الله:
أخبرنا يونس،
عن الزُهري
قال: أخبرني
عبيد الله بن
عبد الله بن
عتبة: أن ابن
عباس أخبره: أن
أبا سفيان بن
حرب أخبره:
أن
هرقل أرسل
إليه في نفر
من قريش،
وكانوا تجاراً
بالشأم،
فأتوه، فذكر
الحديث، قال:
ثم دعا بكتاب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقرئ، فإذا
فيه: (بسم الله
الرحمن
الرحيم، من
محمد عبد الله
ورسوله، إلى
هرقل عظيم
الروم،
السلام على من
اتبع الهدى،
أما بعد).
[-6260-] Ebu Süfyan İbn Harb'den rivayete göre;
"Hirakl (Heraklius) Kureyş'ten birkaç kişi ile birlikte iken ona bir elçi
göndermişti. -O sırada Şam'da tüccar olarak bulunuyorlardı.- Arkadaşlarıyla
beraber Heraklius'un yanına gittiler -deyip hadisi zikretti.-
Ebu Süfyan dedi ki: Sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in mektubunun getirilmesini istedi ve mektup getirilip okundu. Mektupta
şu yazılı idi: "Rahman, Rahim Allah'ın adı ile. Allah'ın kulu ve Rasulü
Muhammed'den Rumiarın (Bizanslıların) büyüğü Heraklius'e. Selam hidayete tabi
olanlara. Emma ba'du., ,II
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Kitap ehline nasıl mektup yazılır?" Buhari bu başlık
altında Ebu Süfyan'ın, Heraklius ile ilgili olayı anlatan hadisinin bir
bölümünü zikretmektedir. Hadisin başlığa delaleti gayet açıktır.
İbn Battal dedi ki: Hadisten anlaşıldığına göre, kitap ehline
yazılan mektupta bismillahirrahmanirrahim'i yazmak, mektubu yazanın adını
kendisine yazılanın adından önce yazmak caizdir. Ayrıca hadiste ihtiyaç halinde
kitap ehline selam yazmayı caiz kabul edenlerin lehine bir delil vardır.
Derim ki: Mutlak olarak selam vermenin caiz olduğu tartışılır.
Hadisin delalet ettiği, haberde olduğu şekilde kayıtlı olarak kullanılan
selamdır. O da şöyledir:
Selam hidayete tabi olanlara yahut: Selam hakka sımsıkı
sarılanlar ya da buna benzer ifadeler ile kayıtlanır. İzin isteme bölümünün
(yani bu bölümün) baş taraftarında bu husustaki görüş ayrılıklarına dair
nakiller geçmiş bulunmaktadır.
باب: بمن يبدأ
في الكتاب.
25. MEKTUBA KİMİN İSMİ YAZILARAK BAŞLANIR
وقال الليث:
حدثني جعفر بن
ربيعة، عن عبد
الرحمن بن
هرمز، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه،
عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: أنه ذكر
رجلاً من بني
إسرائيل، أخذ
خشبة فنقرها،
فأدخل فيها
ألف دينار،
وصحيفة منه
إلى صاحبه.
وقال عمر بن
أبي سلمة، عن
أبيه: عن أبي
هريرة: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (نجر
خشبة، فجعل المال
في جوفها،
وكتب إليه
صحيفة: من
فلان إلى فلان).
[-6261-] Ebu Hureyre r.a.'dan rivayete göre; "Rasulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem, İsrailoğullarından bir adam'ı sözkonusu etti. Bu adam bir
kereste parçası alıp içini oymuş, içine bin dinar ile kendisinden arkadaşına
hitaben bir mektup sahifesi koymuştu.
Ömer İbn Ebi Seleme'nin babasından, onun da Ebu Hureyre'den
rivayetine göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Bir adam bir
ağaç parçasını yonttu ve malı onun içine yerleştirdi, o kişiye de: Filan
kimseden filan kimseye, diye bir sahife (mektup) yazıp koydu."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Mektuba kimin adı yazılarak başlanır." Yani kendi
adını mı yoksa mektup yazdığı kimsenin adını mı yazarak başlar?
Buhari bu başlık altında İsrailoğullarından bin dinar borç almış
bir adam ile ilgili hadisin bir bölümünü zikretmiştir. Sanki bu hususta kendi şartına
göre merfu bir hadis bulmadığından bununla yetinmiş gibidir. Bu hadis,
Buhari'nin bizden öncekilerin şeriatını bizim şeriatimızda nakledilip
reddolunmamışsa delil olarak kullanılabileceği şeklinde kabul ettiği kaidesine
de uygundur. Özellikle de bizden öncekilerin şeriatindeki bu olay, yapanın
övüldüğü bir surette nakledilmesi halinde böyledir.
Bu hadiste delilolacak taraf, borçlu olan kimsenin mektubuna
"filan kimseden filan kimseye" diye yazmış olmasıdır. Buhari'nin Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in az önce işaret olunan Heraklius'a gönderdiği
mektubu delil göstermesi mümkün olmakla birlikte, bunu büyük olan zatın küçüğe,
azametli olan birisinin ise öyle olmayana mektup yazarken kendi adını yazması
esası dolayısıyla delil göstermemiş olabilir. Ama durumun aksi ya da eşit
olması halinde tereddüt söz konusu olur.
Buhari, el-Edebu'l-Müfred adlı eserinde Harice İbn Zeyd İbn
Sabit yoluyla Zeyd İbn Sabit hanedanının büyüklerinden: "Bu mektup
Allah'ın kulu, mü minlerin emiri Muaviye'nin Zeyd İbn Sabit'e mektubudur. Selam
olsun sanal diye bir rivayet kaydetmiş bulunmaktadır. İbn Ömer'den de buna
yakın bir rivayet nakletmiştir. Ebu Davud da İbn Sirin yoluyla Ebu'l-Ala İbn
Hadrami'den, onun el-Ala'dan rivayet ettiğine göre o, Muhammed Rasulullah'a
diye mektup yazmıştır. Naf!'den rivayete göre de İbn Ömer, kölelerine kendisine
mektup yazdıkları takdirde kendi isimlerini zikretmekle başlamalarını
emrederdi. Naf!'den yine rivayete göre Ömer'in gönderdiği görevliler ona mektup
yazdıkları takdirde önce kendi adlarını yazarlardı.
el-Mühelleb dedi ki: Sünnet olan, yazanın önce kendi adını
yazarak başlamasıdır.
Mamer'den, onun Eyyub'dan rivayetine göre bazen mektup yazdığı
adamın adını kendi adından önce yazardı. Bu hususta Malik'e sorulan soru
üzerine o:
Bunda bir sakınca yoktur demiş ve şunları eklemiştir: Bu
dışarıdan gelen bir kimseye mecliste yer açmaya benzer. Ona: Irak ehli senden
önce kimsenin adını yazarak başlamaz, isterse bu kişi baban annen yahut senden
daha büyük olsun diyorlar denilince, bunların böyle yapmalarını ayıpladı.
Derim ki: İbn Ömer'den nakledilen onun çoğu hallerinde görülen
durumdur. Yoksa Buhari el-Edebu'l-Müfred adlı eserinde sahih bir senedie
Naf!'den şunu rivayet etmiştir: İbn Ömer'in, Muaviye'nin yanında görülecek bir
ihtiyacı vardı. Önce kendi adını yazmak istedi. Etrafındakiler ona ısrar edip
durdular, sonunda: Bismillahirahmanirrahim Muaviye'ye diye mektup yazdı.
Yine el-Edebu'l-Müfred'de Abdullah İbn Dinar'ın bir rivayeti
olarak Abdullah İbn Ömer'in, Abdulmelik'e bey'at etmek üzere şu şekilde mektup
yazdığı nı rivayet etmektedir: "Bismillahirrahmanirrahim. mu'minlerin
emiri Abdulmelik'e, Abdullah İbn Ömer'den selam olsun sana ... "